Nefret suçu kamu spotu yapıldı, mitinge dönüştü
18 Eylül'de İstanbul Saraçhane'de gerçekleşen LGBTİ karşıtı mitingin iktidarın politikaları açısından ne anlama geldiğini İlke Işık yazdı.

Türkiye televizyonlarında hangi mitingin duyurusu kamu spotu olarak yer almıştır acaba? Hiç hatırlıyor musunuz? Duydunuz mu? Gördünüz mü? Hafta sonu bunu gördük. İstanbul’da pazar günü gerçekleştirilen LGBTİ’lere karşı nefret söylemi içeren mitingin duyurusu RTÜK talimatıyla kamu spotu olarak kullanılmasına izin verildi.

LGBTİ’lere, kadınlara karşı nefret suçu içeren, son derece tehlikeli içeriğe sahip bu mitingin gerçekleştirilmesi üzerine tartışmalar sürerken miting çağrısı bizzat devlet tarafından kamu spotu olarak ile duyuruldu.

Kamu spotu, AKP yöneticilerinin, Bakanların açıklamalarında uzunca bir zamandır devam eden ve açıkça ifade edilen LGBTİ düşmanlığının devamı niteliğinde. Tek tek yapılan açıklamalar yeterli gelmemiş demek ki RTÜK tarafından kanallara gönderilen bir kamu spotu ile devam etme gerekliliği hissetmişler.

Devletin bir kesime dair düşmanlığını açıkça ifade ettiği bir süreç yaşanıyor gözümüzün önünde. Ayrımcılık yapılıyor, ülkede yaşayan insanların bir kısmı yok sayılıyor, haklarının korunmayacağı ilan ediliyor, dahası fiziksel dahil her türlü saldırıya davetiye çıkarılıyor. Ulusal ve uluslararası hukuk, en temel insan hakları kriterleri, her şey, her şey hiçe sayılmış durumda… Devlet nefret suçu gibi korkunç bir suç işliyor velhasıl.

Biliyorsunuz bir dönemdir sürüyor bu nefret söylemi. İstanbul Sözleşmesi’nin tartışıldığı dönemde; sözleşmenin aileyi yıkmaya çalıştığı, LGBTİ propagandası yaptığı, Sözleşme’den bu nedenle çıkılması gerektiği yüksek sesle ifade edilmişti.

Ülkede giderek el arttıran bağnazlık, muhafazakar hayat dayatmasından bağımsız değil elbette yaşanan. Konser yasaklamaları, Gülşen’in tutuklanması, festivallerin Valilik kararları ile yasaklanması ile birlikte düşünmeliyiz. Son dönem yaşamımızı bir karanlık üzerine kurma ve iktidarın en gerici odaklarla işbirliği yapma dönemi. Ülke genelinde oy ve güç kaybettikçe en geriden tutmaya ve buraya yapışarak iktidarda kalma çabasının sonuçlarını yaşıyoruz.

Yaratılmaya ve daha da ileriden tehlikeli biçimde kurulmaya çalışılan nefret söylemi LGBTİ’leri her türlü saldırıya açık hale getiriyor. Yaşamsal bir tehlike söz konusu ki bu durumun sorumlusu sözünü etmiş olduğumuz kamu spotları ile bizzat devlet haline gelmiş durumda.

Mitingin içeriğine gelir isek, kadınlara, çocuklara ve her türlü yasal kazanıma saldırma çabasının yer aldığını da görüyoruz. Aynı İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekilmesi döneminde yaşandığı gibi... Mitingde yapılan konuşmalara bir bakın isterseniz. 6284 Sayılı Yasanın ortadan kaldırılması gerektiği ifade ediliyor. İstanbul Sözleşmesi ile birlikte 6284 Sayılı Yasa’nın da hedefe konulduğunu biliyoruz hepimiz.

“Bizim kendi mevzuatımız var kadınlar hiç endişelenmesin” diyen siyasal iktidar şimdi 6284 Sayılı Yasa konusundaki endişelerimizi, gözümüzün önünde yaşanalar konusundaki kaygılarımızı nasıl giderebilir ki?

Kadınlar öldürülüyor bu ülkede. Kayıtları bile tutulmuyor, şiddet inanılmaz bir artışla devam ediyor. İki yaşındaki bebekler cinsel istismara uğruyor. Kadınları, çocukları, LGBTİ’leri koruyacak yasal düzenlemelerin varlığına ve bu yasaların çok etkin, hızlı uygulanmasına ihtiyacımız var bizim.

LGBTİ’lerin hedef haline getirilmesi ve bu nefret söyleminin giderek daha da tehlikeli bir biçimde sürdürülmesi bu ülkede yaşayan herkesin yaşam hakkı dahil her türlü hak ve özgürlüğünün tehlikeye atılması demek bir yandan da.

İstedikleri bir düşmanı kendilerince bulup, sonra oradan devam edip, ülkedeki herkesin aynı biçimde yaşaması, düşünmesi, konuşması, giyinmesini istiyorlar. Bunu yapmayan/yapmayanlar hedef haline getirilip, topluma da toplam bir mesaj verilmek isteniyor.

O nedenle hiçbirimiz güvende değiliz. LGBTİ’lere yönelik bu nefret kampanyasına ses çıkarmak ve kabullenmemek hepimizin görevi.

Şu an aklımıza bile gelemeyecek biçim ve koşullarda sürekli bazı kesimleri düşmanlaştırıp nefretle yaratılan karanlık içinde iktidar sürdürme çabası devam edecek görünen o ki.

O nedenle kabul etmiyoruz, normal karşılamıyoruz ve sessiz kalmıyoruz. 

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
'Büyük Aile Buluşması'nda LGBTİ örgütlerinin kapat...

Pazar günü İstanbul Saraçhane'de 'Büyük Aile Buluşması' adıyla LGBTİ karşıtı miting gerçekleşti.