Tıp alanında modern zamanların ilk kadın doktoru olarak kabul edilen İngiliz-Amerikan doktor Elizabeth Blackwell, 3 Şubat 1821’de İngiltere’nin Bristol kentinde dünyaya geldi.

Silezyalı dokumacı kadınların isyanından, Heinze kadınlarının eşit ücret mücadelesine kadar; Almanya ve Avusturya’nın işçi sınıfı tarihinde öne çıkan işçi kadınların grevlerini hatırlayalım...

Elizabeth Rose, cephedeki askerleri faşizme karşı tavır almaya teşvik eden mektuplar yazıyordu. 20 Mayıs 1943’te tutuklanan Rose, 2 Şubat 1945’te Berlin-Plötzensee Hapishanesinde infaz edildi.

Yazıldığı dönemin ötesine geçen ve korku edebiyatına damgasını vuran Frankenstein’ın yaratıcısı Mary Shelley’nin bugün ölüm yıl dönümü...

1929 yılında Alman Komünist Partisi milletvekili olan Helena Glatzer, çırakların eğitimi ve yaşam koşullarını iyileştirme, kadınların eşitliği, işçi kadınların sosyal güvencesi için çaba harcadı.

Almanya’da ilk kız lisesi ve kadın yüksek okulunun kurucusu, kadın hakları savunucusu, Pedagog Henriette Goldschmidt 98 yıl önce bugün yaşamını yitirdi.

Astrid Lindgren, geleneklere ters düşen çocuk masallarıyla bir fark yarattı... Her ne kadar kitapları toplatılsa, basımları engellense de o azmini yitirmedi.

Hamburg liman işçilerinin büyük grevinde ilk kez politik arenada görünür hale gelen Luise Zietz, grevde kadınların desteği için komiteler kurarak işçilere seslendi.

‘Burası bir sanatoryum değil, Alman toplama kampıdır. Buradan sadece bir tek çıkış var o da krematoryumun bacası.’

Kolombiya’nın en tanınmış kadın kahramanı, İspanyol işgaline karşı bağımsızlık mücadelesinin sembolü La Pola, erkek egemenliğe rağmen kamusal alana bağımsız bir kadın olarak girmeyi başardı.

Eylemci, araştırmacı, akademisyen, yazar Angela Davis yıllarca ABD’de “En Çok Aranan On Kişi” listesinde yer aldı.

Cilly Schäfer ömrünün sonuna kadar savaşa, silahlanmaya, ırkçılığa karşı ve kadın hakları için mücadele etti.

Elli Pappa; Yunanistan’daki antifaşist direnişte adını ülke tarihine yazdıran ve savaş sonrası ortaya çıkan iç savaştaki faaliyetleri nedeniyle dünya çapında tanınan bir isim.

Yaşamının genç zamanlarında oyunculuk hayalleri kuran Marguerite Durand ilerleyen yıllarda kadınların oyuncu ve avukat olabilmesi için mücadele eden önemli bir hak savunucusu haline nasıl geldi?

22 Ocak 2018’de hayata veda eden Ursula K. Le Guin, sınıfsız, sömürüsüz, doğayla uyum içinde barışçıl bir hayatın umudunu yazın dünyasının hemen her alanında aktardı.

Venezüelalı tarihçi, müzisyen ve kadın hakları savunucusu Lucila Luciani, ülkesinde Ulusal Tarih Akademisi’ne kabul edilen ilk kadın ve İnter Amerikan Kadınlar Komisyonu kuruluş delegesiydi.

27 Temmuz 2003’te Vilnius’ta bir otel odasında sevgilisi Bertrand Cantat’ın korkunç şiddetine maruz kalan Fransız Aktris Marie Trintignant 1 Ağustos 2003’te 41 yaşında yaşamını yitirdi.

Arjantin’de ilk kez doktora yapan bir kadındı Ernestina A. López de Nelson, ayrıca ülkenin ilk kız lisesini de kurdu.

20 Ocak 1993’te hayatını kaybeden ve sayısız filmde aldığı rollerle hafızalara kazınan Audrey Hepburn’un hayatının tamamı hiç de ihtişamlı geçmemişti aslında...

Maria Leitner, bir sosyalist olarak ezilen ve baskı altında tutulanların yaşam koşullarını özgün olarak anlatma ve bu sayede değişmesi için çaba harcama görevini üstlenmişti.