ODTÜ Mezunlar Derneğinde düzenlenen "Üniversiteli Kadınlar Forumda Buluşuyor" etkinliğinde Atılım Üniversitesi Kadın Hakları Topluluğu, Bilkent Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu, Hacettepe Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu, ODTÜ Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğu, Çankaya Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadın Çalışmaları Topluluğu'nun çağrısıyla kadınlar bir araya geldi.
Forumda kadınlar, kendi üniversitelerinde yaşadıkları sorunlara değinerek öne çıkan taleplerini dile getirdi. Forumda, kadınlara ayrılan bütçenin 38 kuruşa kadar düşürülmesi ve kadınların ihtiyaçlarının öncelenmemesinin yanında İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması, 6284'ün uygulanmaması, üniversitelerde Cinsel Tacizi Önleme Birimlerinin olmaması ya da aktif olarak kullanılmaması öne çıkan tartışma konularından oldu.
'SORUNLARIMIZI MÜCADELE İLE AŞABİLİRİZ'
Ankara Üniversitesi öğrencilerinden Ilgın, kampüslerde erkek öğrenci ve akademisyenler tarafından taciz, şiddet gibi olayları sıkça gördüklerini söyledi “Bu olaylar genelde kadınların baskılanmasıyla ve yönetimden doğru bir çözüme ulaştırılmamasıyla sonuçlanıyor. Geçen hafta kampüsümüzde bir kadın bıçaklandı. Yaptığımız kadın eylemi en kitlesel eylemlerimizden biriydi” hatırlatması yaptı.
Eylemler düzenlenirken pek çok korkunun hakim olduğunu belirten Ilgın, “Polise karşı, ÖGB'ye, faşist çetelere karşı birleşerek polis barikatı aşılıp İstanbul Sözleşmesi'ne dair sloganlar atıldı. Bu yaşanan olaylar sadece bizim değil tüm kadın arkadaşlarımızın başına geliyor ve biz bunu sadece mücadelemizle aşabiliriz” diyerek mücadeleyi işaret etti.
'YARIN BAŞIMIZA BİR ŞEY GELMEYECEĞİ BELLİ DEĞİL'
Çankaya Üniversitesinden Şevval, son zamanlarda bakanların tartışmalarının kadınların doğurganlığı üzerinden ilerlediğini ancak o sırada binlerce kadının katledildiğinin altını çizerek, “Önemli olan birlik olmamız, kurtuluşumuz da burada. Hepimiz birlikte yaşıyoruz tüm bu sorunları. Bu düşüncede hareket edip 25 Kasım'a da bu şekilde gitmeyi düşünüyoruz. Ertesi gün bizim başımıza da herhangi bir şey gelmeyeceği belli değil" dedi.
'ÖTK'LER CİTÖB'LERİ AKTİFLEŞTİRMENİN BİR YOLU'
ODTÜ Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğundan Fidan, iktidarın ekonomi politikalarıyla bütçeden kadınların payına düşenin yalnızca 38 kuruş olduğunu, bu nedenle kadınların barınma, beslenme, ulaşım ve eğitim gibi ihtiyaçlarının karşılanmadığını ifade etti. Fidan, ODTÜ'de kadınların en büyük taleplerinden birinin bütçe talebi olduğunu da ekledi.
Fidan, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Destekleme ve Cinsel Tacizi Önleme Birimi (CİTÖB) şu an rektörlüğe bağlı ancak etkili çalışmıyor, dosya sürecinin çok uzun sürmesi ya da bölümlerde takılı kalmasının sonucunda failin aklandığı bir durum yaşanıyor. Bölümlerde olacak olan ÖTK'ler de bu açıdan önemli. Bizlerin kendi sözümüzü söyleyebilme aracı olarak kullanabileceğimiz ÖTK'ler bugün CİTÖB'leri aktifleştirmenin de bir yolu" diyerek üniversitelerdeki öğrenci temsilciliklerinin kadınlar açısından önemine vurgu yaptı.
'HER ALANDA ŞİDDETE UĞRUYORUZ'
Gazi Üniversitesinden söz alan genç bir kadın, üniversitelerinde İkbal ve Ayşenur için bir yürüyüş düzenlendiğini ancak sonradan yürüyüşü “Asena Teşkilatı”nın düzenlediğini öğrendiklerini ifade ederken, "Taleplerimizin yazılı olduğu pankartlarımız kontrol edildi ve alana alınmadı. İstanbul Sözleşmesi’nin adından dahi bahsedemedik. Yan yana geldiğimiz her alanda şiddete uğruyoruz. Bu yürüyüşün sadece yas için olduğunu ve taleplerimizi söyleyemeyeceğimizi ifade ettiler. Önümüzde bozkurt işareti yapıldı. Bu bağlamda okulda bir korku iklimi hâkim” dedi.
'SİLAHA PARA AKITILIRKEN KADINLARA, ÖĞRENCİLERE BÜTÇE YOK'
ODTÜ'den İrem, Türkiye'de yaşananlara ek olarak dünyanın geri kalanındaki durumu anlatarak "İsrail devletinin Lübnan'a Filistin'e saldırdığını görüyoruz. Bugün Fransa'da açıklanan bütçe planlanmasında silah sanayisine para aktarıldığını ama kadınlara, öğrencilere bütçe ayrılmadığını görüyoruz. Dünya çapında büyüyen bir savaş çığırtkanlığından bahsedebiliyoruz" dedi. Bunun yansımalarının hayatın her yerinde görebildiğini söyleyen İrem, "ODTÜ'de SMEAR testi bütçe kesintisi sebebiyle kaldırıldı, tuvaletlerden ringlere, yemekhanelere kadar yaşamımızın her alanı bütçe olmaması sebebiyle kısıtlanıyor. Savaşlar bir yandan yaşamımızı doğrudan etkiliyor; mülteci kadınların neler yaşadığını, Çatalca'daki kadınların seslerini duyuyoruz. Bu saldırıların sistematik olduğunu özellikle Ayşenur ve İkbal’in ölümüyle gördük. Kadın cinayetleri politiktir ana sloganımız haline geldi. Bu da ne denli sistematik olduğunu gösteriyor" dedi. Bugün kampüslerde kadınların bir araya gelebildiği alanların olduğunu ifade eden İrem, "Şiddete eşitsizliğe karşı CİTÖB talebimiz, ÖTK'lerin demokratik yollarla seçilmesi, ring seferlerinin artırılması ve daha güvenceli bir yaşam talebimizi topluluklarımızda da yükseltmemiz gerekiyor. Mücadelemizi politik bir şekilde örgütlemedikçe sınırlı bir tartışma yürütmüş oluyoruz. Kadınlar CİTÖB gibi mekanizmaların karar aşamasında yer almadığı sürece yaşamımız her alanda zorlaşıyor. Sadece güvenli kampüs talebi ve etkin CİTÖB'den öte, sistemin bunları her alanda karşımıza çıkarttığını bilerek, yaşamı şekillendirmemiz gerektiğinin farkında olarak mücadelemizi devam ettirmeliyiz" dedi.
'BİR ARADA MÜCADELE EDEBİLMENİN YOLLARINI TARTIŞMALIYIZ'
Bilkent Üniversitesinden Meryem, kampüste yaptıkları eylemlerde kadınların şiddetle tehdit edilmesinin diğer üniversitelerde yaşanan problemle birleştiğini, tüm üniversitelerde hedef gösterildiklerini ifade ederken, "Bununla mücadelenin yolu el ele tutuşmaktan, birlikteliğimizden geçiyor. Bir arada durarak nasıl çözümler bulabileceğimizi hep birlikte tartışmalıyız" dedi.
'OKUL BÜTÇESİ ÖĞRENCİYE HARCANMIYOR'
Bilkent Üniversitesinden Mısra, devletin izlediği politikaların kampüslere de yansıdığını söylerken, "Okul, bütçesini öğrenciler için harcamıyor. Üniversitemizde CİTÖK ve ÖTK'nin demokratik yollarla işletilmesi en çok öne çıkan talepti. Bu dönem ÖTK'ye aday oldum ve bana sadece 2 oy geldi. Aday çıkmadığı için oy verilmesi gereksiz görülüyor, işlevsizleştiriliyor. Var olan haklarımız, temsilciliklerimiz elimizden alınmaya çalışıyor. CİTÖK'ün üniversiteye yeni giren kişilere anlatılmasını talep etmiştik. Şu an anlatılmasına rağmen hâlâ yeterince bilinmiyor. Kadının toplumdaki ikincil konumu ve yurt genelinde artan şiddet artık bardağı taşıran son damla oldu. İnsanlarla konuştukça ÖTK'lerin mücadeleler sonucunda elde edilmelerini aktardıkça umut da artıyor" dedi.
'BİR ARAYA GELDİĞİMİZ ALANLARI ÇOĞALTMALIYIZ'
Hacettepe Üniversitesinden İrem, KYK yurtlarında kadınların çok fazla baskılandığını, güvenlikle alakalı sorunlar yaşadıklarını ve bu sorunların arttığını ifade ederken "Birçok öğrencinin barınma sorunu yaşadığı, barınan öğrencilerin hijyen gibi problemlerle karşılaştığı durumlar yaşanıyor. Biz bu sorunları bir araya gelerek çözebildiğimizi gördük. Yaşadığımız sorunlara dair taleplerimizi birlikte büyütmemiz gerekiyor" dedi.
"Kadınlar olarak yaşadığımız sorunlara karşı birlikteliğimizden güçlenmenin ihtiyacı artıyor" diyen kadınlar bunun karşısında üniversiteler arasında, topluluklar ve bölüm, yurt gibi alanlarda kadın dayanışmasının ve mücadelesinin kuvvetlendirilmesi gerektiğinin altı çizerek "Forumda aktardığımız deneyimlerin sonuçlarına göre; kadın mücadelesini büyütmek adına fakültelerde, bölümlerde, yurtlarda öğrenciler olarak yan yana geldiğimiz alanları artırmamızın, güçlenmemizin faydasını görüyoruz" şeklinde konuştu.
Fotoğraf: Evrensel
İlgili haberler
Milli Gazete hedef gösterdi, üniversitedeki ‘eşitl...
Milli Gazete, Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nde okutulan 'Toplumsal Cinsiyet Eşitliği' dersini hedef...
Genç kadınların sesi, sözü açık kürsüden yükseldi:...
İstanbul Aydın Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübünün düzenlediği, diğer üniversitelerden kadın...
Türkiye’nin dört bir yerinden üniversiteliler tart...
Öğrenciler bugünlerinden ve yarınlarından dolayı oldukça stresli, gelecekten bir beklentileri olmadı...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.