İstanbul Bağcılar'da onlarca çocuğu senelerce istismar eden Metin Şenay'a ilişkin ilk duruşma bugün Bakırköy 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Mahkeme başkanının izini olmadığı gerekçesiyle vekaleti olan avukatlar, duruşmayı izlemek isteyenler ve basın içeri alınmadı.

Duruşma 4 Haziran 2024'e ertelendi.

DURUŞMADA NELER YAŞANDI?

Bilinmeyen sayıda çocuğu istismar eden Metin Şenay’a ilişkin görülen ilk duruşma kısıtlı sayıda avukat ve basına kapalı şekilde sonra erdi. Duruşma sonrasında avukatlar dosyada gizlilik kararı olduğunu, bu nedenle kısıtlı bilgi paylaşabileceklerini ifade etti. Duruşma sonunda yapılan basın açıklamasıyla ilk duruşmaya ilişkin bilgi veren UCİM Türkiye Hukuk Koordinatörü Ayça Kara Sığırcık, savcının mütalaa verdiğini, mütalaa olumlu yönde de olsa eksiklikleri olduğunu ifade etti. Sığırcık avukatların gün boyu salona alınmamasına da değinirken yetki belgesi olan bir avukatın dışarı çıkarıldığını, tüm bunları duruşma zaptına geçirdiklerini aktardı. Avukatlar kovuşturmanın genişletilmesi taleplerinin reddedildiğini ifade etti.

UCİM avukatlarından Ayça Bolat, müstehcen yayınların üretiminde çocukları kullanmak suçuna ilişkin ve bu suça başka kimlerin iştirak ettiğinin tespit edilmesine ilişkim başvuruda bulunacaklarını ifade etti.

Duruşma salonunun olduğu koridora heyet başkanının kararı gerekçe gösterilerek gazeteciler ve yurttaşlar alınmazken duruşma salonuna ise yetki belgesi olan avukatlar dahil olmak üzere çoğu avukat alınmadı. Yalnızca bir isim listesindeki avukatlar seçilirken içeri alınmayan avukatlar duruma tepki gösterdi.

Fotoğraf: DHA

"ÇOCUKLARIN HAKLARI NASIL SAVUNULACAK?"

Duruşma başlarken müşteki avukatları seçilerek içeri alındı, avukatların büyük kısmı duruşma salonuna alınmadı. Sebep olarak ‘heyet başkanının böyle istemesi’ gösterilirken başsavcı ise avukatlara şikayet hakların kullanmalarını söyledi. Avukatlar durum hakkında tutanak tuttu ve durumun hukuksuz olduğunu belirtti. Duruşma salonu önünde açıklama yapan UCİM Başkanı Saadet Özkan, baro avukatlarının, yetki belgeli avukatların da içeri alınmadığını ifade etti. Davaya müdahil olmak isteyen derneklerin ve avukatların talebinin duruşma salonunda yüz yüze değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Özkan, “Ama avukatlarımız içeri girmezse, STK’ler içeri girip gereğini yapmazsa nasıl ilerleyeceğiz? Bu ülkede çocukların hakları nasıl korunacak? UCİM olarak çocuktan vekalet aldık ve buradayız. Mahkeme bunları duysun, STK’leri ve baroları içeri alsın. Olması gerektiği gibi yasaları ilerletsin. Adalet Bakanlığına da şikayette bulunacağız” dedi. Duruşmayı izlemek isteyen yurttaşlar duruma alkış ve sloganlarla tepki gösterdi.

"ÇOCUK BİR KEZ DE DEVLET TARAFINDAN MAĞDUR EDİLİYOR"

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun gönüllü avukatlarından, duruşma salonuna alınmayan avukatlardan Elif Özdemir Evrensel’e konuştu. Duruşmaya katılmak isteyenlerin müdahillik talebini sunacağını, derneklerin de katılma talebinde bulunabileceğini ifade eden Özdemir, “Eğer ki bu katılma talebi kabul edilmeyecekse duruşma salonunda bu katılma talebinin kabul olmadığı katılma talebinde bulunan avukata yüze tevhim edilir ve ardından izleyici kısmına oturtulur. Ancak biz bu talebimizi usule uygun olarak yüzüne dahi yapamamış olup, güvenlik görevleri tarafından hakimin içeriye kimseyi almayacağı beyanı karşısında duruşma salonu dışında beklemek durumunda kaldık” diye konuştu.

Müdahillik taleplerinin kabul edilmediğini dosyada vekaletli olan birkaç avukattan birinin yetki belgesi sunduğu avukatın da hukuka aykırı şekilde duruşmaya alınmadığını söyleyen Özdemir, “Aynı zaman diliminde mağdurlardan bir tanesinin ki muhtemelen tahmin ettiğim üzere yurtta, yetiştirme yurduna yerleştirilenlerden bir tanesinin devlet tarafından atanan avukatı, şu an şehir dışında olduğu için bir avukat arkadaşına yetki belgesi veriyor. Yani dolayısıyla CMK vekili olarak arkadaşına atıyor. Ancak o da duruşma salonuna alınmıyor” ifadelerini kullandı. Gerekçe olarak sadece vekaletli avukatların girebileceğinin söylendiğini aktaran Özdemir, “Ancak şunu söylemeliyim ki yetki belgesi de düzgün bir şekilde düzenlendiği takdirde vekaletnamenin yerine geçmektedir. En büyük hukuk aykırılık zaten şimdiye kadar yalnız olan, zaten mağdur olan bir çocuğun vekilinin sorgu duruşmasına alınmaması zaten mağdur bir çocuğun devlet tarafından da mağdur edildiğini gösteriyor” dedi.

"NEYİ SAKLIYORLAR?"

Tüm yapılan işlemlerin hukuka aykırı olduğunu ifade eden Özdemir, şöyle dedi: “Bu durum sürerse duruşmanın aleniliği ilkesi açıkça ihlal edilmiş olacak. Her ne olursa olsun biz bu dosyanın arkasındayız. Birçok sivil toplum örgütü aynı zamanda İstanbul Barosunun Çocuk Hakları, Kadın Hakları Merkezi, Hayvan Hakları Merkezi burada. Bizi istedikleri kadar almasınlar, biz burada çocukların hakkını, savunulmayan çocukların hakkını, geçmişte alamadıkları savunulmayı onlara burada vermek için elimizden geleni yapmaya, mücadele etmeye devam ediyoruz.”

Duruşmaya destek vermek için gelen Bakırköy Adliyesine gelen yurttaşlardan Ebru Kaya ve Gül Soylu, gazetemize konuştu. Kaya, “Ben bir anneyim. Ve duyduklarıma inanamıyorum. Bu nasıl olabilir? Nasıl bir vicdan? Çocuklara, hayvanlara… Nereye gidiyoruz? Çıkıp bizim tepki göstermemiz gerekiyor, bu pislikler saklandıkça, gizlendikçe çoğalıyorlar. Avukat alınmıyor içeri, gizli tutuluyor. Neyi gizliyorlar? Ortalığa dökün ki her şey gözüksün” diye tepki gösterdi. Gül Soylu da, “Arkasında birilerinin olduğunu düşünüyorum. Bilmiyorum, bu tek başına değil. Hükümet destekli bile olabilir. Sadece bir şeyleri gizliyorlar. Bence duyulmaması gereken isimler var. Onları saklamak için yapıyorlar. Başka bir açıklaması olamaz. Ben başka bir açıklama bulamıyorum bu saçmalığa” ifadelerini kullandı.

FAİL 2009’DA SERBEST BIRAKILDI

Duruşma öncesinde Kadın Meclisleri, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve KADEM açıklama yaptı. Kadın Meclisleri ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu adına konuşan Fidan Ataselim, “Yıllarca süren bu istismarda kimlerin payı varsa, açığa çıkmamasında kimlerin ihmali varsa birer birer yargılanması için elimizden geleni yapıyor olacağız. Bir kişi onlarca çocuğu istismar ediyor yıllarca. 2009 yılında 12 yıl ceza alıyor ama Yargıtay bir karar veriyor. Yargıtay da bu süreçten, onlarca çocuğun istismarından sorumludur. Çünkü Yargıtay yetersiz ve soyut deliller olduğu için beraatine diyor. Hiçbir ceza almadan, elini kolunu sallayarak çocukları istismar etmeye devam ediyor. Kaç çocuğun istismara uğradığını halen daha açığa çıkarmayacak mısınız? Lanzarotte Sözleşmesi uygulanırsa çocuk istismarı önlenebilir” dedi.

İstanbul 1 Mayıs’ına katıldığı için evleri basılarak gözaltına alınan yurttaşları ve İçişleri Bakanı Yerlikaya’nın ‘gereği yapıldı’ paylaşımını hatırlatan Ataselim, “Bir şeyin gereği yapılacaksa bu ülkede kadınların yaşam hakkı için gereği yapılsın. Bu ülkedeki çocukların istismardan uzak, aydınlık geleceği için gereği yapılsın. Gerçek adaletin yerini bulması için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Arkasından açıklama yapan KADEM de adalet talebiyle duruşmayı takip edeceklerini ifade etti.

NE OLMUŞTU?

25 Mayıs 2023’te tutuklanan Metin Şenay’ın hakkında 4 mağdura karşı zincirleme olarak cebir, tehdit veya hile kullanarak çocuğu cinsel amaçla hürriyetinden yoksun kılma, zincirleme olarak 12 yaşını tamamlamamış çocuğun nitelikli cinsel istismarı, müstehcen yayınların üretiminde çocukları kullanmak ve cebir, tehdit veya hile kullanarak silahla ve cinsel amaçla çocuğu hürriyetinden yoksun kılma suçlarından 331 yıl 6 aya kadar hapis cezası isteniyor.

İstanbul Bağcılar'da, 24 Mayıs 2023'te 11 yaşındaki M.Y.'nin okul çıkışı eve geç kalması ve ailesinin kayıp ihbarında bulunmasıyla olay ortaya çıkmış, Şenay’ın sucu dükkanına yaptırdığı bir ses yalıtımlı odada onlarca çocuğu istismar ettiği öğrenilmişti. Metin Şenay ise 25 Mayıs 2023'te tutuklandı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma 25 Ocak'ta tamamlandı. İddianamede 18 yaşından küçük 4 çocuk istismar mağduru olarak yer aldı. Şenay’ın el konulan bilgisayarında istismar ablarını video kaydına aldığı ortaya çıktı. Ayrıca iddianamede Metin Şenay hakkında 2009 yılında bir kız çocuğuna istismarda bulunduğu gerekçesiyle hapis cezasına çarptırıldığı, ancak Yargıtay'ın 'somut delil bulunmadığı' gerekçesiyle beraatine karar verdiği de yer aldı.

Fotoğraflar: Nisa Sude Demirel