Ekmek ve Gül dergisi nisan 2020 sayısı
Kadınların yazdığı, var ettiği Ekmek ve Gül dergimiz yine kadınların emeğiyle ördüğümüz mücadeleyi hatırlatmaya devam ediyor, çünkü kapalı kapılar ardında dahi yapabileceğimiz çok şey var!
Kadınların yazdığı, var ettiği Ekmek ve Gül dergimiz yine kadınların emeğiyle ördüğümüz mücadeleyi hatırlatmaya devam ediyor
Hastalanmadıysa da işini kaybetmiş, aç kalma, borca batma ve evsiz kalma riskiyle karşı karşıya, ruh ve beden sağlığı bozulmuş milyonlar umutsuz bir bekleyiş içinde.
‘Üniversiteden mezun olup işsizlik yığınına katılan biri olarak gelecek kaygısını sonuna kadar yaşarken, bu dönemde bir sağlık çalışanının çocuğu olarak endişe ve korkularım çok daha arttı.’
Ağır çalışma koşulları, az çalışanla çok iş, korunaksızlık, psikolojik baskılar... Sağlık emekçileri tüm bunların sadece kendileri için değil halk sağlığı için de ağır sonuçları olacağını söylüyor.
Biz hastanede çalışan taşeron işçiler savunmasız ve tedbirsiz çalışıyoruz. Kronik hasta olmama rağmen hiçbir hakkım yok, bize maske ve dezenfektan bile verilmiyor.
Hastanelerde alınan önlemlerde bile ayrımcılık söz konusu olduğunu belirtiyor sağlık çalışanı kadınlar. Başhekimlik katlarına alınan önlemlerin diğer servislerde alınmadığını söylüyor.
Metal fabrikasından koronavirüs notları: Sabahın köründe servis bekleyen yine biz işçiler oluyoruz. Salgın patronlar ve işçiler arasındaki uçurumun ne kadar derin olduğunu tekrar ortaya koyuyor.
Salgın bahanesiyle işten atılan Jinda: ‘Çocuğuma yarın ne yedireceğim ya da bu banka borcunu nasıl ödeyeceğim’ düşünceleri yüzünden ne oğlumla ilgilenebiliyorum ne de hasta olmadığım için mutluyum.’
Bir yemek şirketinde çalışan 57 yaşındaki işçi kadın, salgın bahane edilerek işten atıldı.
Çok yetersiz bu önlemler yine de salgının fabrikamıza girmesine engel olamadı. Yatan 5 hastamız, sonucu pozitif çıkan 2 hasta çalışanımız var.
Kadınların en büyük meşgalesi haline gelmiş örgü bir ifade şeklidir de çoğu zaman. Ev içi hayatın yansıması, umudu neşesi iplerle buluşur…
Balkona çıkıp hava almak, aynı zamanda bir sosyalleşme, dert paylaşım alanı da olmuş durumda. Ee buyurun korona günlerinde balkondan sohbetlerine...
Temizlikçi, çaycı, yemekhane işçisi, okulda hizmetli, ev işçisi kadınlar… Çalışabilenlerin iş yükü kat kat arttı, işsiz kalanların geçim kaygısı arşa vardı. Kadınlar anlatıyor…
Niltay’ın büyük umutlarla açtığı kuaför salonu, açtığının onuncu günü salgın nedeniyle kapandı. Şimdi kara kara kredileri, kirayı nasıl ödeyeceğini düşünüyor.
İşyerimi ne zaman açacağımız belirsiz. İçişleri Bakanlığı umumi işyerlerini kapatma kararı aldı virüs yayılmasın diye, fakat eşim fabrikada çalışmaya devam ediyor. Biz de risk hâlâ devam ediyor yani.
Grupta birbirleri ile şakalaşan, sevgi sembolleri gönderen kadınların, salgının ortaya çıkması ile paylaşımları da değişti. Sevgi sembollerinin yerini işsiz kalmanın getirdiği kaygı aldı...
İşçilerin sağlığı, hak ve ücretleri korunmalı, zorunlu hizmetler dışındaki işler durdurulmalı, işten atmalar yasaklanmalı, işçilerin ücretleri ve hakları güvence altına alınmalıdır.
Pandemi sürecinde de haklarımız var! Bu süreçte zorunlu hizmetler dışındaki işler durdurulmalı, işten atmalar yasaklanmalı, işçilerin ücretleri ve hakları güvence altına alınmalıdır.
‘Konuşmaya ve dayanışmaya çok ihtiyacımız olduğu bir dönemden geçiyoruz. Evet dertler çok, ama yine de konuşmaktan, dertlerimizi paylaşmaktan, dayanışmaktan vazgeçmeyelim.’
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.