yoksulluk
O dolabın metal soğukluğu için değil, cıvıl cıvıl sofralarda hep birlikte huzurla oturulan sofralar için vereceğiz oyumuzu.
Sennur Sezer 2017 Emek-Direniş Öykü ve Şiir Ödülleri’nde öykü dalında birinci olan bu öykü, bir kıymık gibi batıyor insanın yüreğine. Eline sağlık Şeyma Koç...
Diyarbakır’dan kısacık bir sohbetin gösterdiği ‘büyük Türkiye’ tablosu işte bu: Dağıtılan kömür yardımını kadınlar 2 liraya satıp çocuklarının ihtiyacını karşılamaya çalışıyor.
Elmas Çetintaş’ın, Pendik’te kızı ve oğluyla birlikte yaşadığı evi, adeta başına yıkıldı. Boşandığı kişinin isteğiyle, yasal hakları hiçe sayılarak evi yıkılan Çetintaş hiç kimseye sesini duyuramamış.
‘Erkek meselesi’ olarak görülen seçim tartışmalarına kadınların katılımı daha sınırlı. Bunu referandumda kırmıştı kadınlar. Kuaförler, bakkallar, işyeri tuvaletleri derin tartışmaların yeri olmuştu.
İktidar, ekonomik sıkıntıların olumsuz sonuçlarından kaçmak adına, baskın seçime gitse de Kocaeli ve Ankara’da kadınların hayat hikayeleri sorunların gizlenemez noktayı çoktan aştığını gösteriyor.
Kaynanam da öyle kolay bir insan değil, ama ne yapayım, susup oturacaktık. Bin bir emekle kurduğumuz evi kapattık, eşyaları bir depoya kilitledik. Kaynanamın gösterdiği bir odaya yerleştik.
Kadınlar işsiz, yoksulluk had safhada, güvencesizlik diz boyu, şiddet aldı başını gidiyor, kadınlar kendilerini güvende hissetmiyor. “Türkiye’de Kadınlar ve Kadın Emeği” raporu halimizi ortaya seriyor
Urfa’da çekilen bu fotoğraf kentin günlük yaşantısının bir parçası artık. Yüzlerce Suriyeli kadın sabah saat 5.00’ten itibaren ücretsiz ekmek alabilmek için fırınların önünde sıraya giriyor.
Nuray, eşinden ayrı ve işsiz. İki küçük çocuğu var ve onları bırakacak kimse olmadığı için çalışamıyor. Yoksullukla boğuşan Nuray yetkililerden iş, çocukları için de kreş istiyor.
Sincan’da çarşı pazar kan ağlıyor; kadınlar yetmeyeni yetirme derdinde, herkes şikayetçi. Dert ortak da, sadece dertlenmek yeter mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan asgari ücreti beğenmeyenlere ‘Ya eline diline dursun’ dedi. Asgari ücretle geçinen Kısmet Çelik ise ‘asgari ücretle nasıl geçinilemez’i yazdı.
10 tane ekmek götürecek insanlar var burada. Ekmeğin gramajı düşürüldü. Fiyatında bir değişiklik yok. Haliyle insanlar 1 tane ekmekle doyamaz oldu. Eh, daha fazlasına da imkanları yetmiyor.
Sadece kadın olduğum için yaklaştıkları gerçeğini çok erken yaşta öğrendim. Bu yaklaşım beni kadınlığımdan uzaklaştırıp erkeksi davranışlar göstermeme sebep oldu.
Evin tüm yükü omuzlarımda ve bu şartlarda 1400 lira ile geçinmemizi bekleniyor. Kendileri en lüks otomobillere binip, yolsuzluk yaparken üstelik. Aylardır evimize et girmedi. Buna yaşamak mı denir?
Müşteri firmalar denetime geliyor. Bütün fabrikayı tembihliyorlar “Aman ha surat asmayın, sorunları belli etmeyin.” Bütün sorunlara geçici bir çözüm bulunuyor. Müşteriler gittikten sonra aynı usul.
İşçilerin yoğunlukta olduğu Sincan Ertuğrulgazi Mahallesi’ndeki semt pazarında tezgahların çoğu, yere düşen, çürüğü az olan sebze, meyveleri saklıyor. Çünkü bu semtte pazar artığına muhtaç insan çok.
Ülke Reza Zarrab’ın hükümet yetkililerine dağıttığı rüşvetler ve Erdoğan’ın yakınlarının vergi cenneti Man Adası’na akıttığı milyonlarla çalkalanırken Tuzluçayırlı kadınlar bu yolsuzluğa ne diyor?
Yuttukları, dağıttıkları, cebe indirdikleri her bir kuruşta bu kadınların, bu gençlerin, bu bebeklerin, bu babaların canının hakkı olduğunu düşünün...
Cumhurbaşkanı “2019’u kadınlar sırtlayacak” diyor. Sırtlayacağımız, kurmak için omuz vereceğimiz bir dünya var elbette. Ama“mahdumlar” gemileri daha rahat yüzdürsün diye değil.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.