Eylemci, araştırmacı, akademisyen, yazar Angela Davis, 26 Ocak 1944’te doğdu. ABD Komünist Partisi üyesi oldu, Kara Panter Partisi ile çalıştı, ABD’de “En Çok Aranan On Kişi” listesine girdi, sivil haklar hareketinde yer aldı, hapishane karşıtı hareketin kurucuları arasındaydı. John Lennon, 1972 yılında yayımlanan Some Time in New York City adlı albümündeki ‘Angela’ adlı şarkıyı kendisine ithaf etti. Feminizm, Afrika-Amerikan araştırmaları, eleştirel teori, Marksizm, popüler müzik ve hapsetmenin felsefesi ve siyaseti üzerine çalışıyor. (Evrensel gazetesinden)

21 Ocak 2017'de Washington'da Trump yönetimini protesto etmek için toplanan yüz binlerce kadına direniş çağrısı yapan Davis'in söyledikleri şunlardı:

“Tarihimizin önemli bir döneminde bu yürüyüşe katılan yüzbinlerce, milyonlarca kadın, trans insan, erkek ve genç olarak kendimizin tekrar yükseltilmek istenen ölümcül ırkçılık ve heteroataerkilliğe karşı değişimin gücünü temsil ettiğimizin farkındayız.
Biliyoruz, biz tarihin kolektif ajanlarıyız ve tarih internet sayfaları gibi silinemez. Öğleden sonra yerlilerin topraklarında toplanacağız ve onların, şiddetli soykırıma rağmen toprak, su, kültür ve halk mücadelesinden asla vazgeçmeyen ilk halkların yolunu izliyoruz. Bugün özellikle Standing Rock/Duran Kaya Siyularını selamlıyoruz.
Bu ülkenin tarihini, doğasını biçimlendiren siyah insanların özgürlük mücadelesi bir elin itişi ile yok edilemez. Siyahların yaşamının ülkemiz açısından önemini unutamayız. Burası kölelik ve sömürgeciliğin içiçe geçtiği bir ülke. Tarihimiz göç ve köleleştirmenin tarihi. Yabancı düşmanlığını yaygınlaştırmak, cinayet ve tecavüz iftiraları atmak ve duvarlar örmek geçmişimizi silemeyecektir. Hiç kimse illegal değildir!
Gezegeni kurtarmak, iklim değişikliğini durdurmak, Duran Kaya Siyularından Flint’e, Michigan’a, Batı Şeria ve Gazze’ye suyun erişilebilirliğini garanti etmek, bitki örtümüzü, hayvan türlerimizi, havamızı korumak toplumsal adalet mücadelemizin temelidir.
Bu bir kadın yürüyüşü ve bu yürüyüş, feminizmin devlet şiddetinin zararlı güçlerine karşı olduğu gerçeğine uygun yapılmaktadır. Hepimizi ırkçılığa, İslamofobiye, Anti-Semitizme, kadın düşmanlığına, kapitalist sömürüye karşı çıkmaya çağıran uyumlu ve bütünleştirici bir feminizmin...
Evet, 15. mücadeleyi selamlıyoruz. Kendimizi kolektif direnişe adadık. Milyarlık ipotek uzmanlarına ve soylulara karşı direniş, sağlık sektörüne direniş, Müslümanlara ve göçmenlere yönelik saldırılara direniş. Engelli insanlara yönelik saldırılara direniş. Polis ve cezaevi endüstrisi tarafından gerçekleştirilen devlet şiddetine karşı direniş, Özellikle siyah ve trans kadınlara karşı kurumsal ve cinsel şiddete direniş.
Kadın haklarının tüm dünyada insan hakları olduğunu ve bu yüzden Filistin için özgürlük ve adalet istediğimizi söylüyoruz, Chelsea Manning ve Oscar López Rivera'nın serbest bırakılmasını kutluyoruz. Ama Leonard Peltier’e, Mumia Abu-Jamal’a, Assata Shakur’a da özgürlük diyoruz.
Önümüzdeki aylar ve yıllar boyunca, savunmasız halkları savunmak için toplumsal adalet taleplerini yoğunlaştırmak için çağrıda bulunacağız. Hala beyaz erkek hetero-ataerkilliğin üstünlüğünü savunanlar kendilerine dikkat etsinler.
Trump yönetiminin sonraki 1459 gününde 1459 gün direniş olacak: Okullarda sınıflarda, çalışma ortamlarında, sanat ve müzikte direniş.
Bu daha başlangıçtır ve kaçınılmaz olan Ella Baker'in sözleriyle, özgürlüğe inanan bizlere, özgürlüğü elde edene kadar dinlenmenin olmadığıdır. Teşekkür ederim."

Çeviren: Semra Çelik