Biliyoruz ki kulüpler, öğrencilerin ortak talepleri için birleşebileceği, beraber hareket etmeyi öğrenebileceği, bilinçlenebileceği ve yeni arkadaşlıklar kurabileceği mecralardan birisi. Fakat her gün farklı okullarda kulüplerin faaliyetlerinin kısıtlanması, kapatılması ve okul yönetimleri tarafından işleyişine müdahale edilmesi haberlerini arkadaşlarımızdan duyuyoruz.

Günümüzde kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri artış gösterirken üniversiteli kadınlar da buna tepkili ve bir araya geldiğimizde bu sorunlarla ilgili tartışmalar yürütüyoruz. Okulda bile güvenli ortamımızın olmaması, tacize uğradığımızda nereye başvurabileceğimizi ve ne yapacağımızı bilmemek karşı karşıya olduğumuz sorunların en önemlilerinden biri.

İstanbul Aydın Üniversitesi’nde farklı fakültelerden kadın arkadaşlarla okulda kadınların resmi bir kulüp ya da topluluğunun olamamasının bizi nasıl etkilediğini tartışmıştık ve hazırladığımız bildiriyle okulumuzda “Kadın Araştırmaları Kulübü”nün açılması için resmi talebimizi beyan etmiştik.

Cevap için beklediğimiz sürenin dolmasına rağmen bir yanıt alamıyorduk, uzun bir süre bekledikten sonra okul yönetimi tarafından kulübümüzün açılmasına onay verilmediğini öğrendik ve başka bir kulüp ismi altında faaliyet yürütmemizde bir sakınca olmadığı belirtildi. Kendi kulübümüzün açılmasını talep ettiğimiz ve SKS’nin (Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı) kararına itirazımızı beyan ettiğimiz bir dilekçe sunduk, bize verilen yanıt ise “bu meselenin bu şekilde okulda vurgulanmaması gerektiği” gibi yetersiz açıklamalar oldu.

İstanbul Aydın Üniversitesi’ndeki çok sayıda kadının talebi okulda resmi bir kulübün olması, fakat okulda en temel taleplerimizin bile karşılanmaması biz öğrencilere kendi okulumuzda hiçbir yetki verilmediği anlamına geliyor. Ama biz taleplerimiz etrafında birleşmeyi ve istikrarlı bir şekilde kulübümüzün açılması için elimizden geleni yapacağımızı belirtiyoruz.