Önceden dar gelirli insanlar maddi olarak sıkışınca eşine dostuna gider borç ister “Şu zamanda öderim” derdi. Borcunu geri öderse ne ala dostluk bozulmazdı ancak ödeyemezse işte orada karşımıza farklı farklı hikâyeler çıkardı. Bugünse insanlar paraya (özellikle büyük rakamlarda) sıkıştıklarında başvuracakları ilk yer eş dost değil bankalar ol uyor. Bankalardan çekilen krediler de öyle ahbaba söylendiği gibi ötelenemiyor ya da “Ödeyemiyorum” denilip geçilemiyor. Elbette birbirini tanıyan insanlar arasındaki alacak verecek kavgaları karşılaştığımız kavgalar arasında ama bankaların, borçlusuna haciz koydurduğu veya kişiyi borcundan dolayı takibe aldırdığı kadar fazla değil.
4 MİLYON KİŞİ BORCUNU ÖDEYEMEDİĞİ İÇİN BANKA TAKİBİNDE
2022’nin başından bu yana 552 milyar TL ihtiyaç kredisi çekildi. Bireysel kredi ve kredi kartı borcunu ödememiş gerçek kişilerden borcu devam etmekte olan kişi sayısı da haziran ayı itibarıyla 4 milyon 126 bin 858 kişiye çıktı.
‘ALDIĞIMIZ MAAŞ KREDİ ÖDEMESİNE GİDİYOR’
Gereksinimlerini sağlayacak kadar geliri olan insan maddi sıkışıklığından kurtulmak için ne banka yoluna düşer ne de “Fatma Abla bana yirmi bin TL lazım” diyerek yakınını arar. Fakat içine düştüğümüz ekonomik çıkmaz öyle bir hale geldi ki “memur maaşı” diyerek böbürlendiğimiz maaşlar eridi gitti. Artık iki memurun maaşı bile ev kurmaya yetmiyor. Yeni evli ve eşi de kamu sektöründe çalışan üniversite hastanesi çalışanı hemşire arkadaşımız birkaç ay önce neredeyse iki yıllık maaşına denk gelecek kredi borcunun altına imza atmış. “Biriktirdiğim para artan eşya fiyatları karşısında değer kaybedince, kazancımız da tabii yetmeyince nakit para için krediye başvurduk” diyerek neden banka kapısında soluğu aldığını açıklıyor. Geri ödemeler konusunda nasıl bir yol izlediğini sorduğumuzda, “Aldığımız maaşın yüksek bir kısmı zaten krediye gidiyor” diyor. “Haliyle fatura, mutfak ve kişisel harcamalar için ayırdığımız bütçe artan fiyatlar karşısında eriyince her kalemden bir miktar kısmamıza sebep oluyor. Hak ettiğimiz yaşam biçimine sahip olamamak da elbette ruh halimizde çöküntü yaratmıyor değil” diyerek de bu borcun günlük yaşamına nasıl yansıdığını anlatıyor.
‘HUZURSUZLUK HEM İŞİMİ HEM ÖZEL HAYATIMI ETKİLİYOR’
Sağlık Bakanlığı bünyesinde hemşire olarak çalışan başka bir arkadaşımız da yine borçları yüzünden kredi çekmeyi seçmiş: “Geri ödemesini yaparken çok zorlanıyorum, ay sonu bile zor geliyor, borcu borçla kapatmaya çalışıyorum.” Kredi borcunun kendisinde sürekli strese neden olduğunu söyleyerek “Borcum olunca huzursuzum. Hep bir anksiyete hali söz konusu” diyor ve ekliyor “Benim için en büyük gerginlik kaynağı ise bu kredinin uzun vadeli olmuş olması. İçinde bulunduğum bu huzursuz durum da hem iş hayatımı hem de özel hayatımı etkiliyor.”
Bankaların sağladığı krediler çeşitli reklamlar aracılığıyla ve hatta zırt pırt yapılan telefon aramalarıyla insanlara ekonomik olarak çözüm yoluymuş gibi sunuluyor. Ancak kredi borcunu yeni bir kredi borcuyla kapatmaya çalışıp daha çok çıkmaza girenlerin sayısı da azımsanmayacak boyutta.
‘BATIŞINI GECİKTİRİYORSUN’
İki hemşire arkadaşımıza da kredinin gerçekten de sunulduğu gibi bir çözüm yolu olup olmadığını sorduğumuzda üniversite hastanesinde çalışan hemşire, “Gelir, düşük faiz oranları ile krediyi karşıladığı sürece kredi bir çözüm yolu olarak elbette görülebilir. Yalnız günümüzde zaten faiz oranlarının yüksek oluşu, güvenli bir ekonomik ortamın olmayışı, bankaların yalnızca düşük miktarda sadece kişisel ihtiyaçlara yetecek kadar kredi vermesine yol açıyor” derken Sağlık Bakanlığında çalışan hemşire ise “Kredi evet kısa süreli bir çözüm yolu, sadece belli bir süreyi kurtarma çabası, batışını geciktiriyorsun sadece… Bu kadar yıl ödeyip, stres altında geçen ayların, yılların hesabını yine kendi bedenimizle, psikolojimizle ödüyoruz” diyerek içinde olduğu geçinememe haline sitem ediyor. “İçine düştüğümüz ekonomik çıkmazdan kurtulmak çok zaman alacak bir süreç, sistemsel sorunlar düzelmediği sürece de anı, küçük bir süreyi kurtarma çabasından başka bir yol görünmüyor. Temeli sağlam olmayan bir sistemin üzerine istediğin kadar gözü boyayacak; sözüm ona imkânlar, çıkış yoluymuş gibi seçenekler koy, elbette sağlam durmaz ve çöker” diye de ekliyor.
Üniversite hastanesinde çalışan hemşire arkadaşımız “Her kesimin insanca yaşayabilmesine imkân sağlayacak bir gelirin olması, fiyatların biraz daha cazip oluşu ya da illa kredi çekmek isteyenler için faiz oranlarının makul fiyatlara düşmesi bu ekonomik krizden sıyrılmak için önemli adımlar olacaktır” diyor.
Fotoğraf: Unsplash
İlgili haberler
Herkes borçlu, krediye bağımlı, yarından endişeli
Pandemi sürecindeki ücretsiz izin uygulaması fiili işsiz sayısını da arttırdı. İşsiz nüfusun büyük b...
‘Devletten aldığım parayı devlete vererek borçland...
Üniversite mezunu genç kadınlar, bir yandan çalışmak zorunda kalırken bir yanden nasıl borçlandırıld...
‘Ne yardımlardan faydalanabiliyorum ne iş bulabili...
Pandemiyi yoklukla, işsizlikle ama sürekli ayakta kalma çabasıyla geçiren Derya anlatıyor: “Ben tek...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.