Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi Meclis komisyonunda: 'Kadınların eşit katılımı olmadan barış kalıcı olamaz'
“Kadınlar hem savaşın mağduru hem barışın kurucusu” diyen Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi, süreç komisyonuna sunduğu raporda beş talep sıraladı.

Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunda bugün 15. toplantıda söz aldı. İnsiyatif sunduğu raporda, “50 yıllık savaşın en ağır bedelini kadınlar ödedi” diyerek, kalıcı barışın kadınların eşit yurttaşlık temelinde siyasete katılımı olmadan mümkün olamayacağını vurguladı.

Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi temsilcileri, komisyona sundukları kısa raporda, çatışma ve güvenlik politikalarının kadınların yaşamını çok boyutlu biçimde etkilediğini belirterek, “Kadınlar hem savaşın mağduru hem de barışın kurucusu oldu. Hayatın yeniden kurulmasının yükü her zaman kadınların omzuna yüklendi” ifadelerini kullandı.

Raporda, Türkiye’de süren çatışma ortamının kadınlarda yoksullaşmayı, şiddeti ve toplumsal dışlanmayı derinleştirdiği vurgulandı. Savunma harcamalarındaki artışa dikkat çeken inisiyatif, “Bu ülkenin bütçesinin yüzde 10’undan fazlası savaşa gidiyor. Kadınların güçlendirilmesi için ayrılan pay ise yalnızca on binde üç” dedi.

Beş talep sıralandı

Raporda kalıcı ve onurlu bir barış süreci için beş temel talep sıralandı:

  • Siyaset suç olmaktan çıksın. Buna sebep olan Terörle Mücadele Kanunu ve benzerleri kaldırılsın; hasta mahpuslar başta olmak üzere, tüm siyasi tutsaklar serbest bırakılsın
  • Tüm kayyımlar geri çekilsin, kayyım atanmasının zeminini oluşturan ve OHAL bahanesiyle yasalaştırılan Cumhurbaşkanı Kararnamesi iptal edilsin
  • Sürecin altyapısı oluşturulurken tüm kimlik ve aidiyetler için eşitlik ve kapsayıcılık temel alınsın. Bu kapsamda anadilinde eğitim alma ve hizmetlere ulaşma önündeki engeller kaldırılsın
  • Bu sürecin gerektirdiği tüm alt komisyonlar gündeme alınsın. Hakikat ve Yüzleşme Komisyonu kurularak savaş suçları incelensin: Buna bağlı olarak cinsel şiddet faili üniformalı erkekler ve onları koruyup kollayan yapılar yargılansın. Zorunlu göçle boşaltılan, güvenlik bölgesi ilan edilen köyler sahiplerine iade edilsin, zararları tazmin edilsin
  • Kadınların, komisyon üyelerinin ve sivil toplumun Abdullah Öcalan dahil sürecin tüm tarafları ile görüşmesinin yolu açılsın

Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi, Terörle Mücadele Kanunu’nun siyaseti “suç haline getiren” bir araç haline geldiğini belirtti. “Bir kadını öldüren erkek bir gün bile cezaevine girmezken, demokratik siyaset yapanlar cezaevinde tutuluyor. Bu adaletsiz düzen barış açısından ciddi bir risk” dedi. Kayyım atamalarının yalnızca idari değil, “eşitliğe yönelik bir darbe” olduğunu belirten inisiyatif, “Kadın sığınaklarının, eşitlik birimlerinin ve danışma merkezlerinin kapatılmasıyla kadınların kamusal alanı ellerinden alındı” ifadelerini kullandı.

“Ana dil eşit yurttaşlığın koşuludur”

Raporda, Kürtçenin kamusal alanda hâlâ “bilinmeyen dil” olarak tanımlandığına dikkat çekilerek, “Kadınlar için anadilin yok sayılması eşit yurttaş olamamak demek. Hastaneye, karakola gittiğinde derdini anlatamayan kadınlar var” denildi.

İnisiyatif, barış sürecinin eşitlikçi bir perspektifle yürütülmesi gerektiğini vurguladı: “Eşit yurttaşlık; kadınların, LGBTİ+ bireylerin ve tüm kimliklerin eşitliğini kapsamalı. Bir kesimin eşit sayılmadığı bir ortamda barıştan bahsedilemez.”

Cinsel şiddet ve zorunlu göçle yüzleşme çağrısı
Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi, güvenlik politikalarının kadınlara yönelik cinsel şiddeti meşrulaştırdığına dikkat çekerek, Hakikat ve Yüzleşme Komisyonu kurulmasını önerdi. Raporda, “Üniformalı faillerin ve onları koruyan yapıların yargılanması, zorla göç ettirilen köylerin sahiplerine iadesi gerekir” denildi.

İnisiyatif, geçmişteki cinsel şiddet vakalarının yalnızca bireysel değil, “devletin güvenlik anlayışının bir sonucu” olduğunu vurguladı.

Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi, raporun sonunda TBMM’den kadınların barış süreçlerine eşit katılımını güvence altına alacak yasal düzenlemeler talep etti. “Kalıcı ve demokratik bir barış için, barışa emek verenleri koruyacak, siyasetin alanını genişletecek bir ‘Barış Yasası’ gereklidir” ifadeleri yer aldı. Raporda “Kadınların eşitliğini, güvenliğini ve özgürlüğünü merkeze almayan hiçbir barış kalıcı olamaz” diyerek, kadın örgütlerinin sürece dâhil edilmemesini eleştirdi.


Editörden