‘Kadından sporcu olmaz’ diyen zihniyete karşı voleybola sarıldılar
‘Kadınlar spor yapmaz evde oturur’ diyenlere inat, 73 Şırnak Belediyespor Kadın Voleybol Takımının ve oyuncularının toplumsal engelleri aşma hikayesini keyifle okuyacaksınız.

Rakamlar ve kadın isimleri hiç durmadan havada uçuşuyor. Dün öldürülen kadının ismi bugün yaşanan başka bir kadın cinayetiyle unutuluyor ve biz unuttukça rakamlar ve isimler artmaya devam ediyor. Bu sözlerle yaptığımız bir girişi okurken, bu haberin yine bir istismar, şiddet, taciz haberi olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak bu sefer toplumun kendilerine diktiği kadınlık elbisesini ellerinden daha büyük makaslarla kesenleri anlatacağız sizlere. Kim mi onlar? 73 Şırnak Belediyespor Kadın Voleybol Takımı.

73 Şırnak Belediyespor Kadın Voleybol Takımı henüz 2017 yılında, yani daha çok yeni kurulmuş bir takım. Dikkatlerin onlara çevrilmesindeki sebepler ise oyuncularının yaş ortalamasının 17 olan kadınlardan oluşması ve bölgesel ligde şampiyon olduktan sonra ikinci lige çıkması. Ayrıca takım Türkiye liginde mücadele eden en genç profesyonel takım unvanına sahip. Her takımın bir antrenörü vardır, onların antrenörü Beden Eğitimi Öğretmeni Yüksel Bayar. Yüksel Öğretmen sadece takımın antrenörü değil, aynı zamanda takımın malzemeciliği ve şoförlüğünü de üstleniyor. Yüksel Öğretmen takımı kurarken engellemelerle karşılaştıklarını söylüyor. Bu engellemelerin bazıları Şırnak’ta spor camiasında yer alan kişi ve kurumlar tarafından gerçekleşmiş. Onlara göre kadınlar spor yapamaz, evlerinde oturur. Bu engellemeler belli dönemlerde tehditlere kadar varmış. Bazı kesimler Yüksel Öğretmeni, voleybolcuların giydiği kıyafetlerinden dolayı kızları ahlaksızlığa ittiği gerekçesiyle tehdit etmiş, ancak ne kendisi ne de sporcuları bu tehditlere kulak asmış. Yüksel Öğretmeni takım kurarken zorlayan en büyük etkenlerden birisi de ailelerin kızlarının spor yapmasını istememesi olması. Takımda yer almak isteyen tüm sporcuların ailelerini ikna etmek için büyük çaba harcayan antrenörleri “İlk dönemlerde kızların spor yapmasına karşı olan aileler zamanla gelen başarılar ile yumuşadı ve artık kendi elleri ile kız çocuklarını takıma getiriyor.” diyor.

AZİMLİ VE İNAT!
73 Şırnak Belediyespor, Yüksel Öğretmen’in Şırnak’ta kurduğu 3. kadın voleybol takımı. İlkini 2007 yılında daha üniversite öğrencisiyken kuruyor ancak bu takımın ömrü pek uzun olmuyor. Bunun nedeni ise ülke gerçeği olan “çocuk gelinler” sorunu. Nasıl mı? Takımda yer alan 4-5 sporcu çocuk yaşta evlendiriliyor ve zaten az sayıda sporcusu olan takım dağılıyor. Yüksel Öğretmen o dönem takımında bir oyuncusunun istememesine rağmen evlendirilmek istendiğini söylüyor. Bu oyuncusunun kendisinden destek istemesinin ardından ona yardımcı olmaya karar veriyor ve ilk olarak öğrencisini güvenli bir yere yerleştiriyor daha sonra köyde olan ailesi ile görüşüp aileyi ikna ediyor. Aile ile yaptığı görüşmenin ardından öğrencisi Şırnak’ta yatılı olarak okuduğu liseden sonra beden eğitimi öğretmenliği okuyup mezun oluyor. Yüksel Öğretmen, öğrencisinin öğretmen olup mezun olduktan sonra şimdi kendi köyünde görev yaptığını ve kız çocuklarının spor yapması için caba harcadığını söylüyor. Yüksel Öğretmen buna benzer birkaç örnek daha yaşıyor, ancak takımın dağılmasına engel olamıyor. Yine de ilk deneyimin ardından pes etmiyor ve bu kez üniversiteden mezun olduktan sonra geldiği Şırnak’ta ikinci kez bir kadın voleybol takımı kuruyor. Artık daha tecrübeli olan Yüksel Öğretmen, bu kez de ekonomik sorunlarla mücadele etmek zorunda kalıyor. Kentte “Kadından sporcu olmaz! Gidip evlerinde otursunlar” diyenlerin sesi hiç kesilmiyor. Durum böyle olunca ekonomik destek alamıyor ve Yüksel Öğretmen’in ikinci kez kurduğu takım dağılmak zorunda kalıyor.

BÜTÇE VE TRANSFER OLMASA DA...
73 Şırnak Belediyespor Kadın Voleybol Takımı, Yüksel Öğretmen’in Şırnak’ta kurduğu 3. kadın voleybol takımı. Gerici zihniyet ve ekonomik sorunlar bu takımda da peşlerini bırakmıyor ama bu kez hem oyuncuların kararlı olması hem de ailelerin daha fazla destek vermesiyle takım, tüm baskı ve engellere rağmen bölgesel ligde şampiyon olup profesyonel lige çıkmayı başarıyor. Yüksel Öğretmen sportif başarılarından önce ana hedeflerinin Şırnak’ta genç kadınların spor yapmasına olanak sağlamak olduğunu söylüyor. Rakiplerinin bol bütçeli ve BESYO kökenli sporculardan oluşmasına rağmen kararlılıkla mücadeleye devam ediyor takım. Transfer yapamamaktan şikayetçi olmayan Yüksel Öğretmen “Hiç transfer yapmayı düşünmedik çünkü önceliğimiz Şırnak’taki kız çocuklarımızı kazanmak, onların spor yapmasını sağlamak”diyor.


İLK ANTRENMAN ERKEK TAKIMIYLA
Takım Kaptanı ve ilk oyuncusu Suna’nın hikayesi de dikkatimizi çekiyor: Suna, bir gün okul bahçesinde Yüksel Öğretmen’in geçtiğini görüp peşinden koşarak voleybol oynamak istediğini söylüyor ve öğretmeni tarafından kabul edilerek antrenmanlara çağrılıyor. Suna, ilk hedefine ulaşıp takıma girmeyi başarıyor ancak önüne daha büyük bir engel çıkıyor. O da şehirde oynayabileceği bir kadın voleybol takımının olmaması! Ama o da vazgeçmeyerek erkek takımı ile beraber antrenmana çıkmaya başlıyor.
Suna ilk başlarda erkek takımı ile antrenmana çıktığını ailesinden gizliyor. Bunun nedeninin ise ailesinin duruma tepki gösterip voleybol oynamasını engelleyebilecek olması ihtimali. Suna’nın erkek takımı ile antrenmanlara çıkması birçok kız arkadaşını cesaretlendirip örnek olmuş ve onlar da erkek takımı ile beraber antrenmana çıkmaya başlamışlar. Ama ne yazık ki birçoğu aile baskısından dolayı voleybolu bırakmak zorunda kalmış. Suna ise tüm karalamalara, kendisine gösterilen kötü tepkilere rağmen erkek takımı ile antrenmanlara çıkmaya devam ediyor. Suna, profesyonel bir sporcu olmak istediği için spor lisesine gitmek istiyor. Ailesinin bu isteğine karşı çıkacağını düşünerek onlardan gizli olarak spor lisesine kaydını yaptırıyor. Bir yıl boyunca ailesinden spor lisesine gittiğini saklıyor ancak karne günü ailesi onun normal liseye değil de spor lisesine gittiğini öğreniyor. Suna hemen en büyük destekçileri olan Yüksel Öğretmen’i arayıp olayı anlatıyor ve yardımcı olmasını istiyor. Öğretmeni de ailesi ile görüşüp ailesini ikna ediyor. Suna büyük bir risk aldığını ailesinden habersiz spor lisesine kaydını yaptırdığı için eğitim ve spor hayatının bitebileceğini bildiğini ama hayallerini gerçekleştirmek için böyle bir riski göze aldığını söylüyor.
Suna takım kaptanı olarak ağır sorumluklar yüklenerek, arkadaşlarının takımda yer alması için ailelerini ikna etmeye çalışıyor. Suna’nın genç kadınlara bir de çağrısı var: “Hayallerinizin önüne kimsenin geçmesine izin vermeyin sizinle beraber mücadele etmeye hazırız!”
NUJİN: SPOR YAPMAK MÜCADELENİN BİR PARÇASI
Takımın bir diğer üyesi Nujin, kendilerinin profesyonel sporcu olduğuna birçok kişinin inanmadığını çünkü Şırnak’ta bunu başarmalarının imkansız olduğu düşüncesinin hakim olduğunu söylüyor. Fakat tüm imkansızlıklara rağmen profesyonel lige çıkmayı başardıklarını vurguluyor. ‘Kadınlar spor yapamaz’ zihniyetinin şehirde hakim olduğuna dikkat çeken Nujin, toplumun kendilerine kötü ithamlarda bulunup ahlaksızlıkla suçlanmalarına rağmen mücadele etmeye devam ettiklerini söylüyor. Spor yapmak isteyen kadınlara seslenen Nujin tüm baskılara rağmen spor yapmayı başarmalarını mücadele etmeye bağlayarak onların da mücadele etmesini istiyor.

EN KÜÇÜK OYUNCU BİŞENG’İN HİKAYESİ
Takımın en küçük sporcularından biri ise 15 yaşındaki Bişeng. Onun voleybol oynama isteğine ağabeyi karşı çıkmış. Gerekçe olarak da sporun kızlara uygun olmadığını gösteriyormuş. Bişeng annesinin desteği ile ve ağabeyinden gizleyerek uzun süre antrenmanlara katılmış. Ağabeyi bunu duyunca evde kıyametler kopmuş ve antrenmanlara gitmesine izin vermeyeceğini söylemiş. Annesi bir kez daha devreye girip babasının da desteğini alarak ağabeyi ikna etmiş. Böylece Bişeng en büyük destekçisi olan annesi sayesinde takımdaki yerini almış.

İlgili haberler
Yasemin Adar dünya şampiyonu oldu

Yasemin Adar, Türkiye'nin kadınlarda dünya şampiyonluğu sevinci yaşayan ilk güreşçisi olmayı başardı...

GÜNÜN CİNSİYETÇİLİĞİ: Kadın sporculara destek verm...

Çaykur Genel Müdür İmdat Sütlüoğlu’nun ‘Kadın sporculara yardım etmem, günahtır’ dediği öne sürüldü....

GÜNÜN BAŞARISI: Çıplak ayaklarıyla koşan ve birinc...

Mısır’da mendil satarak geçimini sağlayan Marwa, çocukların katıldığı bir maratonda yarışarak birinc...