Canavarlık değil, devlet politikası!
'Narin’in ölümü yalnızca bir çocuğun kaybı değil, bir toplumun kaybıdır. Biz Narin’i unutmayacağız, çünkü bu cinayet yalnızca bir kişinin değil, bir sistemin suçu.'

Narin Güran, henüz hayatın ne olduğunu anlayamadan, hayaller kuramadan hayatını kaybetti. Ama Narin yalnız değil. Yalnız olmadığını biliyoruz çünkü son yıllarda katledilen çocukların sayısı her geçen gün artıyor. Bu bir tesadüf değil, bu sistemin çürümüşlüğünün bir yansıması. Politik bir cinayet bu; bireysel bir canavarlık değil, sistemin çöküşünün göstergesi.

Hatırlayın; Eylül Yağlıkara, henüz 8 yaşındayken kaçırıldı. İşkence edilerek öldürüldü. Leyla Aydemir 4 yaşındayken kaçırıldı ve ölü bedeni günler sonra bulundu. Elif Nur Şimşek, bir parkta oynamak isterken roketatar saldırısında hayatını kaybetti. Bu isimler sadece buz dağının görünen kısmı.

Bu çocuklar devletin koruma sağlayamadığı, toplumun sessizliğine hapsedilmiş hayatlar. Yasalarla korunduğunu sandığımız bu çocuklar aslında korumasız.

DEVLETİN SUÇ ORTAKLIĞI

Özgecan Aslan, Emine Bulut, Ceren Özdemir, Pınar Gültekin... Her biri kadın, her biri vahşice katledildi. Ama unutmayalım, bu cinayetler sadece kadınlarla sınırlı değil. Çocuklar da aynı şiddetin kurbanı. Cezalar yeterli değil, yasalar caydırıcı değil. Bir çocuk katledildiğinde, bir kadın sokakta vahşice öldürüldüğünde suç sadece failin değil, devletin de. Çünkü devlet sessiz kaldığında, yasaları gerektiği şekilde uygulamadığında, suçluları koruduğunda bu cinayetlerin devamını sağlıyor. Devletin korumadığı çocukların, toplumun sırt çevirdiği kadınların ve Narin’in ölümü trajedi değil. Bu bir devlet politikası. Devletin bu sessizliği, suçluların elini güçlendiriyor. Devlet politikasını değiştirmediği sürece, her çocuk ve her kadın potansiyel birer kurban.

Çocuk ve kadın cinayetlerinde her zaman sorarız: Cezalar neden yeterli değil? Neden bu suçları işleyenler “iyi hal” adı altında ödüllendiriliyor? Çünkü bu sistem, suçluları korumaya odaklanmış bir sistem. Bu yüzden her gün yeni bir isim duyuyoruz. Bu yüzden Narin, Eylül, Leyla gibi çocuklar öldürülüyor.

NARİN İÇİN ADALET!

Narin’in ölümü yalnızca bir çocuğun kaybı değil, bir toplumun kaybıdır. Biz Narin’i unutmayacağız, çünkü bu cinayet yalnızca bir kişinin değil, bir sistemin suçu. Biz bu suçu kabul etmiyoruz. Biz devletin bu sessizliğine boyun eğmiyoruz. Bu suçun failini ararken toplumun her kesiminde, devletin her kademesinde bu cinayetin izlerini bulabiliriz. Unutmayacağız! Biz sessiz kalırsak başka Narinler, Eylüller, Leylalar da olacak.

Adalet sadece suçlunun ceza alması değildir. Adalet, devletin ve toplumun bu suçları meşrulaştıran sessizliğinin son bulmasıdır. Çocukları, kadınları korumayan bir devlet, adaleti sağlayamaz. Narin, Eylül, Leyla için adalet istemek, yalnızca cezaların caydırıcı olması değil; aynı zamanda bu suçların kökünden kazınması demektir.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Narin için de susmayacağız, Nurcan için de

Nurcan Arslan cinayetinde Yargıtay faile verilen cezayı 3. kez bozdu, Nurcan Arslan için adalet müca...

Nurtepe'de kadınlar Narin için buluştu

Nurtepe Güzeltepe Kız Kardeşlik Köprüsü'nün çağrısıyla kadınlar Nurtepe Metro İstasyonu önünde Narin...

Türkiye'nin dört bir yanından kadınlar: 'Narin'in...

Türkiye'nin dört bir yanında kadınlar, Narin'in ölümünün sorumlularının bulunması ve cezalandırılmas...