Diyarbakır Sur’da İskender Paşa Mahallesi’nin ara sokaklarında kadınlarla yapılan kısacık bir sohbetin gösterdiği büyük hikayemize dair bir haber yayınlandı bugün Evrensel’de.

AKP tarafından belediyelere atanan kayyımın talimatıyla Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı aracılığı ile dağıtılan kömür yardımı arasında bir sohbet bu...

‘ÇOCUĞUMA BEZ ALMAK İÇİN YARDIM KÖMÜRLERİNİ SATTIM’

33 yaşındaki Hatice, çocuğuna bez almak için kömürlerin torbasını 2 liradan sattığını anlatıyor. “Mahallede herkes birbirinden daha kötü durumda” diyor. Önceleri Ulucami’de tespih satarak evin geçimini sağlayan eşi, zabıtalar tezgahını kaldırınca çorap satmaya başlamış. Ama yetmiyor... Hatice “eşime iş istiyorum sadece” diyor.

‘ARTIK NE VERSELER FAYDA ETMEZ’

55 yaşındaki Sabiha’nın eşi böbrek hastası olduğu için çalışamıyor. O da çocuklarına bakmak için 1 yıl önce çikolata, bisküvi gibi malzemelerin bulunduğu küçük bir tezgah açmış. 2-3 metrekarelik bir dükkanın önünde akşama kadar satış yapmak için bekliyor. 3 çocuğunu bu şekilde okutmaya çalışıyor. Sabiha’ya seçimle ilgili ne düşündüğü sorulunca “Bizi kandıramazlar artık. Emekliye ikramiye vereceklermiş ya hiçbir şeyi olmayanlara ne olacak? Benim hiçbir şeyim yok. Çocuğumun servis parasını ödeyemiyorum. 3 çocuğum okuyor, eşim hasta çalışamaz durumda. Mecbur kalıp burayı açtım. Bu yaşta küçük bir tezgahta çikolata, sakız satıyorum, karda, kışta burada bekliyorum. Artık ne verseler, fayda etmez. Kimse bana bunu yapacağız, şunu yapacağız demesin. Göreceğim icraatlarını, öyle oyumu vereceğim” diyor.

‘4 ÇOCUĞUM DA İŞSİZ’

Sabide Çiftçi’nin ise 7 nüfuslu bir ailesi var, hiç çalışanı yok. Kapısına bırakılan kömürü satarak evine bir şeyler almayı düşünüyor. Sabide “Evde 4 tane çocuğum var, hepsi de işsiz. Biri okulu bitirdi geldi o da evde şimdi iş yok çalışamıyor. Bu kömürü seçim yaklaştı diye verdiler. Kömürü yakmayacağım, torbasını 2 TL’ye satıp eve bir iki şey alacağım. Halimiz hal değil, rezalet içinde yaşıyoruz. Çocuklarıma iş istiyorum. Şimdi gelip oy isteyecekler. Bize ne verdiler ki? Artık huzurlu bir hayatımız olsun istiyorum” diyor.

‘ÇOCUKLAR ÖLMESİN, BİZ BİR LOKMA EKMEĞE RAZIYIZ’

İki sokak ötede bulunan parkta 3 kadınla sohbet etmeye başlayan muhabirler 50 yaşındaki kadının “Erdoğan’a oy vermeyeceğiz, Demirtaş’a oy vereceğiz” diyor. Nedenini sorduğumuzda ise, “Oğlum 10 yıldır belediyede çalışıyordu, işten çıkardılar. Şimdi işsiz. Sur yıkıldı, o kadar genç öldü. Kendisi sarayda yaşıyor, bir şey olunca alıp çocuklarını çekip gider. Biz ne yapacağız? Ancak idare ediyoruz işte. Şimdi kömür vererek bir çözüm bulamazlar. Yine de çocuklar, gençler ölmesin. Biz bir lokma ekmek ve suya razıyız. Ama onlar kapımıza gelmesinler, kabul etmeyeceğiz” diyor.

DİKTİĞİ PANTOLONLARIN ÜSTÜNDE YORGUNLUKTAN UYUYAKALAN SULTAN
Bu haberin yayınlandığı gün biz de Ekmek ve Gül’de Günün Fotoğrafı olarak Sultangazi'de bir tekstil atölyesinde saatlerce çalışan 57 yaşındaki Sultan, kısacık yemek paydosunda yorgunluğa dayanamayarak, diktiği pantolonların üzerinde uyuyakalmışlığını gösterdik. Sultan’ın fotoğrafını, kendisi de aynı atölyede çalışan arkadaşı çekip gönderdi bize.

Yoksulluğun geldiği durum, kadınların yaşadığı hal bu.

* Bugün Türkiye’de Türkiye’de 20 milyona yakın yoksul var, yoksul nüfusun toplam nüfusa oranı yüzde 21,2.

* Kadınların yoksulluk oranı ise 21,6. Yani her 10 kadından 2’si yoksul.

* Her 100 kişiden 15’i yoksulluktan kesinlikle kurtulamıyor, yoksulluk onların üstüne yapışmış durumda.

* Türkiye’deki çocukların yüzde 38’i şiddetli maddi yoksunluk içinde büyüyor. Çocukların yüzde 43.4’ü son 1 yıl içerisinde ev kirasını, elektrik, su, gaz ve kredi kartı faturalarını ödeyemeyen hanelerde yaşıyor. Çocuklar yoksulluk boyunduruğunu bir ömür taşımakla kalmıyor, o yoksulluğu kendi çocuklarına miras bırakıyor. Yani aileler ne yaparsa yapsın, çocuklarını bu boyunduruktan kurtaramıyor.

* 2007’de 35 milyon olan sosyal yardım bütçesinin bu yıl 135 milyona çıkması planlanıyor. Ülke nüfusunun yüzde 10’u devletin doğrudan desteğine muhtaç!

Bu yardımların büyük bölümü de kadınlara, kadınlar aracılığıyla evlere dağıtılıyor. Çünkü Hükümet sosyal yardımı istihdamın alternatifi olarak görüyor. Hükümet böylece istihdamı kadınlar için bir talep olmaktan çıkarmaya, yerine sosyal yardımları koymaya çalışıyor.

Türkiye’de yoksulluğun özellikle de kadın yoksulluğunun giderek derinleştiği ve kadınların bir ‘çıkar yol’ arayışında olduğu bir ülke tablosu ile karşı karşıyayız. Geçim derdi; çocuk, yaşlı bakımı gibi sorunlarla başetmeye çalışan kadınlar bu sorunları aşmak için ya esnek, güvencesiz, kayıt dışı işlerde çalışıyor ya erkeklere mahkum oluyor ya da bir lütufmuş gibi sunulan sosyal yardımların peşinde koşturmak durumunda kalıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim manifestosunu açıklarken “Yoksulluk, Yolsuzluk, Yasaklarla Mücadele” diyerek üç madde saymıştı vaat olarak...

Yoksulluk maddesinde 16 yılın özeti bu.

#kadınlarınseçimi seçim öncesi yapılan kömür yardımını çocuk bezi almak için satmak zorunda kalmadığımız bir ülke için...