Kısa zamanda dünyayı etkisi altına alan salgın, hepimizin hayatında çok büyük değişimlere yol açıyor. Hepimizin kafası karışık, böyle kritik bir süreçte bir bilinmezlik yığını içindeyiz. Annemle ben iki bir aileyiz. Annem 48 yaşında, kronik hastalığı olan bir hemşire. Bense üniversiteden mezun olup işsizlik yığınına katılan biri olarak gelecek kaygısını sonuna kadar yaşarken, bu dönemde bir sağlık çalışanının çocuğu olarak endişe ve korkularım çok daha arttı. Eskisen iş aramakla, bulduğum günübirlik işlerle bir yandan KPSS’ye çalışırken artık kendi geleceğim hakkında endişelenmeyi bırakıp annemi virüs sebebiyle kaybetmekten korkuyorum.
Koronavirüs salgınında, sınıfsal farkların anlamının kalmadığı dile getiriliyor. Fakat salgının sınıf farklarının, hatta sınıf içi farkların ne kadar keskinleştiğini çok net biçimde gösteriyor bize her gün.
Ölümle sonuçlanma olasılığı çok yüksek olan salgın ile mücadele etmek zorunda olan sağlık çalışanlarının çoğu, enfekte olma riski ile karşı karşıya bir de. Sağlık Bakanı yaptığı açıklamalarda “Maske konusunda ülkemiz yeterli üretim kapasitesine sahip” diyor, ama en çok sağlık çalışanlarına ihtiyacımız olduğu bu dönemde, onlara sayıyla maske, eldiven dağıtılan bir zamanda ne kadar güvendeyiz bilemiyorum.
Annemi işe gönderirken, “Covid-19 tehlikesine karşı alınan önlemler neler? Alınan önlemler yeterli mi? Annem işe gittiğinde nasıl bir çalışma ortamı ile karşılaşacak? Bu sürecin devamı ne getirecek?” soruları sürekli kafamda. Annem gibi çalışan arkadaşlarının da akılları sürekli evlerinde, ne yazık ki onlar için “Hayat eve sığmıyor!” Enfekte olma durumunda herkes kendi senaryosunu yazıp, kendince önlemler almaya çalışıyor. Annemle benim ürettiğim senaryolar ise hep en kötü durum üzerine. Evimizde her an enfekte olacakmışız gibi davranıyoruz, koronavirüs çantası bile hazırladık. Evdeki kedimizi emanet edecek tanıdıkları listeledik. Şimdi sırada bu hastalığa karşı elimizdeki kozu kullanmaya geldi, yakalanmamak. Ben annem için endişeliyim, o ise ben dahil eve gelinceye kadar kimseye bulaştırmamak istiyor. Şimdi kendimi bir süreliğine ondan ayrı kalmayı da göze almaya hazırlıyorum. Bir de bu virüse galip gelmeye...
İlgili haberler
‘Bize virüsmüşüz gibi davranılıyor’
Hastanelerde alınan önlemlerde bile ayrımcılık söz konusu olduğunu belirtiyor sağlık çalışanı kadınl...
Hastane biz taşeron işçilere maske ve dezenfektan...
Biz hastanede çalışan taşeron işçiler savunmasız ve tedbirsiz çalışıyoruz. Kronik hasta olmama rağme...
Biz demiştik bu şehir hastaneleri sağlığa zarar di...
Ağır çalışma koşulları, az çalışanla çok iş, korunaksızlık, psikolojik baskılar... Sağlık emekçileri...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.