BEKEV'li kadınlardan şiddete, tacize, eşitsizliğe ve savaşa karşı dayanışma çağrısı
8 Mart öncesi söyleşide bir araya gelen BEKEV’li kadınlar, şiddete, tacize, eşitsizliğe karşı mücadelenin önemine vurgu yaparken, savaş politikalarına karşı barış sesini yükselteceklerini söyledi.

8 Mart öncesi Buca Evka-1 Kadın Kültür Evi (BEKEV) üyesi kadınlar, 8 Mart ve öneminin konuşulduğu bir söyleşi gerçekleştirdi. Dernek binasında yapılan söyleşiye Ekmek ve Gül adına Nuray Öztürk katıldı.

Söyleşi öncesi kısa bir selamlama konuşması yapan dernek başkanı Nefise Selçuk, İdlib saldırıları sonrası planladıkları büyük buluşmayı 12 Mart tarihine ertelediklerini belirterek, "Yine de yan yana gelelim sorunlarımızı ve bu sorunlara karşı daha fazla nasıl yan yana geleceğimizi konuşalım, 8 Mart’ın bu mücadeledeki önemini paylaşalım istedik" dedi. Ardından söz alan Nuray Öztürk, kadın emeği sömürüsü ve krizin buna etkileri, 2020 bütçesinden işçi ve emekçilere ayrılan pay, savaş politikaları ve kadınlara etkileri, 8 Mart’ın önemi üzerine bir konuşma yaptı.

‘1 MİLYONDAN FAZLA KADIN KAYIT DIŞI ÇALIŞIYOR’
"Kadınlar giderek daha fazla iş yaşamından uzaklaşıyor, 2019 yılında 500 bin kadın daha ev içi bakım yükleri nedeniyle işten ayrıldı. 12 milyon kadın çalışma yaşamının dışında. 1 milyondan fazla kadın kayıt dışı çalışıyor. Çalışabilir yaştaki kadınların sadece yüzde 34.2’si çalışıyor bu oran erkeklerde ise yüzde 72,7. İşten atma tehdidi, üretim baskısı altında kadınlar mobbinge boyun eğmek zorunda kalıyor. Buna karşı örgütlenme ihtiyacı da artıyor" diyen Öztürk, çok sayıda işyerinde kadınların sendikal hakları için mücadele ettiğini hatırlattı. Krizin etkisiyle işçi ve emekçilerin giderek yoksullaştığını ve şiddetinde arttığını ifade eden Öztürk, 2020 bütçesinden emekçilere, kadınlara ayrılan tek payın vergi olduğunu, şiddete boyun eğmeyi öneren Diyanet’e ayrılan bütçenin ise sekiz bakanlığı geride bıraktığını, ayrıca en büyük payın savaşa, silahlanmaya ayrıldığını söyledi.

‘BİZ KADINLAR BARIŞ TALEBİNİ DAHA ÇOK DİLLENDİRMELİYİZ’
Hükümetin kadın düşmanı eğitim, sağlık, ekonomi politikaları yüzünden 6284 sayılı yasa, İstanbul sözleşmesi ve nafaka hakkı gibi haklarının kaldırılmak istendiğini belirten Öztürk, cinsiyetçi söylemlerin kadına şiddeti de derinleştirdiğini, bu politikalarla kadınların yaşamını sürdürebilmesinin koşullarının zorlaştığına dikkat çekti.
Konuşmasında özellikle iktidarın Suriye politikası ve bu politikaların sonuçlarına değinen Öztürk, "Savaşın kadınların çıkarına olmadığı bir gerçek. Bu savaşın kazananı silah tekelleri…Bunun için biz kadınlar ülkede demokrasi bölgede barış taleplerini daha çok dillendirmeliyiz. Mülteci kadınlarla daha çok dayanışmalıyız. Yaşadığımız, yoksulluk, işsizliğin nedeni Suriyeli göçmenler değil emperyalist çıkarları uğruna Suriye’de savaşı sürdürenler ve bu savaştan pay kapmaya çalışan AKP iktidarıdır" dedi.

‘ŞİDDETE, TACİZE, EŞİTSİZLİĞE KARŞI MÜCADELE ÖRMEK ZORUNDAYIZ’
8 Mart’ı ortaya çıkaran koşullara da değinen Öztürk, o dönem verilen mücadelelerin kadınların emeğini sömüren düzene karşı bir başkaldırı olduğuna dikkat çekerek, "Tüm bu yaşadığımız sorunlar, temelde tek bir şeye işaret ediyor. Bizi çalışma yaşamında ve evde ikinci kez sömüren, şiddete, tacize, eşitsizliğe mahkum eden bu düzen. Öyleyse bunu değiştirecek bir mücadele örmek zorundayız. Bunun için daha çok yan yana gelip, daha çok konuşup tartışmalıyız. Tek adam, tek parti iktidarı gidecek ama biz yerine ne koyacağız. Nasıl bir ülkede yaşamak istiyoruz" diye konuştu.

‘BİRLİK OLUNCA BAŞARIYORUZ’
Daha sonra söz alan bir dernek katılımcısı, "Sorun bu düzende, biz bu düzeni değiştirmek zorundayız" derken, kadınların yan yana gelmesinin güçlüklerine dikkat çekerek, bunu aşmak için çaba sarf etmek gerektiğini belirtti. Kadın haklarına her geçen gün saldırıların arttığına dikkat çeken başka bir katılımcı ise, "Aslında saldırılar arttıkça kadın mücadelesi de artıyor mücadele arttıkça yetkililerde geri adım atıyor, mesela Şule Çet davasında kadınların mücadeleleri katilin ceza almasını sağladı. Yine kadın mücadelesi tecavüzcüleri affeden yasayı 2 kere geri çektirdi, aslında bizler birlik olunca başarıyoruz" derken, bir başka dernek katılımcısı da, "Kadınların iş hayatına katılımı bizim nesille biraz arttı, bizler de annelerimizden gördüğümüz gibi yetiştirdik çocuklarımızı, iş hayatına atılınca gördük bazı şeyleri. Bizden sonraki nesiller bu konuda daha şanslı, kadınlar iş hayatına katıldıkça bilinçleniyor kendini ve çevresini de bilinçlendiriyor. Toplumsal cinsiyet rollerinin değişmesi de öyle hemen olmaz bence kadınların üretime katılmasıyla olur" diye ekledi.

KADINLAR SAVAŞ İSTEMİYOR
Konuşmalarda öne çıkan tepkilerden birisi de kadınların savaşa koşulsuz şartsız "hayır" demesi gerektiğiydi. Kadınlar tek adam iktidarının çıkarı için ülkenin savaşa sürüklenmesine karşı olduklarını vurgularken, silah tekelleri kazansın diye onlarca insanın yerinden yurdundan edilmesi ve ülke içerisinde sürdürülen mülteci politikası karşısında kadınların daha fazla dayanışma göstermesi gerektiği söylendi.
Son olarak 12 Mart Perşembe günü Buca Tenis Kulübünde 13.00’da BEKEV’in yapacağı 8 Mart etkinliğine çağrı yapıldı.

İlgili haberler
İzmir Kadın Platformu SF Tekstil direnişçisi kadın...

İzmir Kadın Platformu 8 Mart’a giderken İzmir’de sendikalı oldukları için işten atılan ve işe geri d...

Bornovalı kadınlar 8 Mart’ta sokakta

Bornova Kadın Platformu 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde Cumhuriyet Meydanı’nda kadınlarla buluş...

BEKEV’den 8 Mart etkinliği

İzmir Buca’da BEKEV Derneği 8 Mart dolayısıyla kadınlarla etkinlikte bir araya gelecek.