‘Bu böyle gitmez’ diyen kadınlar başardı
50 yıllık geçmişi olan Adana Çerkes Derneğine 50 yılın sonunda ilk kez bir kadın başkan seçildi. Bu zamana kadar erkek çoğunluğun olduğu dernek yönetiminde şimdi kadınlar var.

Adana Çerkes Kültür Derneğinin olağan genel kurulunda 50 Yıllık tarihinde ilk kez bir kadın başkan seçildi. Üstelik 14 kişilik yönetimde ikisi 18 yaşında, 9 kadınla yönetimin çoğunluğu da kadınlardan oluştu. Çerkes kültüründe kadına değer verilir diye bilinmesine rağmen 50 yıllık dernekte ilk kez bir kadın başkan oldu ve son genel kurulda Çerkes kadınların tamamının desteğini alarak başkan seçilen Aysel Ateş’in anlattıklarına göre kadınlar bunu dernek içerisindeki iddiası ve ısrarı ile elde etti.
50 yıl boyunca kadınların ya hiç yer almadığı ya da erkeklerin yönlendirmesi ile “temsilen yer alsın” denilerek yer aldığı dernekte 2007’den itibaren adım adım ilerleyen kadınlar yönetimde fark yaratıp “Bu böyle gitmez. Biz neden geri planda kalıyoruz?” sorusuyla başkanlığa aday olunca “Bir cenaze olsa kadınlar gidemez, Ankara’ya nasıl gidip gelirler?” şeklindeki tepkilerle karşılaşmışlar. Ancak geçtiğimiz günlerde yapılan seçimle bu düşünceler tersine döndü.
20 yıldır dernekte çalışan Aysel Ateş’in ve Çerkes kadınların yönetimde yer almak için verdiği mücadele kadınların toplumda karar mekanizmalarında ve yönetimlerde yer almasının ne kadar zor olduğunu ancak mücadele ederek kadınların yaşamın her alanında kimliği ile yer almasının mümkün olduğunu gösteriyor. Biz de iş hayatında, derneklerde, siyasi partilerde, demokratik kitle örgütlerinde, evde, her yerde ikinci plana atılmaya çalışılan kadınların bu başarı hikayesinde kendilerini bulacağını düşünerek Adana Çerkes Kültür Derneği Başkanı Aysel Ateş ile röportaj yaptık.

KADIN YAPIYOR, GÖRÜNEN ERKEK OLUYORDU; ‘BU BÖYLE GİTMEZ’ DEDİK
Başkanlığınıza kadar gelen süreç nasıl başladı anlatır mısınız?
Bütün eğitimimi Almanya’da aldıktan sonra 1997 yılında evlilik dolayısıyla Adana’ya geldim. Almanya’da yaşarken de derneklerle ilgiledim. 1998’den sonra dernekte görev almaya başladım. Çocukları da derneğe getir, götürerek başladım. 2007’de iki kadın arkadaşla birlikte yönetime dahil oldum. O dönemden önceki dönemler kadınlar temsili olarak dernekte bir kadın olsun diye seçilirdi. İki arkadaş yönetimde çok aktif çalışınca erkekler, “Kadınlar elimiz, kolumuz, ayağımız” diyerek “Kadınlar yönetimde olması gerekiyor” dediler. Daha sonraki dönemlerde kadın adaylar yönetim üyesi oldu ama yine hep erkekler yönlendirdi. Bir bu süreçte yine aktif şekilde yer aldık. Çocuklarla ilgilendik, koşturduk. Ama teşekküre gelince hep erkekler nemalandı her şeyden. Kadınlar işin sadece mutfak kısmında kaldı. Görünen erkekler oldu. 2013 yılında 7 kadın dedik ki “Bu böyle gitmez. Zaten her şeyi biz yapıyoruz. Biz görünelim. Bizim yaptığımızı herkes bilsin. 2013’te 7 kadın aday olduk. Birlikte yola çıktık.

Nasıl oldu destek görebiliniz mi?
Büyüklerimize danıştık, “Zaten bu işi biz yapıyoruz, ne diyorsunuz?” diye sorduğumuzda “Ne güzel, zaten derneğe kadın eli değmeli” dendi ama seçim dönemi geldiğinde karşımızda erkek aday tekrar var. Seçimler sonucunda delegeler dahil başa baş kaldık. “Bakın” dedik “Sizi isteyen kadar istemeyen de var. Kadın isteyen de var”. Ancak “Kadın eli değmeli” diyen arkadaşlardan “Kadınlar cenaze olsa gidemez”, “Bir topluma girdikleri zaman hitapları nasıl olur?”, Federasyon merkezimin Ankara’da, “Kadınlar tek başına nasıl Ankara’ya gider, gelir?” gibi tepkilerle karşılaştık. Birlikte güzel işler yapacağımızı ummuştuk. Olmadı. Önümüzü bu kadar kesmelerini yediremedik. 2013’te ne hainiz varsa görün dedik. Kadınlar olmayınca 2015’e kadar insanlarda çatırdamalar, bir pişmanlıklar oldu. Seçim dönemimizde dernekteki kadınlar bizi aradılar dediler ki “Ne olur bunun peşini bırakmayın?” 2015’te yine bir erkek başkanımız oldu ve biz 5 kadınla yönetime girdik. Başkanımız Yrd.Doç.Dr. İsmail Güneş, bize destek oldu.

KADIN ÇALIŞTAYI VE DEĞİŞİM
Kadınlara yönelik ilk çalışmalarınız neler oldu?
Dedik ki “Bu böyle olmaz”, Karar mekanizmasında bir türlü kadınları bir yere getirememiştik. Hocamızın da desteğiyle Çerkes kadın çalıştayı yaptık. 8 Mart etkinlikleri kapsamında Türkiye’deki bütün derneklerden kadınları çağırdık. Hodri meydan dedik. Birkaç büyüğümüz erkekler de vardı. Ankara’ya Federasyona gittik orada sunum yaptık. Türkiye genelinde kımıldamalar başlamıştı. İnsanların kafasında soru işaretleri oluşmaya başladı. Bizim seçildiğimiz güm Samsun’da da bir kadın, başkan seçildi.
Çerkes kültüründe kadına değer verildiği söylenir. Kadının barışı temsil ettiği Çerkes kültüründen son 50 yılda kadının başkan seçilemediği duruma nasıl gelindi?
Eskisi gibi değil. Dini unsurlar da artık ön planda. Kadın kendisini geriye çekti. Toplum muhafazakar oldu. Asimile olduk. Derneğin 50’inci yıl yemeğinde 50 yıldır hala hayatta olan başkanalar plaket verdik. Gazetelerde çıkan fotoğraf karelerine baktık. Hepsi erkek. Hiçbir kadın yoktu içlerinde. Çoğunluk öncekilerde kız çocuklarının okumaması, şimdilerde çalışıp fırsat bulamayan kadınlar var. Ama daha çok da kültürden, örf adetlerden kaynaklanıyor. “Çerkes kadını saygılıdır, erkeğin karşısında cevap vermez” denir. Birçok sıkıntılar örf adetlerden kaynaklandığını gördük. Bunda toplumun muhafzakarlaşması Dediğim gibi “Biz kadınlar dernekte olmalıyız” dedik. Hiçbir arkadaşım ben olmam demedi. Bir kültürü devam ettireceksek kadın olarak biz de olmalıyız. Ben gelirsem çocuğum da, eşim de gelir. Sadece erkekler geldiğinde eşleri de çocukları da gelmiyor.

‘YAPABİLECEĞİMİZİ GÖRSÜNLER’ DEDİK VE GÖRDÜLER
Önümüzdeki günlerde neler planlıyorsunuz? Kadınlara mesajınız nedir?
Kadınları ön planda tutarak bir ses getirdik diye düşünüyorum. Bundan sonra bir iletişim ağı kurduk herkes elini taşın altına koymasını istiyoruz. Önümüzdeki 2 yıl bizlerinde erkekler kadar iş yapabildiğimizi, cesaretsiz olmadığımızı göstererek güzel işler yapacağız. Güzel şeyler olacağını düşünüyorum. Birçok kadına örnek olacağız. Birçok şeyin içinden çıkamayan, bazı şeyleri dile getiremeyen kadına öncü olacağız. İki yıllık süreçte yaptıklarımızdan sonra bize muhalif olan büyükleriniz geldiler ve “Biz özür dileriz. Gerçekten hata yapmışız. Biraz geç uyandık” dediler. İki yıl içerisinde gerçekten haklı olduğumuzu gösterdik. Biz yapabileceğimiz gösterelim, görsünler dedik ve gördüler.