Gıda-İş: Savaşa yoksulluğa eşitsizliğe ve şiddete karşı bir aradayız ve mücadelemiz devam ediyor!
DİSK/Gıda-İş Sendikası Genel Sekreteri Olcay Ozak 25 Kasım ile ilgili yaptığı açıklamada; 'Savaşa yoksulluğa eşitsizliğe ve şiddete karşı bir aradayız ve mücadelemiz devam ediyor' dedi.

İSK/Gıda-İş Sendikası Genel Sekreteri Olcay Ozak 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ile ilgili yaptığı açıklamada; “bir aradayız ve mücadelemiz kesintisiz devam ediyor” dedi.

Enflasyon artışı sonucu alım gücünün düştüğü ve derin yoksullaşma ile karşı karşıya kalındığı, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması başta olmak üzere kadınların kazanılmış haklarına yönelik saldırıların her geçen gün yeni boyut kazandığı, şiddetin en vahşi hali olan İsrail'in Filistin halkına dönük barbarca saldırısı ortamında 25 Kasım’ı karşıladıklarını belirten Ozak; “Siyonist İsrail'in mazlum Filistin halkına yönelik saldırıları onlarca yıldır bitmedi devam ediyor. Bugün ise İsrail bombalarını Filistin halkının üzerine yağdırırken sivil halkı en çokta kadınları ve çocukları bu savaşın öznesi haline getirmekten çekinmiyor. İsrail destekçisi emperyalist ülkelerin ve işbirlikçilerinin sahte gözyaşları yalın bir kınama halini alırken kadınlar çocuklar ve masum Filistin halkı dünyanın gözleri önünde hergün canlı canlı izlediğimiz ekranlar karşısında katlediliyor. Sahte bir kınama ile değil ekonomik, ticari ve siyasi yaptırımlar ile bu soykırıma ve savaşa karşı durmalıyız” dedi.

‘EMEKÇİLER SÜRÜNÜRKEN BİR AVUÇ ZENGİN SERMAYE BOLLUK İÇİNDE YÜZÜYOR’

Zamlar ve enflasyon karşısında her geçen gün alım gücünün düştüğünü, emekçilerin fakirleştiğini ifade eden Ozak; “Çocuklarımızın beslenme çantaları boş çocuklarımız aç okula gitmek zorunda kalıyor.Tencerelerde taş kaynatıyoruz desek abartmış olmayız. Yoksulluk sınırı 45 bin lira olmuş asgari ücret 11.402 tl. Simit olmuş 10 lira peynirin kilosu 200 lirayı geçmiş. Et ve tavuk hiç bahsetmeyeceğim ateş pahası. Ev kiraları uçmuş maaşlar yerlerde sürünüyor.Yoksulluk en geniş anlamıyla bütün tabana yayılmış bir avuç zengin sermaye bolluk içinde yüzüyor” dedi.

‘ŞİDDETİN EN ÖNEMLİ SEBEPLERİNDEN BİRİ DE YOKSULLUK VE İŞSİZLİK’

Şiddetin en önemli sebeplerinden birinin de yoksulluk ve işsizlik olduğuna işaret eden Ozak şu ifadeleri kullandı; “Kadınların yoksulluğu daha da derin ve yıkıcıdır. Çocuğunun beslenme çantasına doyurucu bir gıda koymak bir yana kışta kıyamette barınabileceği bir konut içinde güvenli bir yaşam bile neredeyse emekçi kadınlar için hayal olacak. Uzun çalışma saatleri ağır çalışma koşullarına bir de düşük ücretler eklendiğinde sömürü katmerleniyor şiddete kapı aralanmış oluyor. Pandemiydi depremdi krizdi derken yoksulluk artarak sürüyor. Koruyucu, önleyici sosyal politikalar geliştirip uygulanmayınca açlık sınırının altında ücretlerle yaşama mahkum ediliyoruz.”

“BİRLİKTE MÜCADELE EDİYORUZ VE BİRLİKTE KAZANACAĞIZ’

Eğitim politikalarının tarikat ve cemaatlere kaynak aktarma ve kadro yetiştirme biçiminde şekillenmesinin milyonlarca çocuğun okuldan uzaklaşması eğitimin dışına düşmesi anlamına geldiğinin altını çizen Ozak; “Özellikle kız çocuklarının eğitimden uzaklaşması ülkemiz açısından da kadınlar açısından da endişe verici bir boyutta.Eğitim hayatının dışan düşmek bütün çocukların özelde de kız çocuklarını çocuk işçiliğe sömürüye ve şiddete, istismara açık hale getirir. Bugün kadına yönelik şiddetle mücadele etmek istiyor isek öncelikle çocuklarımızı kız çocuklarımızın bu sömürü ve istismar çarkından çıkarmamız ve güçlendirmemiz gerekmektedir. 25 Kasım Uluslararası Kadına yönelik Şiddetle Mücadele gününde bir kez daha hatırlatıyoruz Savaşa Yoksulluğa Eşitsizliğe ve Şiddete Karşı buradayız, birlikte mücadele ediyoruz ve birlikte kazanacağız.” 

Fotoğraf: Ekmek ve Gül