Yanlış politikalar zincirine bir halka daha: Turizmi eğitime tercih ettiler
Uzaktan eğitim ve yurtları boşalttırma kararı, yanlış politikalar zincirine bir halka daha ekliyor.

11 Şubat Cumartesi günü Cumhurbaşkanı’nın “Üniversiteler, uzaktan eğitimle devam edecek, KYK yurtları depremzedelerin kullanımına tahsis edilecek” demesi üzerine başta YÖK, üniversiteler ve yurt yönetimleri bu karar doğrultusunda hareket etti. Pandemi döneminde edindiğimiz acı deneyimlerden biri olan uzaktan eğitim kararına, yurtların apar topar boşaltılmasına ve eşyaların poşetlere konularak tahliye edilmesine bir kez daha şahit oluyoruz.

'BU SAATTE NEREYE GİDECEĞİZ?'

Üniversitelerin uzaktan eğitim olması ve yurtların öğrencilere kapatılması kararı ile yanlış politikalar zincirine bir yenisi daha ekleniyor. KYK yurtlarında kalan ve sömestr tatilinde olan birçok öğrenci bu kararı evlerindeyken öğrendi. “Eşyalarımızı ne zaman alacağız, bize süre tanıyacaklar mı, Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğünden bir açıklama var mı?” soruları peş peşe soruluyor. Henüz açıklamaların üzerinden saatler geçmişken Cevizlibağ Atatürk Öğrenci Yurdu’nda birinci bloğun iki saat içerisinde saat 21.30’a kadar boşaltacağını söylemesi “Bu saatte nereye gideceğiz, nerede kalacağız?” sorusu ile öğrencileri baş başa bıraktı. Diğer bloklara dair de kesin bilgiler verilmedi, “Hazır olsun eşyalarınız, 'çıkın' denildiği zaman çıkarsınız” dendi. Yurtta kalan öğrencileri düşünmeden alınan bu karar yeni bir kargaşaya sebep oldu. Yalnız bırakılan öğrenciler imkanları doğrultusunda yurtları boşaltmaya başladı; fakat böyle apar topar alınan bir karar bilet bulamayan, parası olmayan ve hemen gidebileceği bir yeri olmayan öğrencileri çaresiz bıraktı. Karara tepki yükselince yurtların boşaltılması belli bir tarihe ertelendi.

TURİZMİ EĞİTİME TERCİH ETTİLER

Evleri yıkılan ve kalacak yeri olmayan depremzede öğrencilerin sağlıklı ve güvenli ortamlara kavuşturulması en acil ihtiyaç. Bu nedenle devlet, ilgili kurumlar ve özel sektörün bütün imkan ve kaynakları kullanılmalı. Toplumsal yaşamı sekteye uğratmayacak uygulamalar hayata geçirilmeli. KYK yurtlarından önce oteller, misafirhaneler, öğretmenevleri, boş konutlar ve aklımıza gelmeyen pek çok imkan sunulabilecek yer var iken ilk gözden çıkarılan üniversiteler oluyor. Örneğin Antalya’da 889 otelde 232 bin 361 oda ve 500 bin 583 yatak bulunuyor. İlk eğitimden vazgeçilirken, turizm gelirlerinden vazgeçmemek de ilk tercih oluyor.

Tek adam yönetimi, üniversitelerin eğitime ne şekilde devam edeceği kararını üniversitelere bırakmıyor ve üniversiteler üzerinde baskı kurarak kontrol ediyor. Oluşabilecek muhalefeti baskılamayı, sindirmeyi ve öğrenciler arasındaki bağı koparmayı uzaktan eğitim uygulamasında buluyor. Uzaktan eğitim, pandemi dönemindeki uygulamalarıyla pek çok sıkıntıyı da barındırıyor. Evin kalabalık olması, evde ders çalışmak için uygun bir alana ya da sessiz bir ortama sahip olmamak, odaklanmakta zorlanmak, yeterli ekipmana sahip olmamak ve internete erişememek... "Pandemide teknolojik adaletsizliğin söz konusu olduğu uzaktan eğitim modelinde depremzede öğrenciler neler yaşayacak?" sorusu da akıllarda yer ediniyor. Depremzede öğrenciler açısından süreç daha da zorlaşacak; fiilen eğitim hayatından koparılacak ve eğitimdeki eşitsizliğin daha da arttıracağı bir tablo doğuracak.

Kampüsler de sosyalleşmenin mekanı ve eğitimin bir parçası. Psikolojik olarak çok ağır bir dönemden geçerken kampüslerde olmamak üniversitelilerin sosyalleşme ortamlarından uzaklaştıracak ve yalnızlığa ve çaresizliğe itme riskini taşıyor.

PANDEMİDEN NEYİ ÖĞRENMEDİLER?

Pandemideki uzaktan eğitim dönemini hatırladığımızda, kadın öğrencilerin yaşadığı sorunlar katmerleşmişti. Çoğu kadın öğrenci, şiddet ve baskıdan kurtulmak için üniversiteyi aile evinden uzakta okuyordu. Aileden uzak okuyan kadın öğrenciler kendilerini ifade etme ve kendilerini var edebilme noktasında aradığı özgürlüğü üniversite hayatında bulabiliyor. Sadece baskıdan kaçış da değil, pandemi döneminde evden uzaktan eğitime bağlanan kadın öğrencilerin ev işlerini üstlenmesi sebebiyle eğitimden uzak kaldığı verilerle de ortaya konmuştu.

Bugün alınan uzaktan eğitim kararı hem eğitimin niteliğini ortadan kaldırırken hem de kadın öğrencileri var olan eşitsizlikler sebebiyle daha katmerli sorunlarla boğuşmak zorunda bırakacak.

Fotoğraf: Evrensel

İlgili haberler
Ağrılı kadınlardan depremzedeler üşümesin diye day...

Ağrı'da halk eğitim merkezlerinde kurs gören kadınlar, usta öğreticilerle birlikte depremzedelere gö...

İlaçları biten depremzedeler sağlıklarından endişe...

İskenderun’da kurulan çadır kente yerleşen bir kadın: Almam gereken ilaçların bitti ve yenisini temi...

Depremin 7. gününde Kadınlar, çocuklar, mülteciler...

Depremin etkilerinin en yoğun hissedildiği illerden biri olan Antep’e giderek çadır kentlerde kadınl...