
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Dudullu Organize Sanayi Bölgesindeydik. Çıkış saatine denk geldiğimizde Dardanel fabrikasında çalışan kadın işçilerin, mesai sonrası çanta aramasına maruz kaldıklarına tanık olduk. Bu manzara, 1968’de lastik işçilerinin öncüsü Rıza Kuas’ın sözlerini anımsattı: “İşverenlerin, işçilerin üstlerini araması, işletmecilik ile ilgisi olmayan; tamamen işçiyi horlamak, ezmek, ikinci sınıf bir vatandaş haline getirmek maksadını gütmektedir.”
Aradan 55 yıl geçmiş ama sahadaki manzara değişmemiş gibi: Patronlar büyümüş, şirketler değer kazanmış, dış yatırımcılar artmış. Ama işçiye -özellikle de kadın işçiye- düşen yine aynı: Angarya, baskı, denetim, geçim derdi. Üstelik bu uygulamalar artık saklanma gereği duyulmadan, pervasızca yürütülüyor. Fabrika çıkışında kısa bir sohbet ettiğimiz bir kadın işçi şöyle diyordu: “Kaybolan konserveler değil, bizim emeğimizin karşılığı...”
Dardanel’in kârı işçi kadının azabı
2020 yılında Dardanel, Çanakkale fabrikasında işçileri “Kapalı Devre Sisteme” geçirdi. Kovid-19’lu çalışanlarla sağlıklı olanları aynı yaşam alanında tuttu. Evden çalışma çağrıları yapılırken, Dardanel işçisine “Çalışmazsan iş yok” dendi. Kadın işçiler, “Gündüz pestilimiz çıkıyor, akşam eve zor gidiyoruz” diyerek yaşadıkları baskıyı anlattı. Sendikal faaliyetler ise “ya iş ya sendika” baskısıyla engellendi.
2024’e geldiğimizde, Dardanel hisselerinin yüzde 17’sinin yabancı yatırımcılara satışı gündeme geldi. Temmuz ayında asgari ücrete zam yapılmazken Dardanel’in kârı artmaya devam etti. Ayrıca NATO ile yapılan beş yıllık tedarikçilik anlaşması kapsamında 2024’te ilk sipariş alındı.
Kadın işçilerin çantası neden aranıyor?
Fabrikada çanta taşıyan ve aramaya maruz kalanların büyük çoğunluğu kadın. Bir çantanın içindekileri aramakla sınırlı kalmayan bu kontrol, kadınlara yönelik baskının bir parçası. Kadın işçi hem emeğiyle hem bedeniyle denetleniyor; hem üretimde daha fazla yük üstleniyor, hem de güvenlik kontrolünden geçerken aşağılanıyor.
Üstelik bu baskının bir arka planı daha var: Kadın işçilerin, öğle yemeklerinden arttırdıklarını eve götürmesi yeni değil. Kadın işçilerin çocuklarına alamadıkları besinleri kendi öğle yemeğinden fabrikadan taşımaya çalıştığı biliniyor. Ama işveren için bu, bir “güvenlik meselesine” dönüşüyor. Böylece kadın işçilerin çantaları, her çıkışta potansiyel suç delili gibi görülüyor. Yani bu arama, yalnızca iş güvenliği değil, yoksulluğun kadın bedenine yüklediği bir utancı denetleme pratiği halini alıyor.
Kadın işçilerin gücü: Bugün ne yapmalı?
Bu noktada asıl sorgulanması gereken, kadın işçilerin çantası değil, patronun büyüyen serveti. Çünkü çalınanlar işçilerin çantasında değil; işçinin ürettiği değerden el konanlar, işçinin üretip işçiden esirgenenler patronların kasasında. Bu düzeni ayakta tutan ne sadece patronlar ne de dış yatırımcılar. O çarkı döndüren, sabah fabrikaya giren, öğle arasında yorgun düşen, akşam çantası aranan kadın işçinin emeği. Bu emek, örgütlü olduğunda bu çarkı değiştirici bir güce dönüşüyor.
Sayılar ne diyor?
Dardanel’in 2024 faaliyet raporundan bazı çarpıcı veriler, 2023 yılına kıyasla:
• Üretim miktarı yüzde 7 arttı.
• Satışlar yüzde 21 artarak 10 milyar lirayı geçti.
• Brüt kâr marjı 2023 yılında aynı dönem yüzde 30 iken 2024 yılında yüzde 35’e yükseldi.
• Şirket varlıkları bir yılda 9,8 milyardan 11,3 milyara çıktı.
• 2023’te 1618 olan mavi yaka çalışan sayısı, 2024’te 1535’e düştü. Yani daha az kişiyle daha fazla üretim yapıldı.
Fotoğraf: Evrensel
İlgili haberler
Züleyha Gülüm Çalışma Bakanı’na sordu: Dardanel’de...
HDP Milletvekili Züleyha Gülüm, Dardanel İşçileri Dayanışması Twitter hesabından ortaya dökülen kötü...
Dardanel bildiğimiz gibi…
Dardanel tek değil, kadın işçilerin “ucuz ve itaatkâr” olduğu için “tercih” edildiği sektörlerde han...
Dardanel reklamlarındaki şatafat yalan, acı gerçek
Üç vardiya sistemiyle, günde 4-5 saat uyku ile, günde ortalama 12 saat aralıksız çalıştırılıyorlar....
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.