Ben iki yıldan fazladır Dardanel’de çalışıyorum. Dışarıdan hoş görünen ve şatafatlı reklamları yapılan Dardanel’de sömürünün, acımasızca çalıştırılmanın her yönünü gördük, ben bizzat yaşadım. İşyerinde biz kadın işçiler çoğunluktayız. Çoğu zaman “Servis var, yemek var, SGK var” deyince bize çok hoş geliyor bu sözler. Çünkü açız, yoksuluz, borçla yatıp borçla kalkıyoruz. Bir işimiz olsun da gerisi ne olursa olsun diyoruz. Ama işe başlayınca işin böyle olmadığını anlıyoruz.
Üç vardiya sistemi uygulaması çocuklu bir kadın işçi için cehennem gibi. Bir ayda psikolojin bozulur. Çocuklarımı düşünmekten, eşimin bağırmalarından, kaba kuvvet kullanmasından emdiğim süt burnumdan geliyor. 4-5 saat uyku ile fazla mesailerle günde ortalama 12 saat aralıksız çalıştırılıyoruz. Son 2 aydır hem de hiç ara vermeden çalıştırılıyoruz. Yorgunluktan harap olmuş bir vaziyette, bir de evdeki işler, çocukların bakımı, uyutması, okula hazırlama, koca dayağı ve küfür ve hakaretleri insanı canından bezdiriyor. Hepimiz asgari ücrete mahkûm halde çalışmaya mecbur edilmişiz.
KOVİDLİ İŞÇİLER ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYOR
Usta başı, müdürlerin, vardiya amirlerinin hakaret ve çok kötü bakışlarının hedefiyiz tüm çalışma boyunca. İnsan sağlığının el yıkamaya ve maske takmaya bağlı olduğu bir dönemde insan olarak bir değerimizin olmadığını gördük. Salgın hastalığa yakalanman bile gizleniyor ve üç gün sonra işe çağrılıyorsun. Filyasyon ekibine bildirilmiyorsun, anlaşmalı bir yerde test yapılıyor bize. Her an hayatımızı kaybedebiliriz. Direncimiz ve bağışıklık sistemimiz yeterince beslenememeden kaynaklı, aşırı çalışmadan kaynaklı hep düşüyor ve hastalıklı bir halde çalışmak durumunda kalıyoruz. Bunu değiştirmek için ne yapmalıyız, bu soruya cevap vermek için kadın işçiler olarak yan yana gelmemiz lazım. Bunun için çabamız oluyor ama bunu hayata geçirmek için çok zorlanıyoruz. Mücadele etme kültürümüz zayıf ve gelişmemiş. Dardanel patronu da OSB patronları da bunu fırsat bilip iyi kullanıyorlar.
Nasıl olsa işsiz çok. Kapısını çalan çok. İşine gelirse… Bir de kadınsan çaresizliklerle elin kolun bağlı, borçlar gırtlağına kadar dayanmışsa bir iş bulayım da gerisi ne olursa diyoruz. Fazla mesai uygulamalarına, üç vardiya sistemine dayanamayıp işten ayrılanlar çok.
Dardanel kâr hacmini arttırıyor, yurt içi yurt dışı ihracatı artıyor, artmayan asgari ücrete sabitlenen bir bizim ücretlerimiz. Tümümüz sağlık kontrolünde geçsek depresif, hatta obsesif bozukluk tespitine bile çok şahit oluruz. Çünkü üç vardiya sistemi sosyal hayatımızı yok ediyor veya köreltiyor, duygularımızı bile yaşayamıyoruz. İnsan en ufak bir şeyden ağlamaklı olur mu hiç? Biz oluyoruz. Dardanel Ton’da şatafat yok, çalışma koşulları lezzetli değil, acıdır, iliğine kadar sömürüdür. Kadın işçiler olarak bu çarkı değiştirmekte bir o kadar bizim boynumuzun borcudur. Ben inanıyorum, arkadaşlarımdan da çok inanan var. Hep böyle sürmesin diye çarkın dişlilerinin dönmesine çomak sokacağız.
Görsel: Balık Uzmanı adlı YouTube kanalında yayımlanan Dardanel Çanakkale Fabrika adlı videodan alınmıştır
İlgili haberler
Dardanel’e kadınlardan fabrika önünde tepki
Çanakkale İstanbul Sözleşmesi İnisiyatifinden kadınlar Dardanel'in cinsiyetçi, ırkçı söylemlerine, i...
Dardanel Ton’da kadın işçilerin posasını çıkardıla...
‘Verilmeyen mesailerimize, düşük ücrete, Kod 29’a karşı direnmemiz gerekiyor. Açlıkla, yoksullukla b...
‘Dardanel’i, Dardanel yapan kadınlar’dan dinleyin...
Dardanel’in 8 Mart reklamında 'Bizi biz yapan kadın çalışanlarımızın emeğidir' diyerek kadın çalışan...
Dardanel’de ‘etnik ayrımcılık’ iddiası
Çanakkale’de faaliyet gösteren Sosyal Dışlanmayı ve Ayrımcılığı Önleme Derneği Başkanı Hüseyin Çay,...
Siemens’in köle kampından Dardanel’in ‘kapalı çalı...
Bugün alanında tekel olan Dardanel’in abileri Siemens, Bayer, Nestlé, Opel, Coca-Cola, Krupp gibi ka...
Dardanel işçilerinin ton balığı kadar değeri yok m...
Kapalı devre çalışma sistemi adı altında zorla çalıştırılan Dardanel işçisi kadınlar: “15 yıldır çal...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.