İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi (KHM), TBMM’de kabul edilen 11. Yargı Paketi’ndeki infaz düzenlemelerine tepki gösterdi. KHM tarafından yapılan yazılı açıklamada, düzenleme kapsamında şiddet faillerinin tahliye edilmesinin kadınların yaşam hakkını doğrudan tehlikeye attığı vurgulandı.

Açıklamada, “11. Yargı Paketi’nde yer alan infaz düzenlemesi kapsamında şiddet failleri serbest bırakılmış; kadınların yaşam hakkı ciddi biçimde riske atılmıştır” denildi. İstanbul Barosu, tahliye edilen faillerin yeniden şiddet uygulamasının somut bir örnekle ortaya çıktığını belirterek, Hapishaneden tahliye edilen Okan Gür’ün, tahliyesinin hemen ardından Rojda Yakışıklı’yı arayıp ölümle tehdit ettiği ve kısa süre sonra da öldürdüğü hatırlatıldı.

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi, yasama sürecinde kadın örgütlerinin uyarılarının dikkate alınmadığını belirtti. Tahliye öncesinde hiçbir önleyici tedbirin uygulanmadığı vurgulandı.

Devletin anayasal yükümlülüklerine de dikkat çekilen açıklamada, Anayasa’nın 17. maddesine atıf yapılarak şu ifadeler kullanıldı: “Anayasa’nın 17. maddesi uyarınca yaşam hakkı, devletin yalnızca ihlal etmeme yükümlülüğünü değil; önleme, koruma ve etkili soruşturma yürütme yönündeki pozitif yükümlülüklerini de kapsamaktadır.” KHM, “Öngörülebilir şiddet risklerine rağmen gerekli tedbirlerin alınmaması, yaşam hakkının açık ihlalidir” değerlendirmesinde bulundu.

Açıklamanın sonunda İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi, kadına yönelik şiddetin önlenmesinin devletin vazgeçilmez bir yükümlülüğü olduğunu bir kez daha vurguladı. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun’un eksiksiz uygulanması çağrısı yaptı.

KHM ayrıca, “Koruyucu ve önleyici mekanizmalar kağıt üzerinde bırakılmamalı; ceza infaz sistemi kadınların yaşam hakkını esas alacak biçimde düzenlenmelidir” diyerek cezasızlık politikalarına son verilmesini istedi.

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül