Hukuk öğrencileri, Av. Dilara Yıldız'ın duruşmasını yazdı
İÜ Kadın Çalışmaları Komisyonundan hukuk öğrencileri Av. Dilara Yıldız'ın 2.duruşmasına katıldı, izlenimlerini Ekmek ve Gül'e yazdı.

Takvimler kasımı ve kadına yönelik şiddetle mücadele gününü gösterirken 2022 yılına girdiğimizden bu yana 349 kadın öldürüldü ve her gün en az bir kadın şiddete maruz kalıyor çoğundan haberdar oluyoruz, ancak bir o kadar haberdar olmadıklarımız var. Takvimler 10 ocak 2022’yi gösterirken katledilen Av. Dilara Yıldız’ın ilk duruşması sanığın SEGBİS üzerinden bağlanması ile gerçekleşmişti. İkinci duruşma ise sanığın duruşmaya yüz yüze gelmesiyle 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü’nde Anadolu Adliyesi’nde görüldü.

İÜ Kadın Çalışmaları Komisyonu olarak bizler de duruşmayı izledik. Savunmalara, suçlamalara ve tanıkların konuşmalarına ilişkin katılan arkadaşlarımızla sohbet ettik.

İYİ HALDEN YARARLANMA PEŞİNDE

Sohbetimize hukuk 2. sınıf öğrencisi Dilek ile başladık. Dilek, bu duruşmanın kendisi için ilk deneyim olduğunu belirtti. Dilek duruşma boyunca sanık Dönmez’in, Dilara Yıldız’a dair ithamları ve Yıldız hakkında 'Bir bayana, bir avukata yakışmayan sözler sarf etti' diye kurduğu cümlenin kendisinin tahrikten ve iyi hal indirimden yararlanmaya çalıştığını vurguladı. “Hep haberlerde duyarız takım elbise giyerek duruşmaya gelir ve iyi hal indirimi alır. Ne kadar doğru bu haberler. Tabii ki de tartışmalı fakat demek istediğim buna benzer bir durumu kadına yönelik söylediği cümlelerde gördük. Ölmüş bir kadın savunma yapamayacağı için ‘bana şunları söyledi bir bayana ve avukata yakışmayacak şeyler söyledi ‘diyerek bunların arkasına saklanıyor.” dedi.

PİŞMAN DEĞİL PİŞKİNDİ

Hukuk 1. sınıf öğrencisi Melike de “Sanığın üzgün bir hali ve pişmanlığı yoktu. Yaşam hakkını elinden aldığı biri için artık bin pişman olsa bile etkisi olmaz ama öncesinde duygusal bir yakınlık kurduğu için üzgün olduğunu belirtmesi bile insani bir haldir sonuç olarak.” dedi. Melike sanığın, tecavüzden yargılanma olasılığına dair konuşmasının ‘kadın cinayetleri haberlerinde daha kötüsü var ben az cani biriyim’ gibi bir duruma getirmeye çalışmasının pişkinlik olduğunu belirtti.

Hukuk 1. sınıftan diğer bir arkadaşımız Elif de, sanığın yaptığı savunmalar ve suçlamalara ilişkin savunma hakkının, yaşam hakkı karşısına denk düşmeyeceğini söyledi.

Son olarak kadına yönelik şiddetin her türlüsünün en belirgin şekilde görüldüğü savaş ortamının bir başka örneğine bu duruşmada tanık olmuş olduk. Şiddeti olağan bir unsur haline getiren savaş, erkek egemen sistemle birleşerek kadınların yaşamlarını nasıl tehdit ettiğini bizlere göstermiş oluyor.

2.DURUŞMADA NE OLDU?
Dilara Yıldız adli mercilere sığınmasına ve uzaklaştırma kararının olmasına rağmen katledildi. Sanık Oktay Dönmez, sınır ötesi askeri operasyonlara katılmış biri olduğunu ve kendisini terörle mücadelede görev almış olduğunu söyleyerek savunmaya başladı. Asker kimliğine ve 4.5 sene görev yapmasına dair konuşmasının çoğu yerinde değindi. Sanık, Dilara Yıldız’ın kendisine kumpas kurduğuna dair suçlamalarda bulundu. Bu suçlamalar karşısında sanık, Dilara Yıldız tarafından telefondan engellemesine rağmen çilingir ile evine girip 10 gün boyunca evde kalıyor. Dilara'nın memleketten dönmesini bekliyor, senet hazırlıyor ve bu süre zarfında Dilara'ya tehditler savuruyor. Sanık, eğer Dilara’nın isteğiyle cinsel bir ilişki yaşamış olsaydı bugün kendisinin tecavüzden de yargılanacağını ifade ediyordu.
Duruşma, telefon ve sim kartların incelenmesi ve sanık hakkında duruşma sonuna doğru öne sürülen akıl sağlığının yerinde olmadığına dair iddiaların incelenmesi için 24 Şubat günü saat 9.30’a ertelendi.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Avukat Dilara Yıldız davasının 2. duruşması başlad...

Eski nişanlısı tarafından öldürülen Avukat Dilara Yıldız'ın 2. duruşması devam ediyor.

Katledilen Av. Dilara Yıldız davası bugün | ‘Katil...

Av. Dilara Yıldız cinayeti davası öncesi Ekmek ve Gül'e konuşan Avukat Şükran Eroğlu, katilin en ağı...

Türkiye’de kadına yönelik şiddet gerçeği: Dilara v...

Evliliklerinin ilk gününden itibaren şiddete maruz kalan İstanbul’dan Dilara ve İzmir’den Gül devlet...