Ekmek ve Gül dergisi nisan 2020 sayısı
‘Konuşmaya ve dayanışmaya çok ihtiyacımız olduğu bir dönemden geçiyoruz. Evet dertler çok, ama yine de konuşmaktan, dertlerimizi paylaşmaktan, dayanışmaktan vazgeçmeyelim.’
Ücretli izin talep eden işçi kadınlar çalışmak zorunda kalırken çocuklarını ya evde tek başlarına bırakmaya mecbur kalıyor ya da yanlarında işe götürüyorlar…
Eğer ben bu ülkenin bir vatandaşıysam, bu ülkede çalışıyorsam, vergimi veriyorsam, benim yaşama hakkım korunmalı. Ama öyle görünüyor ki çalışmam yaşamamdan daha önemli.
A101 markette çalışan bir kadın anlatıyor: ‘Ekstra performans harcamamızı bekliyorlar fakat bizim virüsten korunmamız için yöneticilerin hiçbir performans yok.’
İzolasyonla birlikte önemli sorunlardan bir tanesi çocukların akranlarıyla bir arada olamaması. Ayrıca çocuğun çevresinde gelişen olayları, durumları kontrol edemediği hissi artabilir. Peki ne yapmalı
Çocuklar daha uzun süre evde kalacaklar gibi görünüyor. Bu olağanüstü tablo yetişkinlerden daha çok etkilenen çocuklar için özel bir dikkat de gerektiriyor. Peki ne yapabiliriz?
Mutlu bir cinsel yaşam başta kalp ve bağışıklık sistemi olmak üzere, olumsuz olaylara karşı direnci artırıyor ve sağlıklı cinsel ilişki sırasında salgılanan hormonlar sayesinde hayat kolaylaşıyor.
‘Hayatımızı dört duvar arasına sığdıracak kadar küçültmelerine izin vermeyeceğiz! Biliyoruz çünkü, hayat o duvarlarından ardında, yan yana yürünecek yollarda...’
Hayatımızı dört duvar arasına sığdıracak kadar küçültmelerine izin vermeyeceğiz! Biliyoruz çünkü, hayat o duvarlarından ardında, yan yana yürünecek yollarda...
Salgın sürecinde sınır ötesinden şiddet, artan bakım yükü ve vahşi çalışma koşullarına ilişkin tablo, dünyanın her yerinde aynı dertlerden mustarip olduğumuzu açık seçik ortaya seriyor.
Aralarında daha önce hiç tiyatroya gitmemiş kadınlar var. İki günde rollerini ezberlediler, olanaksızlıklar içinde sahne kurdular, şimdi hedef büyüttüler. İşte Ekmek ve Gül kadınlarının hikayesi…
Nereden bakılırsa bakılsın ince bir konu bu cinsel saldırı konusu. Unbelievable dizisi kadınların hayatını kâbusa çeviren bu zor konuyu doğru bir noktada durarak işlemeyi başarmış.
Nereden bakılırsa bakılsın ince bir konu bu cinsel saldırı konusu. Unbelievable dizisi kadınların hayatını kâbusa çeviren bu zor konuyu doğru bir noktada durarak işlemeyi başarmış.
Ev işçiliği yapmış, geçirdiği iş kazası sonrası büyük sıkıntılar çekmiş, mücadele etmekten vazgeçmeyip hakları için işverenine dava açmış, güçlü bir kadın Minire İnal.
Virüsten mi, işsiz kalmaktan mı, yoksa borçlardan mı korkalım bilemedim vallahi. Sadece “evde kalın” diyorlar ama “bu insanlar ne yiyip içecek, neyle borcunu, kirasını ödeyecek” diye soran yok.
Antalya’da yaşayan ve eşi İtalya’da tır şoförü olan Çiğdem: Her görüşmemizde eşim ‘Cenaze arabalarını görmekten psikolojim yerle bir oluyor’ diyor.
Cumhurbaşkanı kronik hastalara ‘sokağa çıkmayın’ diyor ama insanların ihtiyaçları nasıl karşılanacak açıklamıyor. Endişeliyim. Devlet az da olsa bir destek sunsa ben de evde kal çağrısına uyarım.
Jones Ana’nın yaşamı karanlık günlerden çıkışın yolunu bilenlere karşılaşılacak tüm zorluklara rağmen bu yolu anlatmaktan vazgeçmemeyi düstur edinmemizi söylüyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.