Deprem bölgesinde BM Nüfus Fonunun açıkladığı verilere göre 265 bin hamile kadın var. Ancak deprem bölgesindeki kadınlar ihtiyaçlarına ulaşamaz durumda. Kadın doğum hastaneleri ve çok sayıda birinci basamak sağlık kuruluşları da dahil olmak üzere pek çok ilde hastaneler hasarlı. Sahra hastanelerinde ise kadın doğuma dair çalışanlar ya yok ya da çok az. Depremlerin en çok yıkıma uğrattığı İskenderun’da dokuz aylık hamile Resmiye de fazlasıyla kaygılı. Çünkü doğumu nerede, nasıl yapacak bilmiyor. Doğum sancıları ve deprem korkusu sebebiyle, tek başına kalmamak için eşinin ailesinin yanına Esentepe Mahallesi’ne gelmiş. “Depremden beri en büyük sıkıntımız sağlık, doktor bulamıyorum. Doğum yaptıracak bir hastanemiz yok burada, Adana’ya kadar gittim. Çadırda İspanyol doktorlara göründüm. Ama 50 günü geçmesine rağmen hâlâ bize doğru düzgün sağlık hizmeti verilmiyor” diyen Resmiye, İskenderun’da hastanelerden birkaç tanesinin açık olduğunu ancak henüz doğum bölümünün olmadığını söylüyor. Doğum yapacak kadınların gözetilmemesine ise “İçinde bulunduğumuz durum dinleneyim de geçsin ile geçiştirilebilecek bir şey değil, ertelenmiyor. Şu an tek hastane Dörtyol’da var ama o da buraya uzak. Benim aniden sancım tutsa, fenalaşsam oraya gidene kadar çok kötü olabilirim ya da yolda doğum yapabilirim. İskenderun’da ayakta kalan birçok devlet hastanesi ve özel hastane varken neden hiçbiri hizmet vermiyor?” diye tepki gösteriyor.
HAMİLE KADINLAR DOĞUM YAPACAK AMA NASIL?
Hizmet veren özel hastanelerde düşük de olsa muayene ücreti alınıyor. Böylesi bir süreçte ücret alınmaması gerektiğini dile getiriyor Resmiye: “Depremzedeyiz biz, evimizi kaybettik, işimizi kaybettik. Para alınmamalı sağlık hizmetinden. İşimiz, evimiz, her şeyimiz yerinde olsaydı ödeyelim bu parayı ama durumumuz buna el vermiyor şu anda. Sadece fiyatı düşürmekle olabilecek bir şey değil, bir sürü hamile var tek ben de değilim. İnsanlar çadırlarda doğum yapıyor.” Kendi imkanlarına ya da imkansızlıklarıyla çaresizliğe terk edildiğini Resmiye şu sorularla görünür kılıyor: “Diyelim ki çocuk doğdu, bebeğin takibini kim yapacak? Çadırda yeni doğum yapmış bir kadın veya bir bebek ne kadar sağlıklı olabilir? Sahra hastaneleri kurulmuştu, onlar da yavaş yavaş gidiyor şimdi. Tek şansımız Dörtyol’daki hastane, ona da aracı olmayan nasıl gidecek? Devlet hastanesi sadece acile bakıyormuş. Peki bebeğimin veya benim kontrole ihtiyacım olduğunda ne olacak? Depremde oluşan korkudan sonra bebeğin hareketlerini hissetmedim ve ağrılarım başladı Adana’ya kadar gittim. Gitme imkânım olmasaydı ne olacaktı? Bebeğim öldü mü, bana bir şey olacak mı diye korkuyla bekleyecektim.”
Her sancısı olduğunda başka bir şehre gidemeyeceğini söyleyen Resmiye, çevre illerde de deprem riski olduğunu ve hiçbir yerde güvenli hissetmediklerini, sürekli bu korkuyla yaşadıklarını söylüyor. Adana’ya gidip doğumu orada yapmayı düşünmüş ancak oranın da güvenli olmadığını söylüyor.
Resmiye’ye göre deprem bölgesinde en önemli sorun sağlık hizmeti. “Sağlığı en sona attılar ama bizim için en önemli olan şey sağlık. Evimiz yok, yağmur yağıyor, bir sürü insanla aynı tuvaleti kullanıyorsun mecburen. Bunlar ne kadar hijyenik? Henüz kovid salgını bitmiş değil, yeni salgınlar kapıda. Deprem korkumuz var, birçok insanla aynı yerleri kullandığımızdan salgın riski var. Bit var, uyuz var. İnsanlar çok zor durumda. Televizyonda sadece yıkılan binalar gösterilip ‘acımız büyük’ diyorlar ama yalnızca bu değil” diyen Resmiye hayatta kalanlar için durumun ne kadar zor olduğunu anlatıyor.
Özellikle kadınların ihtiyaçlarının karşılanmadığını vurgulayan Resmiye, “Kadınlar olarak çok daha zor yaşıyoruz. Diyorum ya evimiz yok. Tanımadığımız erkeklerle aynı banyoyu kullanıyoruz. Kimde ne bulaşıcı hastalık var bilemeyiz” diyerek hijyen ihtiyacının giderilmemesinin risklerine değiniyor.
‘PANDEMİDE EVDE KALMAKTAN SIKILMIŞTIK, ŞİMDİ EVİMİZ YOK’
Deprem sonrası yaşadığı sıkıntılardan da bahsediyor Resmiye, “Depremle alakalı kabus görüyorum, kendimi yataktan atıyorum. Bunu atlatmak belki de yıllar alacak. 99 depreminde 17 bin insan ölmüş ama bu durum ondan bile çok daha kötü. Bence ölenlerin sayısı çok daha fazla, çünkü hangi eve gitsek 10-20 ölüsü var evdekilerin. Açıklanan sayılar doğru mu bilemiyoruz. Antakya, büyüdüğüm güzelim şehir artık yok. Diyorlar ya, Antakya daha önce 7 kere yıkılmış yine ayağa kalkar diye, kalkar belki de ama yıllar alacak. Acılar bir anda geçmeyecek. Koronada mesela en azından kafamızı sokacak bir evimiz vardı, hastanemiz ayaktaydı, şimdi hiçbir şeyimiz yok. O zaman evde kalmaktan sıkılmıştık, şimdi bir evimiz yok. İskenderun çok sıcak mesela, o insanlar çadırda nasıl kalacak? En azından konteyner olsa böyle olmaz, 50 günde çadır gelmedi konteyner nasıl gelecek? Çadır, konteyner, hastane, eğitim, kadın ihtiyaçları bizim temel ihtiyaçlarımız, ekstra şeyler değil. Ama her zaman önce eğitimden, sağlıktan vazgeçiyorlar. Zaten eğitimsizlikten böyle oluyor.
’YAPILMASI GEREKENLERİ SAYSAK SABAHA KADAR ANLATIRIZ’
Depremlerin üzerinden geçen süreci değerlendiren Resmiye, “Algılayamıyorum nasıl bir ülkede yaşıyoruz, neden her şey bu kadar zor gelişiyor? İlk günlerde yardım geldi, sonra kesildi. Mesela benim ailem köyde yaşıyor, onlara yardım gitmemiş. Günlerce benim ailem hiçbir şeye ulaşamadı, yollar kapalıydı zaten çok uzun sürüyordu. Hatlar kesildi, sevdiklerimizin ölüm haberini günler sonra aldık. Altyapı yok, ailelerimizi arayamıyoruz. Telefon çekmeyince bir şey oldu zannediyorsun. 10 ilin aynı anda sallandığını anlayamadım ben mesela, sadece İskenderun sallandı zannettim. Operatörler kaç gün sonra düzeldi? Enkaz altında kalsam nasıl ulaşacağım, Twitter’a da erişim engeli getirdiler zaten? Yapılması gerekenleri saysak sabaha kadar anlatırız. İnanılmaz bir koordinasyonsuzluk var burada” diye konuşuyor.
İlgili haberler
İskenderun'da depremzede kadınlarla buluştuk: "Yar...
İskenderun’da Gültepe Mahallesi’nde depremzede kadınlarla buluştuk. Kadınlar yaşadıklarını, yaşam ko...
İskenderun'da ‘çaresizlik’ hakim, seçimlerden bekl...
Cumhurbaşkanı Erdoğan İskenderun’da temel atma töreni gerçekleştirdi. Sohbet ettiğimiz kadınlar söyl...
İskenderun’da çadırda yangın çıktı: 1 çocuk yaşamı...
Hatay'ın İskenderun ilçesinde depremzedelerin kaldığı çadırda çıkan yangında yaralanan 4 yaşındaki E...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.