‘Bu bir yılın çilesi de öğrettiği de çok’
Tepebaşı Belediyesinde temizlik işçisi üç kadınla sohbetimizin konuları epey ağır ama onların neşeleri, özgüvenleri ve esprileriyle canlanıyor ortalık.

Eskişehir Tepebaşı Belediyesi’nde temizlik işçisi olarak çalışan Kadriye, Zeynep, Nurhan ve Nazre ile örgütlü oldukları DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasında buluşuyoruz. Öğle arası yemek molalarından feragat edip geliyorlar davetimize, sıcak çayın yanına simitlerimizi katık edip başlıyoruz sohbete.
Pandemi sürecinde çalışma saatlerinde, dinlenme sürelerinde bir değişiklik olup olmadığındanbaşlıyoruz söze. Ne çalışma süreleri değişmiş, ne mola süreleri. Çok soğuk havalarda saat başı 10 dakika olmak üzere ekstra bir dinlenme molaları olduğunu ama bunu da zaten düzenli kullanamadıklarını anlatıyorlar. İş yükleri azalmış; bunu da sokağa çıkma yasaklarına bağlıyorlar. Kadriye, caddelere konan konteynırların da iş yüklerini hafiflettiğini söylüyor. Zeynep ise soğuklardan şikâyetçi, “Sistit oluyoruz sık sık, zaten sokaktayız, kışın her şey daha zor” diyor. Pandemi önlemi olarak bir kerecik sıvı sabun dağıtılmış sadece, “Biz onu dezenfektan sandık, meğer sıvı sabunmuş” diyor Nurhan gülerek. Yine bir kereye mahsus siperlik dağıtılmış, çalışırken buharlandığı ve tasarımları gün boyu takmaya uygun olmadığı için kullanamamışlar onu da zaten.

Bu sürecin çalışma arkadaşlarıyla iletişimlerini nasıl etkilediğini sorduğumuzda zaten daha önce de iş yoğunluğundan iş dışında özel görüşmeye çok vakitleri kalmadığını anlatıyorlar. Ancak “eko şov”larını çok özlemişler. Tepebaşı Belediyesi temizlik işçilerinden kurulu Eko Şov Ritim Grubunun çalışmaları pandemi nedeniyle iptal edilmiş.


‘SÜPÜRGENİN SOPASI YOK MU, O ÇOK İŞE YARIYOR’

“İşyerinde pandemiye dair baskı ya da denetimler arttı mı, iş yeri dışında ne yaptığınızı soruyor mu amirleriniz veya yöneticileriniz?” sorusuna Kadriye’nin cevabı çok net, “Mesai bitti mi kimse bir şey soramaz bana, kocam bile karışmamış bana, karıştırtmam” diyor güleç haliyle. Nurhan, “Mesai saatlerinde üniformalarımızla çalışırken yüz kızartıcı bir şey yapmayalım diye uyarırlar ama mesai dışını kimse sormaz” diyor. İşyerinde kadınlara özel bir baskı olup olmadığı sorusuna da temizlik işini erkeklerden daha iyi yaptıkları için onlara daha iyi yaklaşıldığını söyleyerek yanıtlıyorlar. “Çavuşa da bize de laf gelmesin istiyoruz, işimizi layıkıyla yapıyoruz” diyor Nazre. İşyerinde çalışma arkadaşlarından ya da yöneticilerinden kötü muamele, hakaret, şiddet, taciz vb. herhangi bir şeyle karşılaşmamışlar ama sokakta, özellikle sabah henüz hava aydınlanmamışken sokakta sözlü tacize uğrayanlar olduğunu anlatıyorlar. Peki, böyle bir durumda kadınlar ne yapıyor? Bu soruya hep bir ağızdan, en yüksek ses tonundan, sonuna da bir kahkaha patlatarak veriyorlar cevabı, “Süpürgenin sopası yok mu, o çok işe yarıyor.” Biber gazları bile varmış, “Gerekeni yaparız” diyorlar.

KADINLAR SOKAKTA ONLARI ÇEVİRİP ‘BU İŞE NASIL GİRDİNİZ’ DİYE SORUYOR
Biraz da evdeki ahvalimizi konuşalım istiyoruz. Pandemi sürecinde ev işlerinin artmasından onlar da dertli. Özellikle Nazre, çocukları ilkokul ve ortaokul yaşlarında olduğu için işlerinin çok arttığından bahsediyor. Zeynep’in eşi kronik hasta, ona virüs bulaştırmaktan çok korkuyor, “Her gün duş, çamaşır, o çamaşırları kurut, ertesi gün yine giy işe git, çok yorucu” diyor. Bir tek Kadriye şikâyet etmiyor durumdan, kızları okula gitmediği için temizlik işlerini onlar almış, “Ben bayağı rahatladım” diyor. Ev işlerine, evdekilerin bakımına yetişemediğiniz için işten ayrılmayı düşünüp düşünmediklerini soruyoruz, cevaplar memleketin işsizlik tablosunu seriyor gözler önüne: “Nasıl ayrılalım, nasıl düşünelim bunu, iş mi var, para mı var?” Sokakta onları çevirip bu işe nasıl girdiklerini soruyorlarmış sık sık. İŞKUR önlerindeki kuyrukları hatırlatıyorlar sonra.
EVLERDEN KAVGA SESLERİ YÜKSELİYOR
Pandemi sürecinde evin ihtiyaçlarını karşılamakta yaşadıkları zorlukları, ekstra önlem almaları gerekip gerekmediğini merak ediyoruz. Zeynep, pandemi sürecinde her şeye fahiş zamlar yapıldığından dem vurunca, Nurhan “Maaşlara yapılan zamlar çoktan eridi bitti” diye tamamlıyor sözü. “Karı koca 2 kişi çalışıyoruz, anca yetişiyoruz, kaynanam hep yardımcı oluyor” diyor Nazre de. Pandemi sürecinin aile ilişkilerini nasıl etkilediğini sorduğumuzda ise neşeli cevaplar alıyoruz. Samimiyetleri artmış ev içinde birlikte daha çok vakit geçirince. Nazre, “Eşimle aşk tazeledik” diyor gülerek. Bu süreçte ev içi şiddetin artıp artmadığını sorduğumuzda, arttığını düşündüklerini, etraftan, haberlerden öyle duyduklarını söylüyorlar. Nurhan artık sokakta çalışırken evlerden kadın - erkek kavga seslerini daha sık duyduğunu söylüyor. “Hiç kendinizi tükenmiş hissettiğiniz oluyor mu?” sorumuza cevaben de her kadının muhakkak zaman zaman böyle hissedeceği konusunda hemfikirler. Maddi sıkıntılar başta olmak üzere, çalışma hayatının zorlukları, bazen iş yerinde yaşadıkları sorunlar böyle hissetmelerine neden oluyormuş. Nazre ise “Çalışmaya başlamadan önce daha çok tükenmiş hissediyordum, çalışmaya başladığımdan beri daha mutluyum” diyor.
BİR KİŞİ İLE OLMAZ, BİRLİK VE MÜCADELE ŞART!

Tepebaşı Belediyesi işçileri pandemide bir TİS süreci yaşadılar, bu sürecin kendileri adına kazanımla tamamlandığını düşünüyor kadınlar. “Pandemi koşulları ve zorluklarını düşündüğünüzde sizce sendikalı işçi ile sendikasız işçi arasında bir fark var mıdır?” diye sorduğumuzda yine net cevaplar alıyoruz: “Sendikadan başka kimimiz var ki?” diye soruyor Nazre. Kadriye “Sendikam varken beni kimse işten çıkaramaz” diyor. Kendilerini sendikalı oldukları için güvende hissettikleri açık. Bugüne kadar ne zaman bir hak arama eylemi olsa katılmışlar, yine olsa yine katılacaklarını söylüyorlar. Pandemi döneminde halkın, işçilerin yaşadığı sorunların sorumlusu konusunda ise netler: “Hükümet sorumlu tabi ki…” Benzetmeleri de ilginç; “Biz nasıl evimizden sorumluysak bu sorunlardan da devlet sorumludur. Planlı olmalıydı devlet. Esnafın hali ortada, halkın durumu çok kötü...”

Peki, ne yapmalı, nasıl başa çıkacağız bu sorunlarla? Cevapları hazır: “Dik duracağız, ekonomik özgürlüğümüz olacak, sendikalı olacağız, bir kişi tek başına bir şey yapamaz, birlik ve mücadele ile ancak çözebiliriz sorunları.” Öğle molası bitmek üzere… Hızlı ama çok keyifli sohbet bize bir daha buluşup daha uzun sohbet etmek için vesile oluyor. Umutları, neşeleri ve mücadeleci kişilikleriyle günümüzü aydınlatan bu güzel kadınlarla en kısa zamanda tekrar buluşmak üzere plan yapıp vedalaşıyoruz.

Fotoğraflar: Tepebaşı Belediyesi'nin internet sitesinden alınmıştır.

İlgili haberler
Tepebaşı Belediyesi işçileri: ‘İstanbul Sözleşmesi...

DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası Eskişehir Şubesi üyeleri örgütlü oldukları Tepebaşı Belediyesinde İs...

Bakırköy Belediyesinde olan işçiye oluyor

İş yerimiz, kamu hizmeti veren ve çalışması kesintiye uğramaması gereken bir kamu kuruluşu olmasına...

Fındıklı Belediyesi Kadın Korosundan unutulmaya yü...

Fındıklı Belediyesi Kadın Korosu, 21 Şubat Dünya Anadil Günü dolayısıyla yörede konuşulan fakat unut...