Batıkent Pir Sultan Abdal Kültür Derneğinin 2 Temmuz etkinliği yaptığı cemevine gidiyoruz arkadaşlarla. Etkinliğe katılanlardan pek çoğu da kadın olunca bir seçim sohbeti yapmadan gitmeyelim diyoruz ve sohbete başlıyoruz...

Konuştuğum kadınlardan biri sonucun beklenen bir sonuç olduğunu söylüyor. “Beklentilerim çok ama karşılanacağını düşünmüyorum” diyerek devam ediyor: “Demokrasi olmalı ülkede. Demokrasi koşullarında bir seçim yapılmalı ki önceden tahmin edilmiş sonuçlarla karşılaşmayalım.” İki öğrenci çocuğu olduğundan, emekli olduğundan bahsediyor ve 800 lira maaş aldığını söylüyor. “Seçimlerin bitmesiyle zamlar geldi. Vadettiklerine gelince zaten kimse inandırıcı bulmamıştı. Sadece kendi kesimine hitaben söylediği şeylerdi” diyor.

Başka bir kadın “Çok umutluyduk, bu sefer gerçekten bir şeylerin değişeceğinin ışığını herkeste hissettik. Sonuçlardan anlaşıldı ki yeterince hissedememişiz. Alan çalışmalarımızda bizlere oy vereceğini düşünmediğimiz insanlarda bile bir enerji yakalamıştık, çok güzeldi” diyor. Malimüşavir olduğunu, OSTİM’de çalıştığını belirten kadın, “OSTİM esnafı çok zor durumda. En az 30-35 senelik aile şirketleri şu an iflas noktasına gelmiş durumda. Her gün yeni teşvikler geldiği söyleniyor ama teşvikler tamamen geçici. Sigortayı bir ay, üç ay erteliyorlar. Sadece geçici çözümlerle şu an ekonomi sürdürülmeye çalışılıyor.” değerlendirmesi yapıyor.

“HDP barajı geçmeseydi eğer, Meclis aritmetiği çok daha farklı olacaktı” diyen bir kadın ise adaletsiz seçim sisteminden çok rahatsız olduğunu vurguluyor. “Aptal yerine konulduğumuzu düşünüyorum ve artık tahammül edecek halimiz kalmadı. Buna bir dur demek zorundayız. Bunun için de örgütlü olarak birleşmemiz lazım. Aksi taktirde bizi daha çok ayrıştıracaklar. Seçimin ülke için çok önemli olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bu sistem iş birlikçi bir sistem ve asla halka yönelik bir sistem değil. Ayıştırılmaya, sömürülmeye dur demek için birlik olmak zorundayız.”