Siyasette kadın liderler artıyor ama…
Yıllar geçtikçe siyasette yönetici kadınların sayısı gittikçe artıyor. Kadınlar otuz bir ülkede devlet ve/veya hükümet başkanı olarak görev yapıyor ama kadınların hakları aynı ölçüde artıyor mu?

İngiltere’nin ilk kadın başbakanı Margaret Thatcher, Almanya’nın ilk kadın şansölyesi Angela Merkel, Türkiye’nin ilk kadın başbakanı Tansu Çiller, Macaristan Parlamento Başkanı Katalin Novák, Danimarka Parlamento Başkanı Pia Kjærsgaard, Polonya Başbakan Yardımcısı Beata Szydło, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni….

Yıllar geçtikçe siyasette yönetici pozisyonlardaki kadınların sayısı gittikçe artıyor. Kadınlar otuz bir ülkede devlet ve/veya hükümet başkanı olarak görev yapıyor*

Bunun kadınların yaşamı açısından bir ilerlemeye işaret ettiği tartışmalı bir konu. Bugün kadınların toplumsal hayatı düzenlemenin bir aracı olan siyasette var olması kadınların mücadelesinin sonucunda kazanıldı ve kadınların eşit, özgür ve şiddetsiz bir yaşamı elde edebilmesi adına elbette bir ilerleme. Ancak kadınların özlemini duyduğu toplumu kurmak bu pozisyonlarda yer almakla yetinerek mümkün değil. Siyasette var olmayı, kadınların kimi pozisyonlarda yer alması gibi sınırlı bir tanıma sıkıştırdığımız sürece de olmayacak. Günümüzdeki düzen partilerinde yer alan kadın siyasetçilere baktığımızda da bunu gözlemleyebiliriz. Kadın siyasetçilerin varlığı ilk bakışta başlı başına ilerletici gibi görünse de kimin saflarında, kimin yararına siyaset yaptığı esas belirleyici oluyor.

GÖÇMEN KARŞITI YEŞİLGÖZ, KADIN DÜŞMANI MELONİ VE NİCELERİ

Kariyerinde başbakan olmaya doğru ilerleyen muhafazakâr-liberal Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi Hollanda Parlamentosu üyesi olarak görev yapan Hollandalı politikacı Dilan Yeşilgöz- Zegerius ve İtalya’nın başbakanı, milliyetçi-muhafazakâr İtalya’nın Kardeşleri Partisi lideri Giorgia Meloni günümüz dünyasında öne çıkan kadın liderlerden.

Ancak Yeşilgöz, partisinin geçirmeye çalıştığı sert mülteci yasasını destekliyor ve başbakanlığı adaylığı sürecinde de göçmen karşıtlığını sürdürerek vatandaşlardan oy istiyor. Kadın bir lider olarak göçün kadınlar üzerinde ne denli can alıcı etkileri olduğunu görmezden geliyor, bu konuda insan yaşamını zerre düşünmeyen partisinin çizdiği politik hattan hiç tereddüt etmeden yürümeye devam ediyor. Meloni “Doğal aileye evet, LGBT lobisine hayır, cinsel kimliğe evet, cinsiyet ideolojisine hayır, yaşama evet, ölüm kültürüne hayır diyorum” naralarıyla heteronormatif, ataerkil aileyi dayatmaktan geri durmuyor. Kadınlar için 1978’den beri yasal güvence altına alınan kürtaj hakkına saldırıyor. Bulunduğu her alanda, her kürsüde bugün kadınların yaşadığı sorunlara karşı etrafında bir araya geldiği taleplerin tam tersini örgütlüyor.

Gelelim Türkiye’ye. Eski Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık “Nafaka süresiz olmak zorunda değildir” demişti, yeni Aile Bakanı Mahinur Özdemir de benzer söylemler ile ilk hamlesi olarak nafakayı hedefe koydu ve "mağdur erkekler" olduğunu öne sürdü. Bu yaklaşım, kadınların ekonomik olarak bağımlı kılındığı sistem içerisinde kadınların yaşamını devam ettirmesini zorlaştırmaya devam ediyor. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, kadınların özgürce yaşamına bir darbenin adım sesleri olan başörtüsünü anayasal güvence altına almak bahanesiyle sunulan Anayasa değişikliği için “Gel, Türkiye’ye yakışır bir düzenleme yapalım” çağrısı yapıyor. İçişleri Bakanı olduğu zaman diliminde Akşener, köylerde görevli olan güvenlik korucularının kadınları taciz ve tecavüze maruz bıraktığı haberine “Rahatsız ediyor ama korucuların bir dönem önemli işleri yerine getirdiğini de unutmamak lazım” cevabını vererek bu zihniyetin saflarında olduğunu belli etmişti.

KİMİN SAFINDA SİYASET KADINLARI KURTARACAK?
Günümüze en yakın örneklerden biri olan Şireci Tekstil direnişine çevirelim gözleri. Direnişi ziyarete gelen Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin ve Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca önümüze çıkıyor. Her ikisi de söylemleriyle kimden yana olduğunu belli ediyor. Şahin, kurban olarak, işçilerin elini ayağını öperek bugün kadınların ikincil konumunu durmaksızın yeniden üreten kapitalist sistemin temsilcisi olan iktidarın savunuculuğunu en ateşli biçimiyle icra ediyor. Sevda Karaca ise bu sistemin karşısında birleşen ve direnmekten vazgeçmeyen işçilerin yanında yer alıyor.

ANCAK MÜCADELE İLE POLİTİKADA VAR OLABİLİRİZ

Bu örneklerle beraber görüyoruz ki, aynı cinsiyette olmamız aynı safta olduğumuz anlamına gelmiyor. Bizler her gün haklarımıza saldıran, yaşamımızı daha da güçleştiren politikaların mimarı olan düzen siyasetine bulaşmış ve o kürsüde olmasını sağlayan kadınların mücadelesine ihanet etmiş bu kadınlarla aynı safta değiliz, olamayız. Bizler kampüsleri, sokakları güvenli bir alan getirmek için mücadelemizi büyütmenin yollarını ararken burjuva kadın siyasetçileri bulunduğumuz alanlarda şiddeti, eşitsizliği garanti altına alan politikalara imza atmaktan geri durmuyor. Çünkü bulunduğu pozisyonu tam da kadınlar için gittikçe zorlaşan yaşam koşullarını ortaya çıkaran burjuvazinin savunuculuğunu yaparak muhafaza ediyor. Kız kardeşlerinin eşitsizliğe, şiddete ve sömürüye maruz kaldığını gündemine almayan, taleplerini bir bir çiğneyen kadın siyasetçiler kadınların yaşamı ve mücadelesi için ilerletici değil geriletici olan oluyor. Bu yüzdendir ki siyasette var olmayı kadın siyasetçilerin sayısıyla ölçen sınırlı tanıma karşı kadınlar olarak sorunlarımızla, taleplerimizle, mücadelemizle kendi siyasetimizi yapmaya dünden daha çok ihtiyacımız var. Ancak mücadelemiz politikaya olan dahiliyetimizi sağlayacaktır.

*https://turkiye.un.org/tr/224323-women-politics-map-2023

Manşet fotoğraf: Solda Giorgia Meloni (Governo italiano, CC BY 3.0 IT), Sağda Dilan Yeşilgöz (De Balie, CC BY 3.0)

İlgili haberler
İtalya’nın Erkek Kardeşleri’nin kadın başbakanı: ‘...

İtalya’da ilk kez bir kadın başkan olarak seçilen faşist ittifakın adayı Giorgia Meloni’nin seçilmes...

İzmir’den Fransa’ya, Mısır’dan Sovyetlere… Kadınla...

Ekmek zammı önemli! Bir devri kapatan başka bir devir açan olaylara neden olan ekmek ayaklanmalarıyl...

Almanya’da sokağa çıkan kadınlar ‘Kürtaj temel sağ...

Almanya’da yüzlerce kadın 28 Eylül Uluslararası Güvenli Kürtaj Günü’nde kürtajın suç olmaktan çıkarı...