Yeni bir eğitim dönemini geride bırakırken eğitimde ayrımcı ve cinsiyetçi politikalar giderek artıyor. Yapılan müfredat değişiklikleri ile yaşamın dini kurallara göre düzenlenmesi eğitim alanında da kendini daha çok hissettiriyor.
Son yaşanan olay buna örnektir: “İstanbul Esenyurt’ta, Semazen, Çanakkale Savaşı Piyesi, 7 Cüceler Ront, İlahi ve Şiirler adı altında etkinliklerin düzenlendiği Tıfıl Anaokulu Mezuniyet Gecesine skandallar damga vurdu. 3-6 yaş arasındaki çocuklara gelinlik ve damatlık giydirilerek evlendirildi, gelin yapılan kız çocuğunun beline erkek kardeşi tarafından kırmızı kuşak bağlandı, evliliğinin ardından birlikte yaşayacakları eve getirildi. Çocuklar evlendirildikten sonra hacca gönderildi. Skandallar bununla da bitmedi. Erkek çocuklar korkutucu silah sesleri arasında ‘şehit’ oldu. Gösteride ayrıca Pamuk Prenses ve 7 cücelere dua okutuldu.”
Özellikle son yıllarda daha da belirginleşen, eğitim biliminin temel ilkelerine ve laik-bilimsel eğitim anlayışına meydan okurcasına hayata geçirilen eğitimde dinselleştirme ve ticarileştirme uygulamaları üzerinden eğitim sistemi göz göre göre çürümeye terk ediliyor. Bizzat siyasi iktidar ve cemaatler işbirliği ile eğitimin kamusal niteliği hızla tasfiye edilmeye çalışılırken, eğitim politikalarının oluşturulması ve uygulanması sürecinde dini vakıf ve cemaatlerin belirleyiciliği ve etkinliği arttırıldı. MEB, iktidarın ideolojik yönelimleri doğrultusunda çalışmalar yapan dini vakıflar ile çeşitli protokollere imza atarak eğitimi dinselleştirme sürecinde siyasi nüfuzu olan cemaatlere özel görevler vererek eğitimin asli bileşenleri sürekli olarak görmezden gelindi. Eğitimi dinselleştirme adımları ve giderek artan karma eğitim karşıtı uygulamalar, çocukların dini cemaat ve vakıfların yurtlarına yönlendirilmesi ve barınmak zorunda bırakıldıkları yerlerde taciz ve istismara uğraması, çocukların örgün eğitim sistemi dışına itilmesi, yurt yangınlarında yaşamını kaybetmesi bu yıla damgasını vurdu.
Çocuklar eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamamış, çocuk yaşta evlenmeyi özendiren düzenlemeler yapılmış, okullarda, yurtlarda, kurslarda çocuklara yönelik cinsel istismar ve şiddet vakaları arttı.
Eğitim müfredatına yönelik bilim dışı müdahalelerin artması, felsefe, bilim, sanat derslerinin azaltılması, otizmli ve zihinsel engelli çocuklara zorunlu din dersi getirilmesi, okul öncesi ve ilkokul öğrencilerine yönelik dini etkinliklerin (dini içerikli yarışmalar, cami gezileri, oruç eğitimi vb gibi), din eğitiminin Diyanet İşleri Başkanlığı eliyle açılan sıbyan mektepleri üzerinden okul öncesine hatta kreşlere kadar indirilmesi gibi uygulamalar eğitimin dinselleştirilmesi açısından öne çıkan uygulamalar olarak dikkat çekti.
2016-2017 eğitim öğretim yılı, siyasi iktidarın eğitime, toplumun yaşam tarzına yönelik dayatmacı ve baskıcı uygulamalarının zirve yaptığı bir dönem oldu. Eğitimde bilimden çok dini referanslara göre düzenlemeler belirgin bir şekilde artarak hayata geçirildi, laik-bilimsel eğitim düşmanlığı daha da artarak, başta imam hatip okulları olmak üzere, bazı okullarda karma eğitim karşıtı uygulamalar hayata geçirilmeye çalışıldı.
İlgili haberler
GÜNÜN ÖNERİSİ: Bırakın çocuklar 'çocuk' olsunlar
Bugünkü önerimizi [email protected]'e gönderdiği mektubuyla Sakarya'dan Ezgi yaptı sizin için...
Çocuklar bir gün varlar 364 gün yoklar
Binlerce çocuk, 23 Nisan'a istismara uğrayarak, eğitim ve sağlıktan yoksun kalarak, tutuklanarak ve...
GÜNÜN TAVSİYESİ: Çocuklarınızın davranışlarına bir...
Çocuklarınızın davranışlarında hoşlanmadığınız ya da garip gelen yanları bir düşünün. Şimdi bir de b...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.