Yenimahalle’de köylü pazarında kadınlar dertli
Okul harçlığı için bahçesinden topladığı ürünü satan genç kadınlardan torunları için çalışmaya devam eden 85 yaşındaki kadına her yaştan kadın köylü pazarında hallerinden şikayetçi.

Yenimahalle’de yılın belli dönemlerinde haftada bir kurulan köylü pazarının kadın pazarcılarıyla sohbet etme imkanı bulduk. Pazara girdiğimizde ilgimizi çeken ilk şey aynı noktada kurulan diğer pazarlara kıyasla çok fazla kadın pazarcının olması oluyor. Üniversite öğrencisi olup okul harçlığı için bahçesinden topladığı tek tip ürünü satan genç kadından torunları için çalışmaya devam eden 85 yaşındaki kadına her yaştan kadın köylü pazarında hallerinden şikayetçi bir şekilde yanıt veriyor sorularımıza.

İKİ KARDEŞ HARÇLIK İÇİN ANKARA SOĞUĞUNDA PAZARDA

Üniversite öğrencisi kardeşiyle beraber pazarda olan üniversiteden yeni mezun olmuş genç bir kadın, her şeyin babalarının bir şakasıyla başladığını, bu şakanın gerçeğe dönüştüğünü ifade ediyor. Bahçelerinde yetişen armudun fazlasını kendilerine veren babaları: “Madem virüs yüzünden okul yoğun değil, bari kendi harçlığınızı bunları satarak çıkartın” demesiyle olaylar gelişiyor. İki kardeş Ankara soğuğunda pazarda iki kasa olan armutlarını bitirmeye çalışıyor. Üniversiteden bu sene mezun olan abla, özel sektörden iş teklifleri aldığını ama güvenemediği için KPSS’ye hazırlandığını anlatıyor.

‘ZAM YAPMIYORUM AMA DA YOK’

Evde ördüğü lif, çorap, bebek kıyafetleri gibi şeyleri satmaya çalışan bir başka kadınsa hiç satış yapamamaktan şikayetçi. 17 senedir bu işi yaptığını, ama Kaymakamın talebi ve virüs bahanesiyle yerinden olduğunu söylüyor. Şöyle soruyor: “Burada pazarcılarla ve müşterilerle dip dibeyiz orada olan virüs burada yok mu?” Eskiden eşinin tek maaşıyla geçinebilirlerken bu geçinme durumu yıldan yıla azalmış, kocası emekli olduktan sonra bağlanan düşük maaş işleri daha da zorlaştırmış. Eşini de kaybedince eve ve okuyan çocuğa destek amaçlı başlayan bu iş artık geçinebilmenin tek yolu. Devam ediyor: “Pazara gelen müşteri de satıcı da fiyatlardan şikayetçi. İnsan önce karnını doyurmak istiyor. O yüzden sattığım örgülere zam yapmıyorum. Ama yine de günden güne satışım düşüyor. Şu pazarda saatlerce bekleyip pazardaki arkadaşlarımdan evin ihtiyaçlarını alamadan gidiyorum.”

Köyden getirdiği tahin ve pekmezi satmaya çalışan bir başka kadın yanımıza geliyor. Onun için de işler iyi gitmiyor. Sözleri şöyle: “Koronadan önce de ekonomi iyi değildi. Eşimle beraber küçük bir giyim dükkanımız vardı ve battık. Kendime maaşlı bir iş buldum ama oradan da virüs bahanesiyle atıldım işten atmalar yasaklandığı halde. Emekli olmama daha var ve olacağımı da sanmıyorum. Düzenli bir maaşım olmadığı için burada sattıklarımla geçinmek zorundayım ama alım gücü azaldığı için satışlar düşmüş durumda. Tahin ve pekmezi köyümden getirtip burada sattığım halde evimin ihtiyaçlarına yetiremiyorum.”

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Yarım satılan marullar, taneyle alınan muzlar | Ba...

Balıkesirli kadınların pazar halleri ülkenin ekonomisine ayna tutuyor, alım gücünün ne kadar düştüğü...

Tek torbaya, iki ailenin pazar alışverişi sığıyor

Bursa’nın Yıldırım ilçesinde kurulan pazarda anlatılanlar derinleşen yoksulluğu gösterdi. Yurttaşlar...

Uzundere pazarcı esnafı kadınlar: Üretiyoruz ama h...

Uzundere pazarcı esnafı kadınlar: Gelir seviyemiz düşük olduğu için insanca yaşayamıyoruz. Sadece ya...