Gabze Kadın Platformu ve Gebze Teknik Üniversitesi öğrencileri kadın cinayetleri ve üniversitede yaşanan tacize karşı basın açıklaması gerçekleştirdi. Gebze Teknik Üniversitesi öğrencilerine ise rektörlük müdahale etti.
Bugün Gebze Teknik Üniversitesi öğrencileri kadın cinayetlerine karşı kampüsten üniversite kapısına doğru yürüyerek, Gebze Kadın Platformuyla buluşmayı ve açıklama yapmayı planlıyorlardı. Ancak rektörlük, öğrencilerin açıklama metnine, yürüyüş güzergahına ve hatta yürüyüş saatine müdahale ederek buluşmayı engelledi. Gabze Kadın Platformu ve Gebze Teknik Üniversitesi öğrencileri ayrı ayrı açıklamalar yaptılar.
'GTÜ'DE TACİZ KADINLARI TEDİRGİN EDİYOR'
Gabze Kadın Platformu adına açıklamayı okuyan Eğitim-Sen Kocaeli 2Nolu Şubesi Kadın Sekreteri Alev Çalımbay, "Bugün burada açıklama yapmamızın asıl nedeni; GTÜ’de okuyan kadın öğrencilerin uzun birsüredir kampüste yaşadıklarını ifade ettikleri tacizkonuları gündeme getirmektir. Son olarak basınayansıyan ve tüm güvenlik görevlilerini töhmetaltına bırakan 'üniversiteyi karıştıran taciziddiası' başlıklı haber ise kampüste yaşayanöğrencilerde tedirginlik yaratmıştır." dedi.
Açıklamanın üniversitede taciz bölümüne ilişkin kısmı şöyle:
Güvenlik Müdürü/ Koordinatörü Fikret Günen’nin güvenlik personeline gönderdiği mesajda ‘kadın öğrencilere yönelik şikayetlerin arttığını, hiçbir bayan öğrenciyle gel çay iç, kahve iç, nerelerdesin, numaranı verir misin? ve sosyal medyada istek gönderimi yapılmasın’ mesajları tüm güvenlik emekçilerini de zan altında bırakmaktadır. Güvenlik personeli ise bu durumdan rahatsızlık duymaktadır. Suçlu kim veya kimlerse cezalandırılmalıdır. Ortada bir taciz olayı varsa, üniversite yönetimi bu konuda gerekli soruşturmayı ivedilikle açmalı, açtıysa da üniversite yönetimine bu durumu kolluk kuvvetlerine ve savcılığa derhal intikal ettirmelidir. GTÜ Öğrencilerinin geçtiğimiz günlerde yaptığı yürüyüş ve açıklamada ifade ettikleri ‘taciz olayının’ kampüste yaşanıyor olması ise bu konuda güvenlik müdürünün ‘öğrenci ailelerine çocuklarının kendisine emanet edildiğini söyleyen ancak gönderdiği mesajla sözünün gerçeği yansıtmadığını’ ayrıca göstermektedir.
Çünkü doğrudan suçlu olanı değil, tüm güvenlik emekçilerini töhmet altına bırakarak mesaj göndermesi kabul edilemez. Bugün burada haksız yere töhmet altına bırakılan güvenlik emekçilerinin haklarını savunmak içinde bulunuyoruz. Üniversite yönetiminin bu konuda bir soruşturma açıp açmadığını da kamuoyuna ve tüm öğrencilerine duyurması beklenmektedir. ‘Kol kırılsın, yen içinde kalsın!’ anlayışına sığınmayacağını düşündüğümüz üniversite yönetiminin kadın öğrencilerin daha önce de şimdilerde kampüse alınmayan bir öğretim elemanı tarafından istismar edildiği, üniversite yaz okulu ihalesini alan kişinin kampüste kadın öğrencilere laf atarak taciz ettiği halde, düzenlenen tutanağı kadın öğrenciyi bir şekilde ikna ederek ‘tacizciyi koruma yoluna gitmesi’ ise kabul edilemez olduğunu tüm kamuoyuna duyuruyoruz.
Bu kişinin siyasi bağlantısı ve arkasının güçlü olduğu ve bu nedenle bu olaya rağmen tekrar ihaleye girerek; yaz okulunu alabildiği bir kurumda kadın öğrencileri kim koruyacaktır? diye de soruyoruz. Ülkeyi bu hale getiren iktidar partisinin birörneğini kampüsümüzde de yaşamak istemiyoruz! AKP Kadın cinayetlerini önlemiyor; bari GTÜ kamusal görevini yerine getirerek üniversitedeki tacizleri önlesin! Kadınlar kendilerini korurlar, siz kadınlara engel olmayın yeter, diyoruz.
YALNIZ DEĞİLİZ HEP BİRLİKTEYİZ
GTÜ öğrencileri tarafından kampüs içinde yapılan açıklamada, "Bugün burada toplanmamızın nedeni yalnızca adalet aramak değil, aynı zamanda sesimizi yükseltmek. Bizler yalnızca bir gün değil, her gün bu haksızlıklara karşı direniyoruz. Dışarıda tek başımıza kaldığımızda hemen telefona sarılıyoruz. Otobüste başka yolcu kalmayınca biz de iniyoruz. Eve giderken yolumuzu uzatıyoruz, taksiye ise hiç tek binemiyoruz. Geceyi bırakın, gündüzler bile korku dolu artık bizim için. Her sokağa çıktığımızda acaba başımıza bir şey gelecek mi diye düşünmekten dışarı çıkamaz olduk. Bu sefer de evde kaldığımızda korkmaya başladık. Ayakkabılarımızı kapının önüne dizdik, ışıklarımızı kapatamadık, televizyonun sesini biraz daha açtık." denildi.
"Kimsenin geleceğimizi yok etmesine izin vermeyeceğiz!" denilen açıklamada, "Bizler vahşice hayatları ellerinden alınan İkbal'e, Narin'e ve daha birçok kardeşimize bu mücadeleyi borçluyuz. Bu olayların ne izahı ne de mizahı olur, bizler, yalnızca cezası olana kadar isyan edeceğiz. Mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Tüm kadınlar özgür olana, tüm çocuklar yalnızca saklambaç oynadığında kaybolana kadar sesimizi çıkartacağız. Yalnız değiliz, hep birlikteyiz ve böyle olmaya da devam edeceğiz." denildi.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.