Vergi kıskacındaki 20'li yaşlarım
Bu şartlarda çalışıp aldığımız ücretin bile neredeyse yarısı vergilere giderken çalıştığım firmanın bu yıl sıfır vergi verdiğini öğrendiğimden beri öfkeliyim.

Van’da kadın olarak çalışabileceğimiz yerler hem ücret hem de koşullar açısından maalesef çok az. Bu yüzden ben de çağrı merkezi işçisi oldum. İlk bir ay eğitim ve adaptasyon süreci derken iyi gidiyordu ama ikinci aydan sonra her şey gün yüzüne çıktı. Şöyle bir iş hayatı başlıyor: baskı ve mobbing, her hafta değişen düzensiz vardiyalar, mola eksik mola süreleri, home office çalışma şartlarının zorlukları, yetersiz izin günleri (haftada bir gün), her gün 9 bazen 11 saat çalışma, göz-kulak-sırt ağrıları ve daha birçok sorun.

Bu şartlarda çalışıp aldığımız ücretin bile neredeyse yarısı vergilere giderken çalıştığım firmanın bu yıl sıfır vergi verdiğini öğrendiğimden beri öfkeliyim. Kapitalizmin büyük çarklarının bir dişi olan özel sektörler, firmalar, şirketler patronların kârına kâr katarken biz geçinemiyoruz ve her geçen gün daha da yoksullaşıyoruz. Sorsanız asgari ücretle çalışıyorum derim ama örneğin geçtiğimiz haziran ayında ücretimden vergi adı altında kesintiler oldu ve ben maaşının yaklaşık yüzde 13’ünü almadım. Bu da yetmezmiş gibi fazla mesai ücretlerimden bile kesintiler yapıldı.

Sizlere bir de yoksulluk sınırının altında kalarak aldığım ücretimi nelere harcadığımı  anlatmak istiyorum. Öncelikle her ay ödemem gereken doğalgaz, su, elektrik, internet faturaları (çalıştığım şirket bunları karşılamıyor) var. Sonrasında aldığım ürünler ve katma değer vergileri; kişisel ihtiyaçlarımı bile alırken birçok yerden bakıp en uygununu almak için uğraşırken kadınlar olarak özel ihtiyacımız olan pedi alırken dahi yüzde 18, iki ayda bir aldığım şampuanda yüzde 20, beslenebilmek için aldığımız gıda ürünlerinde yüzde 10, hastalandığımız da aldığımız ilaçtan yüzde 10 katma değer vergisi ödüyoruz ve liste uzayıp gidiyor. Arkadaşlarımla vakit geçirecek ne zamanım ne de bütçem kalıyor haftada bir gün izin günüm o gün de yapmam gereken bir sürü farklı iş oluyor hiçbir sosyal aktiviteye katılamıyorum 20 yaşında eve tıkanmış kalmış gibi hissediyorum.

HAYDİ SENDİKAL MÜCADELEYE

Yaşamak ve geçinmek zorlaşıyor ama ben bütün bu olumsuzluklarla genç bir işçi olarak mücadele ederken umutsuzluğa kapılmamayı tercih ediyorum. Çünkü çağrı merkezi işçileri olarak hepimiz aynı sorunları yaşıyoruz. Daha iyi koşullarda ve geçinebileceğimiz, vergi kesintilerinin olmadığı bir ücret için yan yana mücadele etmeliyiz. Bu koşullarda birlikte mücadelenin en etkili yolu ise kendi iş kolumuzdaki sendikalar. Mücadelemize katılmak için arkadaşlarımı sendikal mücadeleye ve dayanışmaya çağırıyorum.

Fotoğraf: Unsplash

İlgili haberler
Çağrı merkezinde asgari ücret tartışması

Günleri aralıksız bir telefondan öbürüne bağlanarak, neredeyse hiç dinlenmeden konuşmak zorunda kala...

Çağrı merkezi çalışanı kadınlar anlatıyor: Çocukla...

5500 liralık asgari ücretle hayatını idame ettirmeye çalışan çağrı merkezi çalışanı Elif, Yasemin ve...