Esenyurt Ekmek ve Gül gurubu olarak derginin ocak sayısını okumak üzere kahvaltı etkinliğimizi gerçekleştirdik. Etkinliğimizde ilk kez Ekmek ve Gül ile tanışan kadınlarla bir araya geldik. Önce onlara dergiyle tanıştıkları için ne hissettiklerini sorduk.
Arkadaşlarımızdan biri, “Ekmek ve Gül’ü tanımak benim için çok iyi oldu. Başka kadınların ve çocukların hayatlarını okudum. Onların yerine kendimi koydum onlar için hem üzüldüm hem de haklarını savunan kadınlar için sevindim” dedi.
Bir diğer kadın arkadaşımız ise, “İlk defa duyduğum bir dergiden çok şey öğrendim ve kadınların böyle çaba gösterip mücadele etmesi beni çok etkiledi. Her bir sayfada başka güçlü kadınlar görmek beni cidden çok güvende ve cesur hissettirdi. Ben de bu mücadelenin bir parçası olmak istiyorum” dedi.
Başka bir arkadaş ise, “Kendimi garip hissediyorum. Dergiden pek çok kadının derdini okuyup, dert edindik hüzünlendik. Başka kız kardeşlerimizin de başarısını okuyup gururlandık. Kız kıza oturup bir şeylere katkıda bulunmak o kadar güzel hissettirdi ki. Bence böyle bir yasa bile çıkmalı! Her kadının sık sık hemcinsleriyle bir araya gelip kendini hatırlamaya, dertleşmeye, ağlaşmaya ve o sevgi yumağında eğlenmeye ve mücadele etmeye hakkı var” dedi.
‘BENDE MÜCADELE ETMEK İSTİYORUM’
Bir araya geldiğimiz kadınların yaşları 14 ile 18 yaşlarından oluşuyordu. Çoğu çocukluklarından beri işçi ve aramızda 18 yaş altı çocuk işçi kız kardeşlerimiz de vardı. Dergiyi okumaya 14 yaşındaki çocuk işçi olan Havinin yazısını okuyarak başladık. Eğitim sisteminin tamamen verimsiz ve bilimden uzak olduğu üzerinden bir tartışma açıldı yazı üzerinden. Genç kadınlar hem eğitim sisteminden hem de Türkiye’nin politikalarından dolayı çalışmaya mecbur bırakıldıklarını anlatıyorlar.
Hilal Tok’un hamile kadınlar için fabrikayı örgütleyen Arife portresi ise tartıştığımız diğer yazılardan biri oldu. Okuduktan sonra 17 yaşındaki Eylem şunları söyledi: “12 yaşımdan bu yana çalışıyorum. Haklarımı bilmek istiyorum. Baksanıza kadın haklarını öğrenip, mücadele etmiş. Ben de mücadele etmek istiyorum. Haklarımı öğrenmem gerekiyor. Ancak bu şekilde mücadele edebilirim.”
Ardından Dilek’in “Adana cehennemi anlatmak için 5 dakika” başlıklı yazısını okuduk. Kadınlar oldukları her alanda psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kaldıklarını söylediler. Hayatlarını yaşanılmaz kılan bu düzenin içerisinde kurtuluşun hep birlikte olduğunu konuştuk bunları tartışırken şiddet nedir? Şiddetle nasıl mücadele ederiz? Başlıklı bir söyleşinin ihtiyacımız olduğunu ve bunun için önümüze hep birlikte söyleşi etkinliğini planladık ve okumamızı sonlandırdık.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Edremit'te Ekmek ve Gül'ün çağrısıyla kadınlar ken...
Edremit Ekmek ve Gül okurlarıyla kaıdnların kentten beklentilerini konuştuk: ‘Güvenli kentler istiyo...
Balıkesir'de kadınlar, ‘Gericiliğe boyun eğmiyoruz...
Balıkesir Kadın Platformu’nun çağrısıyla kadınlar Balıkesir Merkez'de laiklik karşıtı uygulamalara,...
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği: 'Adalet Bakanı ist...
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Kurulu Toplantısındaki if...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.