Merhabalar ben Güler. Eşim üzerime kuma getirince boşanıp İstanbul Kanarya ’ya geldim. İki çocuğumla hayata tutunmaya çalışıyorum. Kalabalık bir ailem var ama yapayalnızım. Ailemle aynı mahallede oturuyorum. Kocamı bırakıp geldim diye ailem bana sahip çıkmıyor. Geçinemiyorum, çok zorlanıyorum. Hasta olduğum için çalışamıyorum. Ama hasta halimle gidip tekstilde çalıştığım da oldu. Gözüm iyi görmediği için hep mobbinge maruz kaldım. Kiradayım. Çocuklarımı zor okutuyorum. Çocuklara beslenme kıyamıyorum.
Çocuklar okula kuru ekmek götürüyorlar. Çocukların okullarına gidip “beslenme koyamıyorum” dedim. “Hiçbir şey yapamayız” dediler. Çocuklarım okula aç gidip aç geliyorlar. Aylardır ne et ne tavuk yemişliğimiz yok. Kahvaltılık türü şeyler hazırlayıp yiyoruz.
Komşulardan gelen desteklerle, yardımlarla ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışıyorum. Plastik bidon toplayıp satıyorum. Eskiden Kurban Bayramı’nda kurban kesilirdi. Kurbanda evimize et girerdi. Komşular kurban getirirdi. Artık kimsenin gücü yok kurban kesmeye. Bayram geldi, bayram bizim neyimize? Çocuklarımın karnını doyuramıyorum, bayramlığı alamıyorum. Benim çocuklarım neden bayramda sevinemiyor? Bu nasıl bir sınav benim ve çocuklarım için?
Fotoğraf: Pixabay
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.