8 Mart 2021 | Kadınlar her yerde, mücadele her yerde!
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde ülkenin dört bir yanında kadınlar güvenceli iş, şiddetsiz yaşam ve eşitlik için meydanları doldurdu.

Dünya genelinde salgının ve krizin yıkıcı sonuçları, yoğunlaşan sömürü ve eşitsizliklerle karşıladığımız bu 8 Mart’ta kadınlar tüm ağır koşullara rağmen sokakları doldurdu.

Dünyanın her yanından, ülkenin dört bir köşesinden meydanlara, sokaklara taşan ve iktidarın kadın haklarına dönük saldırılarına, iş yerlerinde artan baskıya, işten atmalara, güvencesiz çalışmaya, şiddete, geleceksizliğe, kadın cinayetlerine, her türden gericiliğe karşı kadınlar bu 8 Mart’ta talepleriyle, sloganlarıyla, dövizleriyle alanlarda sesini yükseltti. 

İl il kadınların 8 Mart’ı…

İSTANBUL


Fotoğraf: Eylem Nazlıer

KADINLAR KARAKÖY'E YÜRÜDÜ

İstanbul'da kadınlar 19’uncu Feminist Gece Yürüyüşü için Taksim'de Sıraselviler Caddesi'nde bir araya geldi. Sıraselviler'in önü polis barikatıyla kapatıldı. Kadınlar, Sıraselviler'den Karaköy'e yürüdü.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde, Taksim’de 19. Feminist Gece Yürüyüşü için İnsan Hakları Derneği önünde toplanan kadınlar, toplanma alanı olan Sıraselviler'e yürüdü. Mor kıyafetleriyle, hazırladıkları dövizlerle, alkış ve zılgıtlarıyla Sıraselviler'i dolduran kadınlar, "Jin jiyan Azadi", "Asla yalnız yürümeyeceksin", "Yaşasın kadın dayanışması", "Bir kişi daha eksilmeyeceğiz" sloganlarını attı. Kadınlar, "İstanbul Sözleşmesi kalacak, kadın düşmanları gidecek", "Göçmen kadınlarla mücadelemiz ortak" dövizlerini taşıdı. Eylemde, "Sokakta, gecede, işte, meydanda, ailede, şantiyede, adliye, grevde, sendikadan, sosyal medyada, sette, kampüste, evde feminist isyan her yerde" pankartı açıldı. Eyleme HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan da katıldı.

Polis yürüyüş nedeniyle öğlen saatlerinden itibaren Taksim'e çıkan bütün ara sokakları bariyerlerle kapattı. Adeta abluka altına alınan Taksim'e her noktadan girmeye çalışan kadınlar, girebildikleri sokakları eylem alanına çevirdi.

Sıraselviler'de basın açıklaması okundu. Kortejin farklı noktalarında aynı anda okunan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:

"Geçtiğimiz yıl coşkumuzla, isyanımızla, dayanışmamızla yan yana durduğumuz yürüyüşümüzden birkaç gün sonra pandemi hayatlarımızı birdenbire değiştirdi. Fiziki mesafelerimiz artarken eşitsizlikler olağanca hızıyla derinleşmeye, hepimizi bambaşka yerlerden vurmaya başladı. Bizler ise umutsuzluğa kapıldıkça bu kalabalığı hatırladık. Dayanışmamızın gücü umudumuz oldu, feminist mücadelemiz ise direncimiz."

Taksim'e çıkan bütün ara sokakların polis bariyerleriyle kapatılması nedeniyle kadınlar Karaköy'e doğru yürüdü.

Cihangir'e yürümek isteyen bir grup kadın polis tarafından engellendi.

ESENYALI

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

‘TALEPLERİMİZ İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ’

İstanbul Pendik'te Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinin çağrısıyla bir araya gelen kadınlar, dernek binası önünde toplanarak “Şiddete, güvencesizliğe, eşitsizliğe karşı yürüyoruz” pankartı açtı. Halay çekip, oyun oynayarak 8 Mart’ı kutlayan kadınlar, dernek önünde katledilen kadınların resimlerini ve pankartlarını da sergilediler.

Kadınların cadde üzerinde gerçekleştirmek istedikleri yürüyüşe polis izin vermedi. Ara sokaklardan festival alanına doğru Erbane ve zılgıtlarla yürüyen kadınlar “Eşit işe eşit ücret”, “Kadınlar işe çocuklar kreşe” sloganları attı. Yürüyüş esnasında mahalleli evlerinin camlarından yürüyen kadınlara eşlik ettiler.

Yürüyüşün ardından Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği adına açıklamayı Çağla Bektaş okudu: “Ekonomik krizin etkilerinin ağırlaştığı, artan yoksullukla birlikte şiddetin ve kadın cinayetlerinin daha da vahşi bir hal aldığı, mücadele ile kazandığımız haklarımızın ellerimizden alınmaya çalışıldığı bir yıl geçirdik. Pandemi ile birlikte uygulanan kısıtlamalar, evin hijyeni, kovid 19 pozitif olan hastanın bakımı, okula gidemeyen çocuğun eğitimi, artan fiyatlar, elimize geçen açlık sınırının altındaki ücretle mutfaktaki tencereyi nasıl kaynatacağımızın derdi de omuzumuzdaki yüklere eklendi" dedi.

Mücadeleden vazgeçmeyeceklerini söyleyen Bektaş: “Kadın cinayetlerini önlemek için gerekli olan önlemleri almayanlar bu süreçte çocuk istismarına evlilik yoluyla af düzenlemesiyle, İstanbul Sözleşmesini ve 6284 sayılı yasayı hedef haline getirdiler. Bizler mahallerimizde fabrikalarımızda yan yana gelerek haklarımız ve hayatlarımız için birlikte mücadele ederek bu düzenlemeleri geri çektirdik.

Dünya kadınların birlik mücadele ve dayanışma günü olan 8 Mart'ta salgınla birlikte artan yoksulluğa, krize, esnek ve güvencesiz çalışmaya, Kod 29'dan işten atılmaya, şiddete karşı eşit özgür ve insanca bir yaşam için taleplerimizle birlikte mücadele edeceğiz" dedi.

MALTEPE

GÜLSUYU MAHALLESİ’NDEN KADINLAR 8 MART’TA BİR ARADA

Maltepe’de Gülsuyu mahallesinde bulunan Gülsuyu Gülensu Kadın Dayanışma Derneği , Gülsuyu Gülensu Yaşam ve Dayanışma Merkezi, Gülsuyu Gülensu Güzelleştirme Derneği, Cemevi, Gülsuyu Gülensu Kooperatifi gibi kurumlarla organize edilen 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliğine çok sayıda kadın katıldı. “Haklarımızdan ve hayatlarımızda vazgeçemiyoruz” diyen kadınlar, pandemi koşullarında şiddetten, eğitimden, gıdaya yaşadıkları zorlukları dile getirdiler. Hükümetin bu süreçte de kadınların kazanılmış haklarına saldırısının kabul edilemeyeceğini haykıran kadınlar basın açıklamasında mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.



ANKARA

Video: Damla Kırmızıtaş

EŞİT VE ÖZGÜR BİR DÜNYA KURACAĞIZ

Ankara’da kadınlar, “ayrımcılığa, yoksulluğa, erkek ve devlet şiddetine karşı özgürlüğümüz için isyandayız” şiarıyla 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde buluştu. Ankara Kadın Platformu’nun Sakarya Meydanı’nda düzenlediği eylemde “Biz kadınlar bugün elde ettiğimiz tüm hakları mücadele ederek kazandık. Daha fazlasını kazanmak için mücadeleyi büyüteceğiz. İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız. Kadın dayanışmasını yargılatmayacağız! Kadın cinayetlerine son vereceğiz! Kadınların eşit ve özgür yaşayacağı bir dünyayı da biz kuracağız!” dedi. 

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde kadınların başkentte buluşma adresi Sakarya Meydanı oldu. DİSK, KESK, TMMOB, TTB, siyasi partiler, gençlik ve kadın örgütlerinden kadınlar, ayrımcılığa, yoksulluğa, erkek ve devlet şiddetine karşı özgürlüğümüz için isyandayız” şiarıyla bir araya geldi. Genel İş üyesi kadınların bando takımıyla coşku kattığı eylemde, kadınlar rengarenk dövizleriyle taleplerini haykırdı. Genç kadınların katılımının dikkat çektiği eylem sık sık, “Susma haykır, yaşamak haktır”, “Susmuyoruz korkmuyoruz İtaat etmiyoruz” sloganları atıldı.

Platform adına yapılan açıklamada, AKP iktidarının kadın düşmanı politikalarıyla yüzyılları aşan kadın mücadelesinin elde ettiği kazanımlarına saldırdığını ifade edildi. Açıklamada, “AKP iktidarı haklarımızı gasp ediyor, erkekleri cesaretlendiren cinsiyetçi söylemlerde bulunuyor. Bu ülkede her gün en az üç kadının en temel haklarından biri olan yaşam hakkı erkekler tarafından ellerinden alınıyor. Peki kadınlar katledilirken, AKP ne yapıyor?” diye soruldu.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı 2023 hedefli İnsan Hakları Eylem Planı’na dikkat çekilen açıklamada, “İnsan aklıyla dalga geçerek hazırlanan bir insan hakları eylem planı. Tam da kadın cinayetlerinin faili meçhul cinayetlere doğru evrildiği, gözaltında tacizin, çıplak arama tehdidinin arttığı, AKP’li Özlem Zengin’in ‘Türkiye’de çıplak arama yok... Onurlu kadın, ahlaklı kadın bir sene beklemez. Bu, kurgusal bir harekettir’ diyerek beyanda bulunan kadınları suçladığı bir dönemde insan haklarından, kadın haklarından söz ediliyor. Erdoğan diyor ki; ‘6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’ kendi alanında çok ileri bir düzenlemedir’ Elbette ileri bir düzenlemedir. Çünkü Türkiye’de kadınların uzun yıllardır verdiği mücadelenin sonucunda kazanılmıştır. Tıpkı İstanbul Sözleşmesi gibi. Ve bu iki düzenleme de tam olarak uygulansa, öldürülen birçok kadın şu an yaşıyor olacaktı. Kadınlar pandemiye rağmen meydanlarda bunu anlattı, ülkenin dört bir yanına ‘İstanbul Sözleşmesi uygulansın’ talebini yaydı. Şimdi de sözümüz net! 2023’te değil, hemen şimdi önlem al, sözleşmeyi uygula, erkek şiddetini bitir” ifadelerine yer verildi.

‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ UYGULATACAĞIZ’

Yapılan bütün saldırılara, kadın düşmanı politikalara ve nefret söylemlerine, transfobiye, homofobiye, bifobiye karşı birlikte mücadele etmekten vazgeçmeklerini vurgulanan açıklamada, “Biz kadınlar bugün elde ettiğimiz tüm hakları mücadele ederek kazandık. Daha fazlasını kazanmak için mücadeleyi büyüteceğiz. İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız. Kadın dayanışmasını yargılatmayacağız! Kadın cinayetlerine son vereceğiz! Kadınların eşit ve özgür yaşayacağı bir dünyayı da biz kuracağız! Yaşamın her alanında; ayrımcılığa, yoksulluğa, erkek ve devlet şiddetine karşı direnmeye ve örgütlü mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz. Geçtiğimiz 8 Mart’tan bu yana yaşadığımız kovid 19 sürecinde, evlere kapanmayı, isyanımızı bir kenara bırakmayı kabul etmedik. Birbirimizi en iyi bizler koruruz diyerek, birbirimizden güç almak için, emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz, hayatımız bizimdir demek için, kadın dayanışmasını büyütmek için bu sene de 8 Mart’ta alanları doldurduk” denildi.


ODTÜ İİBF’Lİ KADINLAR 8 MART İÇİN AKADEMİSYENLERLE BULUŞTU 

ODTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi bünyesindeki öğrenciler 8 Mart dolayısıyla hocaları Pınar Derin Güre, Coşku Çelik ve Zana Çıtak ile bir etkinlikte bir araya geldi. Hayatın her alanında kadınların yaşadığı problemlere değinen akademisyenler aynı zamanda birer akademisyen olarak akademide kadın olmanın zorluklarından ve kişisel deneyimlerinden bahsetti. Pınar Derin Güre iktisadın giderek erkeklerin egemen olduğu bir bilim haline gelmesine, Coşku Çelik ise düzenlenen panellere sırf tepki çekmemek adına çok az sayıda kadın akademisyen çağırılmasına, Zana Çıtak ise dünya siyasetinin maskülen kavramlar olan güç ve rekabet ilişkilerinden ibaret görüldüğüne, ancak klasik siyasatte kadınların, görünmese de, çok büyük etkileri olduğuna dikkat çekti. 

Cinsiyetçiliğin yalnızca belli bir kesimde görülmediğine, ilerici ve modern olarak lanse edilen ODTÜ’de de kadın öğrencilerin tacize uğramasına ve kadınların yönetim birimlerinde erkeklere göre çok daha az aktif olmasına da dikkat çekilen etkinlikte ODTÜ bünyesinde de cinsel tacizi önleme birimi (CİTÖB) faaliyetlerinin etkinleştirilmesi adına fakültelerde toplumsal cinsiyet eşitliği için komisyonlar kurulması gibi çalışmalar yapılabileceği belirtildi. Akademisyenler, akademi içindeki cinsiyetçiliğin akademide kadınların ve LGBTİ+’ların yükselmesinin engellenmesinden çok daha öteye gidebildiğini Ceren Damar’ın katledilmesi üzerinden tartıştılar. 

Son dönemde gündeme gelen Kadın Üniversiteleri hakkında Zana Çıtak cumhuriyetin en önemli kazanımlarından biri olan karma eğitime karşı olmanın bir kapatma arayışı olduğu yorumunu yaptı. Öğrencilerin ‘’İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayan iktidar şimdi neden bu sözleşmeden çekilmek istiyor?’’ sorularına cevap olarak Zana Çıtak ve Coşku Çelik iktidarın zamanında pragmatist amaçlarla sözleşmeyi imzaladığını ancak şimdi bu sözleşmenin muhafazakâr kesim için çok önemli olan geleneksel aile yapısına aykırı olduğunu düşündüğü cevabını verdi. 

Giderek ivme kazanan kadın hareketlerinden hem ümit hem de endişe duyan akademisyenler, kadınların bilinçlendiğini, akademide artık cinsiyet konulu derslerin daha çok yer ettiğini söylerken aynı zamanda kadın mücadelesinin büyümesinin bir sebebi olarak da kadın hakları alanında yaşadığımız gerilemenin sebebi olabileceğinden bahsettiler. Kadın haklarındaki bu gerilemeye sebep olarak kimlik siyaseti ve dini muhafazakarlığın yükselmesini vurguladılar. 

Boğaziçi mücadelesi hakkında ise akademisyenler patriarkal yapıların kadın haklarına ve üniversitelerin dönüştürücü etkisine karşı olduğu yorumunu yaptılar. Kuşatmanın tek bir kuşatma olduğundan fakat bundan en çok etkilenen kesimin kadınlar, azınlıklar ve LGBTİ+’lar olduğunu belirttiler. 

Yaşanan tüm bu adaletsizlik ve cinsiyetçilik konusunda kadınların birbirleriyle deneyim paylaşmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Coşku Çelik, patriarkal bir toplumda yaşayan kadınların taleplerinin pozitif ayrımcılık ya da lütuf olmadığını söyledi.



İZMİR


Fotoğraf: Evrensel

KADINLAR 8 MART TALEPLERİNİ HAYKIRDI: İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR

İzmir Kadın Platformu çağrısı ile Alsancak ÖSYM önünde bir araya gelen kadınlar 8 Mart taleplerini haykırdı. Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne yürüyüş yapan kadınlar sık sık, “Yaşasın 8 Mart, yaşasın mücadele”, “Kod 29 yasaklansın”, “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz”, Kadın cinayetleri politiktir”, “Kadınlar işe çocuklar kreşe”, “Krizin yükü patronlara”, “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz”, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” sloganları attı.

Kadınlar adına ortak metni üç kişi okudu. Pandemi döneminde önlem adı altında yapılan uygulamalara değinen kadınlar, "Kısa çalışma, ücretsiz izin uygulaması, evden çalışma ve hatta işten atmada ilk akla gelen biz kadınlar olduk. Pandeminin ekonomik olarak en çok vurduğu sektörlerde çalışan milyonlarca kadın daha şimdiden işsizler ordusuna katılmış durumda. İşini kaybetmeme kaygısı ve bunu kullanan patronlar, kadın işçiler üzerindeki baskıyı da sömürüyü de alabildiğine artırdı. Kod 29 kötü çalışma koşullarına mahkûm etmenin sopasına dönüştü" dedi.

‘PANDEMİDE HAKLARIMIZ GASP EDİLDİ’

Artan güvencesizlik nedeniyle insanca çalışma koşullarından tümüyle uzaklaşıldığı bu süreçte yoksul emekçi kadınların daha fazla sömürüye, mobbinge, şiddete açık hale geldiğini söyleyen kadınlar, "Tam bir yıllık pandemi sürecinde en çok ezilenlerden, hakları gasp edilenlerden biri de ne yazık ki kadınlar oldu" diye konuştu.

Ayrıca LGBTİ+ bireylere yönelik nefret söylemlerinin artmasına karşı ses çıkaran kadınlar toplumsal cinsiyet eşitliğinin önemine vurgu yaptı.

İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmeyeceklerini belirten kadınlar, "Biz kadınlar, geleceğimizi iktidarın vaatlerine bırakamayız. İstanbul Sözleşmesi tartışılamaz! Sözleşme koşulsuz şartsız uygulansın" diye taleplerini yineledi.

Tüm kadınlara mücadeleyi büyütmeye çağrısı yapan kadınlar talepleri şöyle sıraladı:

• Her kadına güvenceli iş sağlansın!

• Eşit işe eşit ücret sağlansın!

• İşyerinde şiddeti, ayrımcılığı ve mobbingi önleyen düzenlemeler yapılsın!

• Kod 29 ile damgalanmaya hayır, işten çıkarmalar yasaklansın, kod 29 kaldırılsın !

• Kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi sunulan esnek-güvencesiz-kayıt dışı ve taşeron çalıştırmaya, kiralık işçilik uygulamasına son verilsin!

• İşyerinde şiddeti, ayrımcılığı ve mobbingi önleyen düzenlemeler yapılsın!

• KHK’ler iptal edilerek haksız hukuksuz yere işten çıkarılan tüm emekçiler görevlerine iade edilsin!

• Kadınlar için daha fazla yoksulluk, şiddet, göç ve ayrımcılık anlamına gelen savaş politikaları son bulsun.

• İstanbul Sözleşmesi’nin iptali şiddetin önünü açmaktır: Sözleşme uygulansın!

• İyi hal indirimi kaldırılsın!

• Kadına yönelik her türlü şiddeti önleyen ve kadınları koruyan yasal düzenlemeler acilen yapılsın!

• Göçmen kadınlar ve çocuklar için nefret dilinden uzak insanca bir yaşam ortamı sağlansın

• Yeterli sayıda ve kadınların yönetiminde olan, kamu tarafından finanse edilen kadın sığınma evi açılsın!

• Kadınların korunmasının önündeki tüm bürokratik ve fiili engeller kaldırılsın!

• Bütçede, eğitimde ve her türlü yasa ve uygulamada toplumsal cinsiyet eşitliği esas alınsın!

• 7/24 açık, ana dilde hizmet veren kreşler açılsın, kadın veya erkek olduğuna bakılmaksızın en az 50 çalışanın bulunduğu iş yerlerinde gündüz bakım evi ve kreşler açılsın! 

ALİAĞA


Fotoğraf: Ekmek ve Gül

ALİAĞA EMEK VE DEMOKRASİ PLATFORMU: HAKLARIMIZDAN VAZGEÇMİYORUZ
Aliağa'da Emek ve Demokrasi Platformu çağrısıyla bir araya gelen kadınlar, Petrol-İş Sendikası önünde toplanarak Demokrasi Meydanına yürüdü.
“Krize, şiddete, eşitsizliğe karşı söyleyecek sözümüz değiştirecek gücümüz var” pankartı açan kadınlar, “Eşit işe eşit ücret”, “Kadınlar işe çocuklar kreşe” sloganları attı.
Aliağa Emek ve Demokrasi P

latformu adına açıklamayı okuyan Müge Çamcı, “Daha iki gün önce bir kadının sokak ortasında çocuğunun önünde şiddete uğradığı videoyu izledik. Bizler 8 Mart'ta haklarımız ve hayatlarımız için sokağa çıkmaya hazırlanırken ülkenin dört bir yanından şiddet haberleri gelmeye devam etti” dedi. Bir yanda fiziksel şiddetin boyutu evlerden sokaklara taşarken diğer yanda pandemi ve ekonomik krizin faturasının kadınlara yük olmaya devam ettiğini söyleyen Çamcı, “Kısa çalışma, ücretsiz izin uygulaması, evden çalışma ve hatta işten atmada ilk akla gelen biz kadınlar olduk. Pandeminin ekonomik olarak en çok vurduğu sektörlerde çalışan milyonlarca kadın daha şimdiden işsizler ordusuna katılmış durumda” diye konuştu.

‘HAYATLARIMIZA SAHİP ÇIKIYORUZ’
Haklarından vazgeçmeyeceklerini söyleyen Çamcı şunları kaydetti: “İstanbul Sözleşmesi yaşatır diyoruz. 6284 sayılı kanunun bize sağladığı, nafaka haklarımızdan, şiddete uğrayan ve uğraması muhtemel kadın ve çocuklarımızın korunması için elde ettiğimiz haklarımızdan vazgeçmiyoruz. Eşit, özgür bir yaşam için, krize, savaşa, şiddete, sömürüye karşı yan yana gelmeye, sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Biz kadınlar sömürüye karşı emeğimize, şiddete karşı haklarımıza ve hayatlarımıza sahip çıkıyoruz. Eşit işe eşit ücret istiyoruz”

 BUCA

Fotoğraf: Kenan Çetin

ERKEK EGEMEN SÖMÜRÜ DÜZENİNİZİ KABUL ETMİYORUZ

Buca Kadın Platformu Şirinyer Forbes Sevgi Yolu girişinde 8 Mart için basın açıklaması yaptı. Platform adına basın açıklamasını Cansu Erkmen okudu.

Erkmen, “Yanı başımızda olan BEGOS’ta bulunan fabrikalarda çalışan kadınlarda dâhil birçok kadın işini kaybetme kaygısı taşıyor. Bu durumu fırsat bilen patronlar, kadın işçiler üzerindeki baskıyı da sömürüyü de alabildiğine artırıyor. Pandemiyi de krizi de biz yaratmadık, yükünü de biz çekmeyeceğiz. Eşit işe eşit ücret, güvenceli iş güvenceli gelecek istiyoruz. Bize ucuz işçilik, kölelik, geleceksizlik dayatan erkek egemen sömürü düzeninizi kabul etmiyoruz” dedi. Erkmen tüm kadınları haklarını savunmaya ve mücadeleyi büyütmeye çağırdı.

URLA VE DİKİLİ'DE KADINLAR HAKLARI İÇİN ALANDA

Fotoğraf: Urla /Evrensel

Urla Kadın Dayanışma Derneği çağrısı ile kadınlar Urla Meydanda bir araya geldi. Söz alan konuşmacılar kadın cinayetlerine tepki gösterirken, "İstanbul sözleşmesi uygulansın" taleplerini yineledi. Açıklamaya Emek Partisi, Urla Ekmek ve Gül okurları ve Sol Parti de katıldı. 

Fotoğraf: Dikili/Evrensel

Dikili'de ise kadınlar Atatürk Meydanında toplandı. Dikili Kadın Platformunun çağrısıyla bir araya gelen kadınlar adına açıklamayı Aysel Çakıcı, Berfin Bulut, Nazlı Bayhan Satı Gül, Demet Önal, Ayşe Hamarat, Pervin Çakıcı okudu. 

Kadınlar, halaylarla 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününü kutlarken, "Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılık terk edilmeli, esnek çalışma biçimlerine, cinsiyetçi iş bölümüne, ücret eşitsizliğine son verilmeli güvenceli, düzenli işler yaratılmalı" dedi. Kadınlar, eşit ve özgür, sömürünün baskının ortadan kaldırıldığı bir gelecek için mücadele vurgusu yaptı. 


ADANA

YASAKLARA RAĞMEN GÖKKUŞAĞI BAYRAKLARI AÇILDI

Adana'da kadınlar Uğur Mumcu Meydanı'nda gerçekleşecek 8 Mart mitingi için Kasım Gülek Köprüsü'nde bir araya geldi. LGBTİ+ bayrakların keyfi olarak yasaklandığı mitinge gökkuşağı renkli bayraklar ve dövizler alınmadı. Yasakla ilgili yazılı bir karar isteyen kadınlar keyfi uygulama ile karşılaştı. Alana sarı kırmızı yeşil şeritler olan bir çorap giyen kadın zorlukla girdi. Kadın Emeği Kollektifi'nin pankartı üzerindeki gökkuşağı logosu kesildikten sonra alana alındı. Kadınlar "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" diye tepki gösterdi.

Miting Uğur Mumcu Meydanı'nda gerçekleştirildi. Basın açıklaması okunduğu esnada kadınlar gökkuşağı bayrakları açarak yasakları protesto etti.

‘GÖKKUŞAĞI ARAMIZDA’

Alanda Adana Kadın Platformu adına basın açıklamasını okuyan Pelin Çiçek, Adana Emniyet Müdürlüğü’nün toplumun genel ahlak anlayışına aykırılıkları olduğu gerekçesi ile 8 Mart miting alanına LGBTİ+ları ifade eden görsel, döviz, bayrak, flama vb. materyallerin girişine izin verilmeyeceğini, bulundurulması durumunda müdahale edileceğini söyleyerek kendilerine göz dağı vermek istendiğini belirterek “Biz kadınlar olarak hiçbir meşru ve yasal dayanağı olmayan bu yasaklama, engelleme ve gözaltıları asla kabul etmiyoruz! LGBTİ+’lar vardır, var olacaktır! Gökkuşağı 8 mart’ta aramızda” dedi. 

‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KAYITSIZ, ŞARTSIZ UYGULANSIN’

İstanbul Sözleşmesini uygulamaktan imtina eden, kadınların haklarına göz diken iktidarın, şimdi kadınların elindeki tek dayanak olan İstanbul Sözleşmesi'ni tartışılabilir hale getirmeye çalıştığına vurgu yapan Çiçek, “Kadınları şiddetten korumak için yeni anayasa yapacağını ilan ediyor. Biz kadınlar, geleceğimizi iktidarın vaatlerine bırakamayız. İstanbul Sözleşmesi tartışılamaz! Sözleşme koşulsuz şartsız uygulansın!“ denildi.

‘KATİLLER ETKİN SORUŞTURULMUYOR’

Adalet ve yargı sisteminin kadın katillerini, tecavüz faillerini etkin ve objektif soruşturmadığını ama diğer yandan, ölmemek için kendini savunan kadınların müebbet hapis ile yargılandığı ifade eden Çiçek, “Geçtiğimiz yıl Adana'da, kendisine yıllardır şiddet uygulayan evli olduğu erkeğe öz savunma uygulayarak hayatta kalan kız kardeşimiz Fikriye Özbek tutuklanmıştı. Erkek yargı yıllardır uygulanan şiddeti görmezden gelerek yaşamını savunan kadınlara 'katil' sıfatını koymaya çalışıyor” dedi.

Sağlık emekçisi kadınların yoğun çalışma koşullarından sonra ev içi emek, annelik gibi görevlerden dolayı insani yaşam standartlarından uzaklaştıklarını belirten Adana Kadın Platformu “Bu görevleri aksattıkları zaman şiddete maruz kaldılar. İş yerlerinde kovid 19 tehlikesinde, evde ise erkek şiddetine uğradılar” diye konuştu. Hükümetin kadın üniversiteleri açmayı gündem etmesine de dikkat çeken Çiçek, “Burada ve bir ardayız Kadın Üniversiteleri kadınların yaşamında gerici bir çözülme yaratmaktan bir adım öteye gidemez. Size Kadın Üniversitelerini açtırmayacağız. Üniversiteli genç kadınların ihtiyacı cinsel taciz birimleri, cinsiyet eşitliğini esas alan dersler, güvenli alanlar yaratmadır; Kadın Üniversiteleri değil!” dedi. 

‘İŞİMİZ, AŞIMIZ İÇİN MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ’

Mitingde söz alan HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, kadın erkek eşitsizliğinin binlerce yıllık bir tarihe sahip olduğunu belirterek yönetenlerin kurmaya çalıştıkları faşist iktidarda kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin artarak devam ettiğimi söyledi. Pandemide ekonomik krizin en ağır bedelini kadınların daha da katlanarak ödediğini ifade eden Hatimoğulları, “İşsiziz, güvencesiziz, açız ve düşük ücretle çalışıyoruz. Üstelik bu pandemi koşullarında evde daha fazla yoksullukla birlikte daha fazla şiddete de daha fazla maruz kaldık. Bizim mücadelemiz, şiddete karşı, işimiz için aşımız için olmaya devam edecek” dedi.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

DİŞİ KAPLANLAR’IN 'İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR' PANKARTINA ENGEL!

Adanaspor taraftar gruplarından Dişi Kaplanlar’ın 8 Mart için yaptığı pankartın stadyuma sokulmasına izin verilmedi. “Fıtramızda var; ölüm değil mücadele. İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” sözlerinin yer aldığı pankart Adana Emniyeti Spor Şube Müdürlüğüne bağlı ekipler tarafından siyasi bir söylem içerdiği gerekçesiyle stadyuma alınmadı. Pazar günü içeri alınmayan pankartın görüşmeler sonrası bugün içeri alınacağı bilgisi verildiğini aktaran Dişi Kaplanlar’dan Hatice Durmaz, bugün de pankarta keyfi uygulamalarla izin verilmediğini aktardı. Stadyumda pankartlarını içeri sokmak istemelerinin üzerine polis tarafından tehdit edildiklerini aktaran Durmaz, ‘Alın bunları’, ‘Ekip çağırın’ gibi sözlerle baskı ve tehdide maruz kaldıklarını dile getirdi. 


ADIYAMAN

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

'İSYANIMIZI BİRLEŞTİRME VE BÜYÜTME HİKAYEMİZİ YAZMAYA DEVAM EDİYORUZ'

Adıyaman Kadın Platformu çağrısıyla bir araya gelen kadınlar basın açıklaması gerçekleştirdi.

Basın metnini okuyan Eğitim Sen Adıyaman Şube Eğitim Sekreteri Eylem Yıldırım, yıllar önce New York’ta bir tekstil fabrikasında bugün benzer taleplerle hakları için direnen işçi kadınların yanarak hayatını kaybettiklerini hatırlattı.

Yıldırım, “164 yıl sonra da dünyanın her yerinde, ayrımcılığa, şiddete, eşitsizliğe, sömürüye, baskılara karşı verdiğimiz; eşitlik, özgürlük, emek, hak, adalet, barış, laiklik mücadelesi ve dayanışma için sesimizi, isyanımızı birleştirme ve büyütme hikayemizi yazmaya devam ediyoruz” diyerek kadınların çalışma ve toplumsal yaşamda toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile karşı karşıya kaldıklarına, sosyal güvencesi olmadan kayıt dışı çalıştırılan kadınların ucuz emek gücü olarak görülüp eşit işe eşit ücretin verilmediğine, pandemi ile birlikte kadına yönelik ekonomik, psikolojik, fiziksel, cinsel şiddetin, kadın bedeni ve emeği üzerindeki sömürü ve baskının arttığına dikkat çekti.

Kadınların eşit ve özgür olduğu, sömürünün, baskının ortadan kaldırıldığı bir gelecek için, hakları ve hayatları için direnen tüm kadınları bir arada olmaya davet eden Yıldırım “Söyleyecek sözümüz değiştirecek gücümüz var, yaşasın kadın dayanışması” diyerek mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.


ANTALYA


‘EV İŞÇİSİ KADINLAR AÇLIĞA MAHKÛM EDİLDİ’

Antalya Attalos Heykeli önünde kadınlar Antalya Kadın Platformu öncülüğünde rengarenk dövizleriyle, sloganlarla taleplerini haykırarak basın açıklamasında buluştu. Basın metnini Türkçe Fatoş Kayaoğlu, Kürtçe Berivan Aydın okudu.

Platform adına yapılan açıklamada; “İktidar toplumu kendi istediği şekilde inşa etmeye çalışıyor. Türk, sünni, heteroseksüel, beyaz ve erkek kimlikleri dışında kalan herkesi kriminalize etmeye ant içmiş halde, kadınları ve LGBTİ+ bireyleri nefret söylemleriyle hedef gösteriyor, saldırıya uğramalarına, öldürülmelerine göz yumuyor” dendi.

“Pandemi sürecinde kadınlar ev içine hapsedilirken, kamusal alandan giderek uzaklaştırıldı. Okulların ve kreşlerin kapalı olması kadınların, çocuklara ve yaşlılara dair tüm sorumlulukları üstlenmesine sebep oldu” ifadeleriyle devam eden açıklamada ev işçilerinin pandemi döneminde yaşadığı sorunlar aktarıldı: “Ev işçisi kadınlar, işsiz kaldılar, yasal düzenleme yapılmadığından işsizlik ödeneği, kısa çalışma ödeneğinden yararlanmadılar. Ev işçisi kadınlar açlığa mahkûm oldu. Ev işçileri ile ilgili geçen hafta yapılan yasa önerisi Akp-Mhp oylarıyla yine reddedildi. Pandemi sürecinde işten çıkarma yasağını bertaraf etmek için Kod 29 adı altında birçok işçi emekçi kadın, cinsiyetçi uygulamalar sonucu işten çıkarıldı, kadın işsizliği yüzde 45 civarında arttı. Kadınlar daha fazla yoksullaşırken patronlar karlarını katladı.”

Göçmen ve mülteci kadınların nefret söylemlerinin hedefi haline geldiği, ucuz işgücü olarak emeklerinin sömürüldüğü belirtilen açıklamada “Bizleri yaşatan mücadelemizdir. Ne yapılırsa yapılsın biz tüm renklerimizle yaşayacağız. Eşit ve özgür. Evde, işyerlerinde emeğimizin karşılığını eşit şekilde alacağız” denilerek mücadeleyi büyütme çağrısı yapıldı. 

ARTVİN


Fotoğraf: Ekmek ve Gül

KADINLAR 8 MART’I KUTLADI

Hopa’da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kitlesel olarak kutlandı. Kadınlar taleplerini içeren pankartlar ve dövizleri ile kortej oluşturdu. Yürüyüş halinde Hopa meydana gelen kadınlar burada açıklama yaptı. Etkinlik oynanan oyunlarla son buldu.


AYDIN

Fotoğraf: Doğukan Doğan

‘HAKLARIMIZ İÇİN ALANLARDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

Aydın’da Nevzat Biçer Parkı’nda bir araya gelen kadınlar, katledilen kadınlar için anma etkinliği gerçekleştirdi. Daha sonrasında kent meydanına doğru yürüyüşe geçen kadınlar burada basın açıklaması gerçekleştirdi.

Gerçekleştirilen basın açıklamasında kadınların baskılara boyun eğmeyeceği belirtilerek acil taleplerinin karşılanması gerektiği ifade edildi.

Aydın Kadın Platformu adına açıklamayı gerçekleştiren Öznur Özağaç, “Evde, tarlada, kamuda, büroda ve sanayide çalıştırılan kadının payına; ikinci sınıf insan muamelesi görmek düşüyor. Kayıt dışı, sendikasız ve sigortasız olarak düşük ücretle taşeronda çalıştırılıyor ve Kod 29 örneğinde olduğu gibi keyfi biçimde işten atlıyoruz. Her 8 Mart’ta biz emekçi kadınlar ekonomik, sosyal, hukuksal taleplerimizi ortaya koyacağız. Eşit ücret, eşit hukuk, eşit insan olmak gibi en temel haklarımız için mücadeleye devam edeceğiz. Bu nedenle, 8 Mart’lar bir kutlama günü değil, kadınların sorunlarını ve taleplerini dile getirme, kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığa ve şiddete karşı çıkma günüdür” diye konuştu.

Haklarının gasp edilmesine karşı mücadele çağrısı yapan Özağaç, “Haklarımız için alanlarda olmaya devam edeceğiz” dedi.

 DİDİM


Fotoğraf: Elif Dikbaş

YÜRÜYÜŞ YASAĞINA VE ÇIPLAK ARAMALARA TEPKİ

Didim Kadın Platformu, gerçekleştirdiği eylemde yürüyüşe izin vermeyen Didim Kaymakamlığına ve son süreçte çokça gündem olan çıplak aramalara tepki gösterdi.

Kent Meydanında düzenlenen eylemde platform adına basın açıklamasını DİSK Genel-İş Sendikası İşyeri Temsilcisi Aslı Oflaz Kaya okudu.

Kaya, “Yine birbirimizden güç almak için, emeğimiz, bedenimiz, bizimdir demek için, kadın dayanışmasını büyütmek için buradayız” dedi.

Geçtiğimiz günlerde Didim’de gözaltına alınan HDP’li kadınlara çıplak arama yapıldığı iddiasına ilişkin de konuşan Kaya “Tutsak edilmeyle, çıplak arama işkenceleriyle korkmuyoruz, aksine teşhir ediyoruz. Çıplak arama vücut dokunulmazlığını ihlal eden, tüm insanlar bakımından cinsel şiddete dönüşebilen bir uygulamadır ve insanlık suçudur, kişiliği ezmeye yönelik bir işkencedir. Gökçe Kurban’a yapılan işkencenin insanlık suçu olduğunu biliyoruz. Hatice Tusu’nun katledilmesinin politik olduğunu da biliyoruz, unutmuyoruz, unutturmayacağız” ifadelerini kullandı.

Kaya son olarak kadınların eşit ve özgür olduğu, sömürünün baskının ortadan kaldırıldığı bir gelecek için, tüm kadınlara mücadele çağrısında bulundu.


BALIKESİR

KADINLAR AYVALIK’TA 8 MART’I COŞKUYLA KUTLADI

Ayvalık'ta kadınlar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde krize, eşitsizliğe, şiddete, istismara, taciz ve tecavüze karşı Ayvalık Meydanı'nda buluştu.

Ayvalık 8 Mart Kadın Platformu çağrısıyla gerçekleşen 8 Mart eylemine çok sayıda kadın katıldı. Ayvalık Meydanı’nda bir araya gelen kadınlar çeşitli pankart ve dövizlerle taleplerini dile getirdi. Ayvalık 8 Mart Kadın Platformu açıklaması öncesi dans ve performans sanatçısı İlayda Evgin, Gaye Su Akyol'un “Kendimin Efendisiyim” isimli şarkısı eşliğinde dans gösterisi sergiledi.

Evgin'in performansının ardından açıklamayı platform adına Zehra Tanrıverdi ve Sevtap Oran okudu. Kadın hakları için verilen tarihsel mücadeleyi, direnişi ve başarıları coşkuyla kutlamak için meydanları doldurduklarını ifade eden Tanrıverdi "Salgın süresince eve kapatılan kadınların iş yükü daha da arttı. Yoksulluk, taciz, tecavüz, şiddet sardı dört bir yanımızı. Biz kadınlar evde, işte, sokakta, hatta mahpuslarda kendimiz ve çocuklarımız için daha da endişelendik" diye konuştu. 

Türkiye’deki kadın hakları ihlallerine değinen Sevtap Oran ise son bir yılda Türkiye’de 300 kadının erkek şiddetiyle yaşamını yitirdiğini ifade etti, "Bir kez daha buradan sesleniyoruz. Kadın cinayetleri politiktir. Mevcut yasaları uygulamak yerine, kadınların kazanılmış haklarına utanmadan göz dikiliyor, kadınların anayasası olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek isteniyor" ifadelerini kullandı.

BURHANİYE


Fotoğraf: Ekmek ve Gül

EDREMİT

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

8 MART COŞKUYLA KUTLANDI

Edremit 8 Mart Kadın Platformu çağrısıyla kadınlar Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutladı. Kaymakamlık yasağına rağmen kadınlar pankartlarıyla, sloganlarla taleplerini haykırarak alanı Cumhuriyet Meydanı‘nı doldurdular.

Altınoluk Alevi Kültür Derneği, Anadolu Kadın Hareketi, Cumhuriyet Halk Partisi, DİSK Emekli Sen, Edremit Kent Konseyi Kadın Meclisi, Edremit Çevre Platformu, Eğitim-iş, Eğitim Sen, Ekmek ve Gül, Tüm Emekli Sen, Emek Partisi, Genel İş Sendikası, Halkların Demokratik Partisi, Halkların Demokratik Kongresi, Kazdağı Koruma Derneği, Körfez Bağımsız Kadın Dayanışması, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Sol Parti, Edremitliler Dayanışma ve Kültür Derneği etkinliğe destek verdi.

Etkinlikte konuşan Fikriye Yadırgı ve Gülsüm Doğan, "Biz Kadınlar her 8 Mart'ta olduğu gibi dünyanın her yerinde yine meydanlardayız, yine alanlardayız. 8 Mart ücretli resmi tatil günü olsun demek için, eşit işe eşit ücret için, İstanbul Sözleşmesi ve 6284'ü uygula demek için, hayatımızı ve haklarımızı savunmak için, emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir demek için, şiddetsiz yaşam, güvenceli iş, örgütlü mücadele ve eşitlik için, kadınları toplumsal hayattan dışlayan Kadın Üniversitelerine hayır demek için, demokratik bir ülke, özgür bir gelecek için kadınlar meydanlarda" dedi.

Sunuculuğunu Edremit Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Birsen Temir Saraç'ın yaptığı etkinik, Platform adına hazırlanan basın açıklaması ile devam etti. Yapılan açıklamada "krizin ve salgının yükünü kabul etmiyoruz. Kadınlar olarak her şeye rağmen, yasaklamalara rağmen alanlardayız, buradayız“ dediler.

Meydanda toplanan kadınlar sık sık taleplerini ifade eden sloganlar attılar.

BATMAN


Fotoğraf: MA

VALİLİK YASAĞI BATMANLI KADINLARI DURDURAMADI

Batman’da valiliğin aldığı yasak kararı ve polisin engelleme çabaları kadınları durduramadı. Yürüyüş düzenleyen kadınlar mesajlarını taşıdıkları dövizler ve attıkları sloganlarla verdi.

HDP binası önüne ulaştıktan sonra kadınlara seslenen HDP'li Milletvekili Feleknas Uca, "8 Mart zulme karşı, faşizme karşı büyük bir direniş günüdür. Batman Valisi yürüyüşümüzü yasaklamak istedi. Fakat biz Sakine'lerin ve Rosa Luksemburg ruhuyla bütün kadınların 8 Mart'ını kutluyoruz. Bir kez daha iktidar açıklamamızı yasaklamak istedi. Kadın yaşamdır diyoruz. Direnişimizi büyüteceğiz. Sizden korkmuyoruz, diz çökmeyeceğiz. Kadınlar bu kentin sahibidir. Mücadelemizi daha da büyüteceğiz" dedi.

Uca'nın konuşmasının ardından kadınlar alkış ve zılgıtlar eşliğinde 8 Mart kutlamalarını sonlandırdı.

BURSA


Fotoğraf: Ekmek ve Gül

KADINLAR TALEPLERİ İÇİN YÜRÜDÜ

Bursa’da kadınlar Bursa Kadın Platformunun çağrısıyla bir araya gelerek bir yürüyüş gerçekleştirdi.

Fomara Meydanında toplanan kadınlar Kent Meydanı’na yürüyerek taleplerini haykırdı. Pandeminin ağır etkileri altında 8 Mart’ı karşıladıklarını söyleyen kadınlar, “Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz, hayatımız bizimdir demek için; kadın dayanışmasını büyütmek, özgürlüğümüzü kazanacağız demek ve sesimizi yükseltmek için” diyerek mücadele çağrısı yaptı.

Bursa Kadın Platformu adına açıklamayı okuyan Funda Eylem Sancarbarlaz, “Halk yığınları sefalet ve açlık anaforuna çekilirken dibe itilen ise yine biz kadınlar olduk. Sermayenin hizmetindeki uluslararası ‘sivil toplum örgütleri’ artan ev içi şiddete dair ‘gölge raporlar’ açıklamakla yetinirken, eve kapanma uygulaması tüm dünyada kadınların canları pahasına gerçekleştirildi. Yalnız bırakılan kadınlar, artan cinayetler ve şiddet yüzünden suç mahalline dönen evlere mahkûm edilmiş durumda. Salgının kontrolünün kapitalistlerin emrindeki devlet aygıtıyla yürütülemeyeceği gerçeğini en çok kadınlar yaşıyor. Bir bütün olarak işçi sınıfının kıdem tazminatı, emeklilik ve işsizlik fonu gibi tarihsel kazanımlarına saldırılar yoğunlaşırken, kadın işçilerin analık izni gibi hakları fiilen ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Emek süreci üzerindeki denetim daha ezici hale gelirken, işçiler patronların üretim hedeflerini tutturmak üzere nefes almadan çalıştırılıyor. Kadın işçiler işyerinde daha çok mobbing, taciz ve aşağılamaya maruz kalırken Kod 29’la yüz kızartıcı suç nedeniyle işten atılmalar gerçekleşiyor. Kısacası, kadınlar kapitalizmin krizi ve sözde pandemi yönetiminden sadece ‘ev köleleri’ olarak değil, aynı zamanda ‘ücretli köleler’ olarak da etkilendiğini” söyledi.

‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR DEMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ’

Kadınların çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve eşit değerde eşit işe eşit ücret talebi ile İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284 sayılı yasanın etkin uygulanması için mücadeleyi ısrarla ve inatla sürdürmeye devam edeceklerini söyleyen Sancarbarlaz, “Kovid 19 salgınının birinci yılında çalışma ve toplumsal hayatta derinleşen eşitsizliklere karşı sosyal politikalar geliştirmek yerine kadınların yaşadıklarını görmezden gelen iktidar, kadınlara güvencesiz ve sendikasız çalışma biçimlerini dayatmaya devam ediyor, şiddeti engellemek yerine kadınların haklarına dönük gaspları gündeme getiriyor. Geçtiğimiz yıl boyunca ‘İstanbul Sözleşmesi Yaşatır’ demekten vazgeçmedik, bunu her fırsatta da söylemekten vazgeçmeyeceğiz. Katledilen, kaybedilen, şiddete uğrayan kadınların tek sorumlusu ve suçlusu İstanbul Sözleşmesi’ni etkin biçimde uygulamayan bu sözleşmeden çekilmek isteyen her öldürülen kadınların sorumlusu sizlersiniz. Şiddet faili erkeklerin cezasız bırakıldığını, devlet eliyle kadınların kaybedildiğini görüyoruz ve ne İstanbul Sözleşmesinden ne de birbirimizden asla vazgeçmeyeceklerini” vurguladı.

Bursa Kadın Platformu tarafından hazırlanan basın metni eylemde Kürtçe haliyle de okundu. Eyleme HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya’da destek verdi.



ÇANAKKALE


Fotoğraf: Ekmek ve Gül

GÜVENCELİ İŞ, ŞİDDETSİZ YAŞAM VE EŞİTLİK İSTİYORUZ

Çanakkale Ekmek ve Gül Grubu Cumhuriyet Meydanı'nda 8 Mart kutlaması yaptı. Kadınlar okudukları basın açıklamasında şehirlerinde üretim yapan Dardanel işçisi kadınların yaşadıklarına dikkat çekti:

“Kadınların hayatlarını cehenneme çeviren, emeklerini görünmez kılarak el koyan patronlar, 8 Mart için yaptıkları şirket reklamlarında kadın işçilere övgüler diziyorlar. İşte onlardan birisi de yanı başımızdaki Dardanel. Pandemi döneminde ‘kapalı devre’ çalışma sistemini uygulayarak, virüs kapan işçileri evine göndermek yerine gündüz fabrikada çalıştırıp akşamları ise fabrika yanındaki yurtlarda alıkoyan Dardanel patronları değilmiş gibi, kadın işçi sayısının yüksekliğiyle övünüyor.

Bu sömürü ve güvencesizlik politikaları karşısında, fabrikalarda, belediyelerde örgütlenen grevler ve direnişlerde kadınlar yine en önde yerlerini alıyorlar. Kaynakların saray ve sermaye için değil, halk için kullanılması, işten atmaların, ücretsiz izin uygulamasının yasaklanması, güvenceli iş sağlanması, zamların geri çekilmesi ve ücretlerin arttırılması için tek seçeneğimiz birliğimizi koruyarak mücadele etmek.

Kadınları yalnızlaştırmaya, dayanışmadan yoksunlaştırmaya, can derdine düşüp mücadeleden uzak tutmaya çalışan tüm politikalara karşı kadınları örgütlenmeye ve örgütlü mücadeleyi birleştirmeye davet ediyoruz.

Kurduğu sömürü düzeniyle şiddeti, eşitsizliği üreten kapitalizme ve ataerkil, gerici değerlere,

“Tek adam, tek parti” yönetiminin cinsiyetçi politikalarına, işsizliğe, yoksulluğa, savaşa ve kazanılmış haklarımızın yok edilmesine karşı; Haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz.”


ÇORUM


Fotoğraf: Taner Şİmşek

ÖRGÜTLÜ KADIN MÜCADELESİ ÇAĞRISI

Çorum Kadın Platformunun çağrısıyla 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle yürüyüş yapan ve sonrasında Kadeş Barış Meydanı’nda basın açıklaması düzenleyen kadınlar, “Örgütlü kadın mücadelemizle, özgür bir toplumu inşa edelim” çağrısı yaptı.

Siyasi parti, sendika ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcilerinin de destek verdiği ve katılımın yoğun olduğu basın açıklaması ve yürüyüşte kadınlar sık sık “Kadın yaşam özgürlük”, “Yaşasın kadın dayanışması”, “Kadınız, anayız, barıştan yanayız” sloganları attı. Çorum Kadın Platformu adına konuşan Eğitim Sen Kadın Sekreteri Nurcan Hasırcı Doğan, “8 Mart kadınların uluslararası birlik mücadele ve dayanışma günü tüm dünyada, her coğrafyadan, her renkten, her dilden kadınların birlikte kutladığı; eşitsizliklere, ayrımcılığa ve sömürüye karşı mücadelenin simgesidir.

Erkek egemen kapitalizmin yarattığı yoksulluğu, işsizliği, ayrımcılığı, eşitsizliği, cinsiyetçiliği, gericiliği, şiddetin her türlüsünü, savaşı ve militarizmi en ağır biçimleriyle yaşıyoruz. Bugün pandemi ile birlikte mücadele nedenlerimiz çok daha katmerli hale getirilmiş durumda” dedi.

Kadınları çaresiz bırakmak isteyenlerin, kayyumlar eliyle kadın sığınma evleri ve kadın danışma merkezlerini kapattığını, yaşam güvenceleri sayılabilecek İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açıldığını kaydeden Doğan, “Ancak biz kadınlar biliyoruz ki; erkek egemen sistemin tahakkümünü iliklerine kadar yaşayanlar olarak, yaşamlarımızı ve dünyayı hep birlikte değiştirebilir, dönüştürebiliriz.

Kadınlar için daha fazla yoksulluk, şiddet, göç ve ayrımcılık anlamına gelen savaş politikaları son bulsun. Eşit ve özgür biçimde barış içinde bir arada yaşamın sağlanacağı demokratik koşulların oluşması sağlansın,

İstanbul sözleşmesi başta olmak üzere kadınlardan yana imza atılan uluslararası sözleşmeler etkin uygulansın. Örgütlü kadın mücadelemizle, özgür bir toplumu inşa edelim” şeklinde konuştu.


DENİZLİ

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

KADINLAR ASTIKLARI PANKARTLARLA TALEPLERİNİ DİLE GETİRDİ

Denizli’de Ekmek ve Gül okuru kadınlar evlerine ve işyerlerine astıkları pankartlarla 8 Mart taleplerini mahalle ve işyerlerine taşıdı.

Denizli Ekmek ve Gül Grubu kadınları astıkları, “Güvenceli iş, şiddetsiz yaşam ve eşitlik için; gücümüz birliğimiz” yazılı pankartlarla 8 Mart’ı kutladı.


DERSİM


Fotoğraf: Orhan Kurul

‘VİRÜSTEN DE ŞİDDETTEN DE ÖLMEK İSTEMİYORUZ!’

Dersim'de kadınlar, Dersim kadın platformunun çağrısıyla 'Krize, şiddete, eşitsizliğe karşı örgütlü mücadele' şiarıyla Seyit Rıza meydanında bir araya geldi. “Yaşasın Kadın Dayanışması”, “Aşağı bakmadık bakmayacağız” ve “Jin Jiyan azadi” sloganları attılar. Açıklama öncesi kentte alınan 30 günlük eylem yasağını eleştiren Nurşat Yeşil “Lebaleb kongre ve miting düzenleyenlere pandemi yasağı yok ama biz kadınlara ve emekçilere gelince pandemi bahane ediliyor” dedi

‘ÖNCE KADINLAR GÖZDEN ÇIKARILIYOR’

Platform adına açıklamayı yapan Dilek Kurban, “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü, etkilerini ağır biçimde yaşadığımız pandeminin yıl dönümünde karşılıyoruz” diyerek “Dünyanın her yerinde kadınların yaşamları, politik, ekonomik ve sosyal hakları aynı sömürü çarkının, kapitalizmin derinleştirdiği eşitsiz koşulların cenderesinde. Güvencesiz, kuralsız hale getirilen çalışma koşullarına en çok kadınlar mahkûm ediliyor. Tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan Kovid-19 salgınında patronlar ve iktidar, önce kadınları gözden çıkarıyor. Kadınlar 8 Mart’ı mücadele ve dayanışma ruhuyla kazandığı haklarının ellerinden alınmaya çalışıldığı, ekonomik krizin, yoksulluğun, şiddet ve istismarın giderek arttığı koşullarda karşılıyor" dedi.

'KADINLARIN ÜZERİNDEKİ BASKI VE SÖMÜRÜ KATMERLENDİ'

Patronların ve hükümetin pandemiyi fırsata çevirdiğini ifade eden Kurban, “Kısa çalışma, ücretli izne çıkarılma, evden çalışma ve hatta işten atmada ilk akla gelen kadın işçilerdi. İlimizde bulunan, çeşitli devlet teşvikleri ile açılan ve kadınların istihdamını artırdıklarına dair epeyce reklamı yapılan fabrikaların hemen hepsi kapandı, kadın işçilere yine evlerinin yolu göründü. Esnaf yanında çalışan kadın işçiler ise pandemi dolayısıyla yaşanan kısıtlamalardan nasibini aldılar. Pandemi ile birlikte artan işsizlik ve ekonomik krizin faturası biz emekçi halklara kesilirken holdingler, patronlar kârlarını kâr katıp büyümeye devam ettiler ediyorlar" diye konuştu.

'DOKU SORUŞTURMASI ŞEFFAF YÜRÜTÜLSÜN'

Türkiye'de her gün en az 3 kadının katledildiğini belirten Kurban, "Kadınlar en yakınlarındaki erkekler tarafından fiziksel, psikolojik, cinsel şiddete uğruyor, kaybediliyor, intihar denilerek son derece şüpheli ölümlerle yaşamları çalınıyor. Kadınların mücadelesinden korkanlar, bizleri evlere hapsetmeye çalışanlar, sadece mücadelemize, haklarımıza ve hayatlarımıza değil, bedenlerimize de saldırıyor. 

Kentimizde bilhassa genç kadınlara yönelik cinsel suçlar, tehdit ve tacizler günde güne artıyor. Genç kadınlara, üniversiteli kız kardeşlerimize zarar vermek isteyen her kim varsa bilsin ki bizler kız kardeşlerimizin yanında, faillerin tam karşısındayız. Kentimizde bir yılı aşkın süredir kendisinden haber alınamayan kız kardeşimiz Gülistan Doku’ya ne olduğunu hala bilmiyoruz. Buradan tekrar sesleniyoruz; soruşturma şeffaf ve adil şekilde yürütülsün, şüpheli kişiler gerçeği açığa çıkaracak biçimde soruşturulsun, ‘Dicle’nin kenarında kurdun kaptığı bir koyun bile benim mesuliyetimdedir’ diyenler, bu mesuliyetin gereğini yerine getirsin" çağrısında bulundu.

Platform adına kadınların taleplerini aktaran Kurban, bu talepleri şöyle sıraladı: 
-Her kadına güvenceli iş sağlansın!
-Eşit işe eşit ücret sağlansın!
-İşyerinde şiddeti, ayrımcılığı ve mobbingi önleyen düzenlemeler yapılsın!
-Kod 29 ile damgalanmaya hayır, işten çıkarmalar yasaklansın, kod 29 kaldırılsın !
-Kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi sunulan esnek-güvencesiz-kayıt dışı ve taşeron çalıştırmaya, kiralık işçilik uygulamasına son verilsin!
-İşyerinde şiddeti, ayrımcılığı ve mobbingi önleyen düzenlemeler yapılsın!
-KHK’ler iptal edilerek haksız hukuksuz yere işten çıkarılan tüm emekçiler görevlerine iade edilsin!
-Cezaevlerinde çıplak aramaya son verilsin!
-7/24 açık, ana dilde hizmet veren kreşler açılsın, kadın veya erkek olduğuna bakılmaksızın en az 50 çalışanın bulunduğu iş yerlerinde gündüz bakım evi ve kreşler açılsın!
-Gülistan Doku bulunsun! Akıbeti açığa çıkarılsın, sorumlular yargılansın!
-Kadınlar için daha fazla yoksulluk, şiddet, göç ve ayrımcılık anlamına gelen savaş politikaları son bulsun.
-İstanbul Sözleşmesi’nin iptali şiddetin önünü açmaktır: Sözleşme uygulansın!
İyi hal indirimi kaldırılsın" çağrısında bulundu.


DOKU AİLESİ ADLİYEYE YÜRÜDÜ

Açıklamanın ardından Gülistan Doku’nun ablası Aygül Doku söz alarak Gülistan Doku soruşturmasında herhangi bir sonuç alınamasına, kardeşinin bulunamamasına tepki gösterdi. Aygül Doku elinde kardeşinin fotoğrafıyla Valiliğin 8 Mart dolayısıyla yer altı çarşısı üzerindeki fotoğraf sergisine giderek “Gülistan’ın fotoğrafı neden burada yok? Fotoğrafı burada olması gerek” diyerek kardeşinin fotoğrafını etkinlik alanına bıraktı.  

429 gündür kendisinden haber alınamayan Munzur Üniversitesi öğrencisi 21 yaşındaki Gülistan Doku’nun bulunabilmesi ve dosyada şüpheli sıfatıyla yer alan eski erkek arkadaşı Z.A.’nın tutuklanması için abla Aygül anne Bedriye ve baba Halit Doku, Seyit Rıza Meydanı’ndan yaklaşık 5 kilometre uzakta bulunan Adliye binasına yürüyerek Gülistan Doku’nun resmini adliyenin giriş kapısına bıraktı. Bir süre adliye girişinde bekleyen aile, daha sonra savcı ile görüşmek için içeri alındı. 

Kardeşi Gülistan’ı bulmaktan vazgeçmeyeceğini belirten abla Aygül Doku, “Tam bir buçuk yıldır, biz Gülistan’ı arıyoruz. Gülistan, kaybolmadan önceki gün darp edildi. Sabah Zainal Abarakov'un üzerine bağırdıktan sonra sırra kadem bastı. Gülistan’ın kaybolduğu sırada Zainal Gülistan’ın arkadaşına şu mesajı attı. ‘Biz ayrılacaktık Gülistan artistlik yapmaya başladı.’ Bu mesajı atan bir adam Gülistan’a ne olduğunu bilmez mi? Zainal Abarakov 24 saat bile gözaltına alınmadı. Bugün kadınlar günü ben de bu karanfili ve Gülistan’ın fotoğrafını Tunceli savcılığına ve Türkiye’nin adaletine bırakıyorum. Siz bir buçuk yıldır, Gülistan Doku’yu korumadınız, siz faili koruyorsunuz. Karanfilleri size bırakıyorum bu da sizin utancınız olsun” dedi.

 

DİYARBAKIR


Fotoğraf: Fırat Topal

KADINLAR DEMOKRASİ VE BARIŞ İSTEDİ

Diyarbakır’da düzenlenen 8 Mart mitinginde kadın özgürlük mücadelesinin yargılanamayacağı belirtilirken, tecride karşı demokrasi ve barış istendi. 

Diyarbakır’da Dicle Amed Kadın Platformu (DAKP) öncülüğünde “Kadın kırımına karşı yaşamı, tecride karşı özgürlüğü savunuyoruz” şiarıyla 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü İstasyon Meydanında kutlandı. 

Miting alanında “Kadın cinayetleri, tacizleri ve tecavüzleri politiktir”, “Eşit ve özgür bir yaşam için hayatlarımıza sahip çıkıyoruz”, “Kadın özgürlük mücadelesi yargılanamaz”, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır”, “Kadın tutsaklar için adalet”, pankartları dikkat çekerken, kadınlar zılgıtlar eşliğinde alana geldi. Kadınlar HES kodu ile alana alındı. 

Tertip Komitesi Başkanı Songül Kapancı, özgürlük için burada olduklarını belirterek, “Emeğinize dilimize ruhumuza saldıranlara karşı kendimizi savunacağız” dedi. 

EŞİT VE BİRLİKTE YAŞAM MÜCADELESİ

DBP Eş Genel Başkanı ve Diyarbakır Milletvekili Saliha Aydeniz, “Günlerdir, aylardır yaşamadığımız baskı, zulüm kalmadı. Buna rağmen sesimizi yükseltmek için alanları doldurduk. Ne yaparlarsa yapsınlar, ne kadar zulüm ederlerse etsinler, ne kadar yok sayarlarsa saysınlar bu gün kadınlar demokrasiyi, barışı haykırıyor. Türkiye’de, dünyada kadınlar direniyor, faşizme karşı seslerini yükseltiyor, mesajlarını veriyorlar. Kadınlar yıllardır eşit ve birlikte bir yaşam için mücadele ediyor” dedi. 

Bu mücadelenin faşist ittifak tarafından yok sayıldığını belirten Aydeniz, “Biz kazanımlarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Kazanımlarımızı koruyup büyüteceğiz. Bu iktidar her gün reform söylemleriyle aslında faşizmi kurumsallaştırıyor. Kadınlardan korktukları için her gün siyasi operasyon yapıyorlar. Bunlar karanlıktan savaştan besleniyorlar. Savaş politikalarına karşı asla susmayacağız. Her alanda tecrit yaşıyoruz. Tecrit kaldırıncaya kadar taleplerimizden vazgeçmeyeceğiz. Kürt kadınları olarak Türkiye’deki kadınlar ile kazanımlarımızı koruyacağız. Yok sayılmaya, tacize, tecavüze karşı her zaman mücadele edeceğiz. Kadının mücadelesi özgür toplumun inşası olacak tecride karşı özgürlüğü savunmaya devam edeceğiz” dedi. 

DÜZCE


Fotoğraf: Evrensel

‘BUGÜN KADINLARIN VAR OLUŞ MÜCADELESİ GÜNÜ’

Düzce'de KESK'in çağrısıyla bir araya gelen kadınlar Anıtpark'ta açıklama yaptı. 

SES üyesi Nurşen Kanza'nın okuduğu basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: "Şiddete, eşitsizliğe, sömürüye, baskılara karşı; eşitlik özgürlük, emek, hak adalet, barış ve laikliklik mücadelesi için sesimizi yükseltmeye devam ediyoruz. 8 Mart dünyanın neresinde olursa olsun kadınların özgürlük mücadelesinin simgeleştiği bir gündür. Kapitalizm ve ataerkil düzenin kadın üzerindeki sosyal, ekonomik, psikolojik, cinsel şiddeti her geçen gün artmaktadır. Bu düzenin kadın ile kurduğu ucuz ekmek, kutsanmış anne, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ilişkisi sömürüyü kadın ve insan onurunu aşağılayarak daha da derinleştirmektedir. Bu nedenle 8 Mart kadının var oluş mücadelesi için çok daha anlamlı bir hale gelmektedir."

Açıklamaya Emek Partisi ve Sol Parti de destek verdi. 

AKÇAKOCA

Düzce Akçakoca'da ise Akçakoca Emek ve Demokrasi Platformu'nun çağrısıyla bir araya gelen vatandaşlar, 8 Ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitsizliği her alanda car olmaya devam ederken; kadına ve çocuklara şiddet ve cinsel istismar sistematik olarak artarken, şiddetin önlenmesindeki etkisini çok önemli bulduğumuz 6284 sayılı yasanın, İstanbul Sözleşmesi'nin ve nafakanın kaldırılmasına yönelik yasal değişikliklere gidilme taleplerinin yoğunlaşmasını endişeyle izlemekteyiz.

ESKİŞEHİR 



‘ASLA AŞAĞIYA BAKMAYACAĞIZ, YAN YANA GELİP GÖĞE BAKACAĞIZ’

Eskişehir’de eylemin adresi ESPARK oldu. Eskişehir Demokratik Kadın Platformunun (EDKP) çağrısı ile ESPARK önünde bir araya gelen kadınlar buradan Adalar MİGROS’a yürüdü. Renk renk hazırladıkları dövizleri ve attıkları sloganları ile dikkatleri üzerine çeken kadınlara, zaman zaman yürüyüş güzergahı boyunca Eskişehirliler de destek verdi. 

Kadınların toplanacağı alan polis tarafından barikatlarla kapatıldı. Eyleme gelen kadınlar tek tek aranarak alana alındı. Polis dövizleri okuyarak içeri aldı. 

Adalar MİGROS önünde EDKP adına basın metnini Mizgin Teymur okudu. 8 Mart 1857 de, Newyork ta 40 bin kadının daha iyi, eşit çalışma ve yaşam koşulları için başlattıkları grevde 129 kadın işçinin yaşamını yitirmesinin üzerinden 164 yıl geçtiğine dikkat çeken Teymur, aradan geçen 164 yıla rağmen eşitlik, daha iyi bir yaşam ve çalışma koşullarının hala kadınların en önemli talepleri arasında olduğunu vurguladı. 

Kadınların bu yıl taleplerine pandemi sebebiyle ulaşılabilir sağlık ve ulaşılabilir aşı taleplerinin eklendiğini belirten Teymur, “Zira yoksulluk sağlık hakkına ulaşmayı engellemekte, ‘yoksullun yoksulu’ kadınlar ise bu durumu daha yakıcı hissetmekte” dedi. Pandemi süreciyle beraber yine ilk önce kadınların işten çıkarıldığını kaydeden Teymur, işten çıkarılmayanların payına ise günlük 39 TL ile yaşam savaşı vermenin düştüğünü söyledi. Bu süreçte birçok kadının mobbing ve taciz mağduru olduğunu dile getiren Teymur, pandemide kadına yönelik şiddet ve istismar vakaları artış gösterdiğinin altını çizdi. 19 yıldır iktidarda olan AKP’nin artan şiddeti görmezden geldiğini söyleyen Teymur, “Diğer yandan infaz yasalarıyla tecavüzcüleri affetmekten; kadın üniversitelerini dillendirmekten ve İstanbul Sözleşmesi’ne saldırmaktan geri durmadı. Kadın düşmanı söylemleri ile hep gündemde kalan AKP’li Özlem Zengin çıplak aramaya maruz kalan kadınları ‘ahlaksız’ ilan edebildi. Gerici ve laiklik karşıtı söylemlerle şiddeti ve istismarın önünü açanlar, kadınların kendilerine yönelen şiddet karşısındaki öz savunma/meşru müdafaa haklarına saldırmayı da kendilerine görev bildi. Yıllarca işkence boyutunda şiddete maruz kalan ve yaşamak için meşru müdafaa hakkını kullanan Melek İpek tutuklanırken, erkek adalet iyi hal ve tahrik indirimleri ile erkeklerin sırtını sıvazlamaya devam etti” diye konuştu. 

‘TWEET ATAN BAKANLAR DEĞİL ACİL ÖNLEMLER İSTİYORUZ’

İktidarın kadın cinayetleri konusunda hiçbir sorumluluk almayan, kadınları şiddetten korumak için bütünlüklü, koruyucu ve önleyici politikalar geliştiremediğini vurgulayan Teymur, pandemi sürecinde ise şiddet başvurularının azaldığı gibi asılsız müjdeler verdiğini söyledi. Bu söylemlerin şiddet mağduru kadın ve çocuklara ulaşılabilecek mekanizmaların olmadığını itiraf etmekten başka bir şey olmadığını söyleyen Teymur, “Daha 2 gün önce Samsun’da, sokak ortasında, çocuğunun çığlıkları arasında canice katledilmeye yönelik ağır şiddete uğrayan kız kardeşimizin görüntülerinin ardından sosyal medyada kadınların artan tepkileri üzerine Aile Bakanı ve Adalet Bakanının da tweetler atıp görev savdıklarına şahit olduk. Defalarca şikâyet ettiği halde kız kardeşimizi koruyamayanlar artan şiddetin de sorumlusudur. Görevini yerine getirmeyen tüm kamu görevlileri de soruşturulsun. #İbrahimZarapTutuklansın. Bizler tweet atan bakanlar değil acil önlemler istiyoruz!” şeklinde konuştu. Kadınlar olarak, nitelikli ve parasız sağlık haklarımızın güvence altına alındığı, herkes için ücretsiz, yaygın aşının sağlandığı bir hayat yaşamak istediklerini belirten Teymur, ücretsiz izin, kısa çalışma ödeneği gibi uygulamaları; işten çıkarılmada kod 29 ile ahlaksızla suçlandıkları bir çalışma hayatını istemediklerini vurguladı. Teymur, “Her alanda cinsiyet eşitliğinin hayata geçirilmesi için bütünlüklü politikalar istiyoruz. İstanbul Sözleşmesi etkin bir şekilde uygulansın, kadına yönelik şiddetle ilgili acil eylem planı açıklanmasın istiyoruz. 6284 Sayılı Şiddet Yasasındaki eksikler giderilsin uygulamadaki sorunlar çözülsün istiyoruz. Haklarımız, hayatlarımız ve birbirimiz için taleplerimizin arkasındayız. Tek çözümün yan yana olmak, dayanışmak ve direnmek olduğunu biliyoruz ve bunun gereğini yapıyoruz. Asla aşağıya bakmayacağız, yan yana gelip göğe bakacağız” dedi.

HATAY

'BASKILARA RAĞMEN #AŞAĞIBAKMAYACAĞIZ'

Hatay’dan kadınlar 8 Mart dolayısıyla yaptıkları açıklamada şunları söyledi: “Kadınların yaşamlarını pembe otobüslere, evlere, kadın üniversitelerine sığdırmaya çalışanlar bilmelidir ki bizi sıkıştırmaya çalıştığınız kalıplara girmeyeceğiz ve her alanda eşitsiz sınırları aşarak bulunmaya devam edeceğiz. Biz Hataylı kadınlar tüm baskılara rağmen #AşağıBakmayacağız, kazanılmış haklarımızı korumaya ve insanca yaşam için mücadele etmeye devam edeceğiz. Her yıl olduğu gibi bu yılda tüm kadınları haklarımızı savunmaya ve mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.”


KAYSERİ

KADINLAR CUMHURİYET MEYDANINI DOLDURDU

Kayseri Kadın Platformu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde Cumhuriyet Meydanında bir araya geldi. Pandemi sürecinde kadınların derinleşen sorunlarına değinilen açıklamada artan şiddet olaylarının durdurulması için adımlar atılması talep edildi. Bir araya gelen kadınlar, bir kadının sokak ortasında çocuğunun önünde öldürülesiye dövülmesinin sorumlusunun toplum yapısının içinde aranması gerektiğini vurguladı. Kadınlar; birliktelik, dayanışma ve mücadele çağrısı ile alandan ayrıldı.


KOCAELİ


Fotoğraf: Evrensel

‘ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ KAZANACAĞIZ!

Kocaeli Kadın Platformu ve Kocaeli İstanbul Sözleşmesi İnisiyatifi'nin çağrısıyla İzmit Cumhuriyet Parkı Amfi Tiyatro'da bir araya gelen kadınlar ve LGBTi+'lar, buradan haykırdı: Özgürlüğümüzü kazanacağız!

"İstanbul Sözleşmesi yaşatır", "Kadın cinayetleri politiktir" ve "Kadınlar birlikte güçlü" sloganlarının atıldığı eylemle basın açıklamasını Eğitim Sen Kocaeli Şube Kadın Sekreteri Elif Sinem Arıkan okudu. Krizin faturasının kadınlara kesilmesini kabul etmediklerini söyleyen Arıkan, "Geçtiğimiz 8 Mart’tan bu yana yaşadığımız kovid 19 sürecinde evlere kapatılmayı, isyanımızı bir kenara bırakmayı kabul etmedik. Pandemi boyunca kadın dayanışmasıyla birbirimizin çaresi olan bizler, yine birbirimizden güç almak için; emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz, hayatımız bizimdir demek için; kadın dayanışmasını büyütmek için; ‘Özgürlüğümüzü kazanacağız’ sesini yükseltmek için buradayız. Patriyarkanın, Saray rejiminin, sömürünün ve erkek şiddetinin karşısında, hayatımızı ve haklarımızı savunmaktan vazgeçmedik. Ekonomik ve siyasal krizin faturasının biz kadınlara kesilmesini, salgında evlere kapatılmayı kabul etmedik. Sokaklara aktık, meydanları doldurduk, özgürlüğümüzü kazanacağız" dedi. 

‘EMEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ’

"Latin Amerika’dan Avrupa’ya, Güney Asya’dan Ortadoğu’ya dünyanın dört bir yanında kadınlar olarak isyanımız pandemiye rağmen devam ediyor" diyen Arıkan, "Bugün Boğaziçi’nde 'atanmış değil seçilmiş' diyerek kayyımlara karşı üniversitelerimizi savunan kadınlarız! Yıllardır kayyımların kadın kazanımlarına karşı erkek-devlet şiddeti icraatlerini yürütmesine karşı kentlerimizi savunan kadınlarız! Özgürlüğümüz için bir aradayız. Yaşamımızı, kampüsümüzü, kentlerimizi bizler yöneteceğiz" dedi. İşsizlik ve yoksulluğa karşı emeklerine sahip çıktığını belirten Arıkan, "Pandeminin derinleştirdiği ekonomik krizi üstümüze yıkmaya çalışanları; ‘üretim devam etsin’ diye fabrika karantinalarında çalışmayı, çocuk işçiliğin gizlenmesi için 20 yaş altı yasaklarından işçi gençlerin ve çocukların muafiyetini, esnek çalışmayı, evden çalışmayı, güvencesizliği biz kadınlara lütuf gibi sunanları unutmadık. Ne ‘en az 3 çocuk’u kabul ettik ne de ev işlerinin tek sorumlusu olmayı. Gebze’de Migros’un emek sömürüsü ve tacizlerine karşı ‘emeğimiz, bedenimiz, haklarımız bizimdir’ diyen kadınlarız, Haklarının gasp edilmesi karşısında direnen CPS işçisi kadınlarız! Avcılar’da SML direnişinden kadınlarız! Sinbo direnişimizle Systemair HSK direnişimizle sendikalaşma hakkımızı, savunuyoruz, Kod 29’a, ahlak safsatasıyla işten atılmalara, ücretsiz izine karşı direnen kadınlarız! İnsanca yaşayacak ücret talep ettiği için düşmanlaştırılan, grev hakkı gasp edilen belediye işçisi kadınlarız! Evden çalışma adı altında sınırsız ve ücretsiz mesaiye karşı 'hayatımız bizimdir' diyen kadınlarız, pandemide çalıştığımız evlere hapsedilen, bazımız aylarca işsiz bırakılan ev işçisi kadınlarız. Bizlere dayatılan işsizlik ve yoksulluğa karşı biz emeğimize sahip çıkıyoruz" ifadelerini kullandı. 

Geçtiğimiz yıl boyunca ‘İstanbul Sözleşmesi Yaşatır’ demekten vazgeçmediklerini belirten Arıkan, "İstanbul Sözleşmesi’ni, 6284 Sayılı Kanun’u, önleme ve koruma kararlarını uygulamayan erkek-devlete 'Suçlu sensin!' diyen kadınlarız! Şiddet faili erkeklerin cezasız bırakıldığını, devlet eliyle kadınların kaybedildiğini gören ve birbirinden asla vazgeçmeyen kadınlarız! Erkek şiddetine karşı hayatını savunduğu için tutsak edilen kadın arkadaşlarımızın sesini sesimize katıyoruz. Özgür, eşit ve şiddetsiz bir yaşam için mücadele eden, prangalarla evlere, ilçelere hapsedilen bütün kadınlar için bir aradayız, özgürlüğümüzü kazanacağız. Çünkü biz sözümüzü, örgütlenmemizi, mücadelemizi ve hayatlarımıza sahip çıkma özgürlüğümüzü de kazanacağız" dedi. 

Açıklamanın ardından kurulan serbest kürsüde HDP İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz Kaya, LGBTİ+'lar ve Kocaeli Üniversitesi Dayanışması'ndan söz alındı. 

 GEBZE

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

‘TALEPLERİMİZ NET ÇALIŞMA HAYATINDA HER TÜRLÜ AYRIMCILIK TERK EDİLMELİ’

Gebze’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde basın açıklaması düzenleyen kadınlar, taleplerinin açık ve net olduğunu belirterek her türlü ayrımcılığın terk edilmesi gerektiğini söyledi.

Gebze Kadın Platformu’nun çağrısıyla yaptığı basın açıklamasında direnişteki Migros Depo İşçisi kadınlar da konuştu. ‘Sokaklardan da depolardan da tacizleri direnen kadınlar kazıyacak’ diyen işçiler, “Esnek çalışma biçimlerine, cinsiyetçi iş bölümüne, ücret eşitsizliğine son verilmeli. Güvenceli, düzenli işler yaratılmalı” dedi. Yapılan basın açıklamasında konuşan Gülhan Albayrak, “Eşitlikçi yönetim biçimleri işlevsel kılınmadan ne kadınlar ne de toplum şiddetten kurtulacaktır. Bu nedenle ülkemizde kadını eşit ve özgür birey olarak gören yasal dönüşümler ve uygulamaların bir an önce başlatılması eşitlikçi, demokratik, laik yönetim biçimlerinin hayata geçmesi, kadın bedeni üzerinden tüm söz ve karar haklarının kadına ait olduğunun kabul edilmesi ve siyasi iktidarların kadının bedeninden elini çekmesi gerekmektedir” dedi.

‘KOD-29 ve İŞTEN ÇIKARMALAR YASAKLANMALI’

Taleplerinin açık ve net olduğunu belirten Albayrak şöyle konuştu: “Kadınlara ve LGBTİ+’lara yönelik her türlü ayrımcılığı ve şiddeti önleyen yasal düzenlemeler acilen yapılmalı. İstanbul Sözleşmesi’nin tartışılmasına son verilmeli, 6284 sayılı yasa etkin bir şekilde uygulamalı. Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılık terk edilmeli, esnek çalışma biçimlerine, cinsiyetçi iş bölümüne, ücret eşitsizliğine son verilmeli. Güvenceli, düzenli işler yaratılmalı. Bir sağlık ve sosyal hak olarak kürtaj hakkını engelleyen fiili uygulamalardan vazgeçilmeli, güvenli ve parasız kürtaj olanakları sağlanmalı. Kod-29 ve işten çıkarmalar yasaklanmalı. Kadınlara regl döneminde bir gün ücretli izin olmalı. Kadın istihdamının önünde engellerden olan çocuk, yaşlı, engelli bakımı kamusal hizmet olarak sunulmalı. Ev işlerini kadının üstünden alacak sosyal politikalar uygulanmalı. Kapatılan kamu kreşlerinin yanı sıra tam zamanlı ücretsiz nitelikli ve anadilinde kamu ve mahalle kreşleri açılmalı.” 

Çalışma koşullarının ağırlığı, mesai saatlerinin fazla olması ve mobbinge uğramaları nedeni ile sendikalaşan Migros İşçilerinin de önce ücretsiz izne çıkarılıp ardından Kod-29 ile işlerine son verildiğini hatırlatan Albayrak, “Yine CPS’de de tekstil işçilerinin çoğunluğunun talepleri karşılanmamış, çoğunluğu kadın olan işçiler greve gitmek zorunda kalmıştır” dedi.


KONYA

Fotoğraf: Konya Eğitim Sen

GÜVENDE OLMAYA İHTİYACIMIZ VAR

Konya'da da KESK ve Eğitim Sen'in çağrısıyla kadınlar 8 Mart kutlamasında bir araya geldi. “Eşitliğe, barışa, özgürlüğe yürüyoruz” pankartıyla birlikte basın açıklaması yapan kadınlar “Sesimizi duyurmaya ihtiyacımız var. Güvende olmaya ihtiyacımız var” diyerek kadınlara birlikte mücadele çağrısı yaptı.

 “Geçmişimiz ya da bugünümüz bize ne söylerse söylesin geleceği inşa etmenin elimizde olduğunu biliyoruz. Toplum bizi yani kadınları, içine çekiyor, roller kodluyor, yok saymaya yok etmeye çalışıyor. Erkek şiddeti buradan besleniyor, durmuyor. Sabrımız tükendi. Haksızlığa, ayrımcılığa, şiddete sessiz kalmıyoruz. Sen yumruklarını sıktığında artık dişlerimizi sıkmayacağız. Korkmadan sokaklarda gezmek, düşünmeden istediğimizi giymek, özgürce seçimler yapmak ve bunların sonucunda yargılanmadan, öldürülmeden yaşamak istiyoruz ve yaşayacağız.”


MALATYA


Fotoğraf: Berfin Güler

KADINLAR TALEPLERİNİ SIRALADI

Malatya Demokratik Kadın Platformu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Emeksiz Üst Kavşağı’nda basın açıklaması ve kadın portrelerinin yer aldığı tiyatral bir gösteri düzenledi. Açıklamayı Platform adına Nuray Karadağ okudu.

8Mart’ın önemine değinen Karadağ, “ 8 Mart, dünyanın neresinde olursa olsun kadınlara uygulanan sömürüye, ayrımcılığa, baskıya karşı yürütülen, kadın haklarının kazanılmasında verilen direnişin simgeleştiği bir mücadele günüdür. Eşitsizliğin, sınırsız tüketimin, sömürünün, yoksulluğun sistemleştiği patriyarkal kapitalizmin, kadın ile kurduğu ‘ucuz emek - kutsanmış annelik’ ilişkisinin neoliberal politikalarla tüm dünyada yeni kölelik koşullarını dayattığı bu dönemde, kadının varoluş mücadelesi çok daha anlamlı bir hale gelmiştir” diye konuştu.

Platform olarak taleplerini sıralayan Karadağ, ”Kadınlar ve LGBTİ+ lara yönelik her türlü ayrımcılığı ve şiddeti önleyen yasal düzenlemeler acilen yapılmalı, İstanbul Sözleşmesi’nin tartışılmasına son verilmeli, 6284 sayılı yasa etkin bir şekilde uygulanmalı, çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılık terk edilmeli, esnek çalışma biçimlerine, cinsiyetçi iş bölümüne, ücret eşitsizliğine son verilmeli güvenceli, düzenli işler yaratılmalı, yetki ve karar mekanizmalarında eşit temsiliyetin hayata geçmesi sağlanmalı, bir sağlık ve sosyal hak olarak kürtaj hakkının kullanımını engelleyen fiili uygulamalardan vazgeçilmeli, güvenli ve parasız kürtaj olanakları sağlanmalı, kadınlar regl döneminde en az iki gün ücretli izinli olmalı, 8 Mart kadınlar için ücretli izin günü sayılmalıdır” dedi.

MANİSA


Fotoğraf: Eylem Demirhan

‘EŞİT VE ÖZGÜR BİR HAYAT İSTİYORUZ’

Manisa Kadın Platformunun çağrısı ile Manolya Meydanı’nda bir araya gelen kadınlar, “Kadınlar kazanacak, emek kazanacak! Eşit ve özgür bir hayat istiyoruz” dedi. 

“Cinsel ulusal sınıfsal sömürüye son”, “Asla aşağı bakmayacağız”, “Yaşasın kadın dayanışması” sloganlarının atıldığı eylem basın açıklamasını platform adına Manisa Eğitim Sen Kadın Sekreteri Ayşe Dubaz okudu. 

Kadınların çalışma yaşamında "ucuz emek" gücü olarak kullanıldıklarını ifade eden Dubaz, kovid 19 pandemisiyle beraber kadına yönelik ekonomik, psikolojik, fiziksel, cinsel şiddetin, kadın bedeni, emeği üzerindeki sömürünün daha da belirginleştiğini belirtti. 

Kadına yönelik şiddetin de yaşamın her alanında yaygın olduğunu söyleyerek, her gün 4 kadının katledildiğini ifade eden Dubaz, "Cezasızlık, korumasızlık ve hukuksuzluk nedeniyle kadına yönelen şiddet konusundaki istatistikler, dünya genelindeki bir insan hakları felaketini ortaya koymaktadır" dedi.


MERSİN
TARSUS

Fotoğraf: Evrensel

‘HAYATIMIZA SAHİP ÇIKIYORUZ’

Tarsus Kadın Platformu çağrısıyla bir araya gelen ve basın açıklaması yapan kadınlar coşkuyla 8 Mart’ı kutladı. Eğitim Sen Tarsus Şube Başkanı Yasemin Yücel, Platform adına okuduğu açıklamada tüm kadınlara birlikte mücadele çağrısı yaptı: “Kadınların eşit ve özgür olduğu, sömürünün baskının ortadan kaldırıldığı bir gelecek için, hayatlarımıza sahip çıkmak için,savaş ve işgal politikalarına geçit vermemek için, demokrasi ve barış için, emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz bizimdir demek için, doğamıza ve yaşam alanlarımıza sahip çıkmak için, emeğimizi ve hayatı örgütlemek için, tüm kadınları, gökkuşağı gibi tüm renklerimizle bir arada olmaya, haklarımıza ve yaşamlarımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz.” 

Evde, işte, okulda, tarlada, fabrikada, atölyelerde, emeği ve hakları için mücadele eden tüm kadınların 8 Mart mücadele gününü kutlandı. 

MUĞLA


Fotoğraf: Evrensel

‘ALIŞIN BURADAYIZ, AŞAĞIYA BAKMIYORUZ!

Muğla Kadın Platformu çağrısı ile Muğla Sınırsızlık Meydanı’nda bir araya gelen kadınlar çok sesli olarak hazırladıkları 8 Mart bildirisini okudu. Kadınların bölümlere ayırarak sırayla okuduğu bildiride kadınların işsizliğe, güvencesizliğe, ataerkiye, kapitalizme karşı alanlarda olduğu ifade edildi.

“Hayvanlara, doğaya, kadına saldırılarınıza karşı buradayız. Ölüme karşı yaşamı, talana karşı doğayı savunmaya kararlıyız” diyen kadınlar, “Alışın, buradayız, gitmiyoruz! Aşağıya bakmıyoruz. Korkmuyoruz, susmuyoruz” dedi.

Okunan bildirinin devamında şu ifadeler yer aldı: “Bizler, lezbiyen, biseksüel, trans, savaş ve çatışmalarla yerlerinden edilen göçmen ve mülteci kadınlarız! Bizler yakamadığınız cadılarız. 8 Mart’ta alanlardayız. Özgürlüğümüz için yasta değil isyandayız. Evde değil sokaktayız!”

MENTEŞE

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Menteşe Kadın Platformu çağrısıyla Sınırsızlık Meydanı’nda kadınlar bir araya geldi. Menteşe Kadın Platformunun burada yaptığı açıklamada: "6284’e, İstanbul Sözleşmesine göz dikenlere, sesimizi duymazdan gelenlere, bu ülkede kadınların üçer üçer öldürülmesine göz yumanlara karşı, öz savunma hakkımızdan, yaşamlarımızdan, İstanbul sözleşmesinden vazgeçmeyeceğiz" denildi.

ORTACA


Fotoğraf: Ekmek ve Gül

ATATÜRK MEYDANI’NDA KADINLAR BİR ARADA

Muğla Ortaca’da kadınlar Eğitim sen Ortaca Temsilciliği’nin çağrısıyla Atatürk Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Eğitim Sen, CHP, EMEP, PSAKDK katıldı. Açıklamayı Eğitim Sen temsilcisi Senem Öğretmen okudu. Açıklamada kadınların maruz kaldığı şiddete ve kadın cinayetlerine, kazanılmış kadın haklarının gasp edilmek istenmesine, evde, işyerinde, tarlada, fabrikada çalışan emekçi kadınların sağlıksız ve ağır koşullarda çalıştırıldıklarına dikkat çekildi. Kadınlar “Hayatlarımızdan ve haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz", “Tecavüzcünün kıyafetine baktın mı", "İstanbul Sözleşmesini uygula", “kızını övmeyen dizini döver" dövizleri taşındı. Emek Partisi Ortaca ilçe örgütü de "Güvenceli iş, şiddetsiz yaşam ve eşitlik için örgütlü mücadele" dövizleriyle açıklamada yerini aldı.

BODRUM

Fotoğraf: Uğurcan Çakar

‘GÜCÜMÜZ BİRLİĞİMİZDEN GELİR’

Muğla Bodrum’da EMEP, CHP, HDK, HDP, SOL Parti, TİP, Eğitim Sen, Tarım Orkam Sen, Kültür Sanat Sen, BES ve Haber Sen temsilcisi kadınlar Bodrum Belediyesi önünde bir araya gelerek 8 Mart için basın açıklaması düzenledi.

Ortak okunan metinde, “Pandeminin ülkemizi ve dünyamızı kasıp kavurduğu, kadın cinayetlerinin hız kesmediği, belediyelerden üniversitelere, derneklerden kitle örgütlerine kayyumların atandığı; pandemiyi bahane eden işten çıkarmaların, Kod 29'ların, açlık ve yoksulluğun en çok kadınları etkilediği zamanlardan geçiyoruz. Tüm bu olumsuzluklara rağmen buradayız” dendi.

Güvenli iş, şiddetsiz yaşam ve eşitlik için örgütlü mücadele çağrısı yapan kadınlar, “Eşit ve özgür bir hayatı biz kadınlar kuracağız” dedi.

FETHİYE


Fotoğraf: Evrensel

KADINLAR ŞİDDETE KARŞI MÜCADELE ÇAĞRISI YAPTI

Fethiye Kadın Danışma Dayanışma Derneğinin çağrısı ile Fethiye Kültür Merkezi önünde bir araya gelen kadınlar eşitlik, adalet ve kadına yönelik şiddete karşı mücadele çağrısı yaptı. Etkinliğe kitle örgütü, dernek ve siyasi parti temsilcileri katıldı.

Kurulan kürsüde söz alan Emek Partisi Fethiye İlçe Başkanı Sibel Kekeç, güvenceli iş, şiddetsiz yaşam için örgütü mücadele çağrısı yaparak, “Mahallelerimizden, fabrikalarımızdan, işyerlerimizden başlayarak en yakınımızdaki kadınlarla yan yana gelelim. Bizi yalnızlığa mahkûm etmek isteyenler karşısında örgütlenelim, mücadeleyi büyütelim” dedi.


SAKARYA


Fotoğraf: Evrensel

‘HAKSIZLIĞA, AYRIMCILIĞA, ŞİDDETE SESSİZ KALMIYORUZ’

Sakarya'da Eğitim Sen'in çağrısıyla bir araya gelen kadınlar, AKM önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Eğitim Sen Sakarya Şubesi Kadın Sekreteri Yasemin Hacıeyüpoğlu basın açıklamasında, kadınların maruz kaldığı şiddet ve eşitsizliğe karşı taleplerini de sıraladı.

Korkmadan sokaklarda gezmek istediklerini belirten Hacıeyüpoğlu, "Toplum bizi, kadınları, içine çekiyor, roller kodluyor, yok saymaya ve yok etmeye çalışıyor. Erkek şiddeti buradan besleniyor, durmuyor. Sabrımız tükendi. Haksızlığa, ayrımcılığa, şiddete sessiz kalmıyoruz. Artık dişlerimizi sıkmayacağız. Korkmadan sokaklarda gezmek, düşünmeden istediğimizi giymek, özgürce seçimler yapmak ve bunların sonucunda yargılanmadan, öldürülmeden yaşamak istiyoruz ve yaşayacağız. Biz ne cadıyız ne kahin. Ama 21. yüzyıl dişi bir yüzyıl olacak. Ve bizim söyleyecek sözümüz değiştirecek gücümüz var" dedi. 

SAMSUN

‘SOKAKLARI TERK ETMİYORUZ’

Samsun Kadın Dayanışmasının çağrısıyla bir araya gelen kadınlar, “Söyleyecek Sözümüz, Değiştirecek Gücümüz Var! İsyandayız!” pankartı açarak, “Yaşasın Kadın Dayanışması”, “Sokakları da geceleri de terk etmiyoruz” “Yaşam kadın özgürlük” sloganları eşliğinde Eski Vergi Dairesi önünden, Çitlik Caddesi’ne yürüdü.

Samsun Kadın Dayanışmasında yer alan kadınlar basın açıklamasını birlikte okuyarak “Biz kadınlar bugün dünyanın dört bir yanında eşitsizliği, yoksulluğu, savaşları ve şiddeti üreten erkek egemen kapitalizme karşı isyanımızı meydanlara taşımak, kadın dayanışmasının sınırları aşan gücüyle buluşmak ve itirazlarımızı hep birlikte daha fazla duyurmak için yine sokaklarda isyanlardayız” dedi.

Basın açıklamasında ayrıca pandemi sürecinde kadınların yaşadıklarına dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi: “Ucuz iş gücü olarak görülen, emeği sömürülen, kamusal alanda mobbinge uğrayan, ev içi emeği görülmeyen kadınlar pandemi süreci ile birlikte işsizliği, yoksulluğu en ağır şekilde yaşayan kesimlerin başında gelmektedir. Pandemi sürecinde işten atılmaları güya yasaklayanlar, Kod 29 adı altında birçok işçi emekçi kadının cinsiyetçi uygulamalar sonucu işten çıkarılmasına neden olmuştur. Yine ev içi emeği görülmeyen kadınlar; işsizliğin, yoksulluğun bir yansıması olan erkek şiddetiyle baş başa bırakılmaktadır. Şiddeti doğuran koşulların sorumlusu olan bu iktidar biat etmeyi, makbul kadın olmayı dayatmaktadır.”

Yürüyüş ve basın açıklaması “Eşit, özgür, adil bir yaşam için, yaşanabilir bir toplum için, emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz bizimdir demek için tüm kadınları gökkuşağı gibi tüm renklerimizle bir arada olmaya, yaşamlarımıza ve haklarımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz.” ifadeleriyle sona erdi.


VAN


Fotoğraf: Ma

İSYANIMIZ ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ İÇİN

Van'daki 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü mitingi, kadınların yöresel kıyafetleriyle alana gelmesiyle başladı.

Özgür Kadın Hareketi (TJA) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisinin, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında Van'ın İpekyolu ilçesinde düzenlediği bölgesel miting başladı.

“Kadın kırımına karşı yaşamı, tecride karşı özgürlüğü savunuyoruz” şiarıyla Musa Anter Parkı'nda gerçekleşen mitingde alan mor ve beyaz balonlarla süslendi. Platforma, "İsyanımız özgürlüğümüz için!" yazılı pankart asıldı.

GENÇLER 8 MART’I KONUŞTU

8 Mart’ta Van Emek Gençliği gençlerle buluşup 8 Mart’ın tarihini, üretim ilişkilerinin toplumsal ilişkilerde yarattıklarının kadınlar üzerindeki etkilerini ve güncel problemlerini tartışıp mücadele olanaklarını konuştu. Gençler; 8 Mart 1857’de tekstil fabrikasında 129 kadının talebi neyse bugün de taleplerinin benzer talepler oluşturduğunu dile getirdi.

Üniversite öğrencilerinin de etkinlikte bulunması, gençliğin sorunlarını üniversiteler özelinde tartışma olanağı sağlarken 200’ün üzerinde üniversite olmasına rağmen sadece 16 üniversitede var olan Cinsel Tacizi Önleme Biriminin (CİTÖB) varlığına, olanların da çoğunun işlevsiz olduğuna dikkat çekildi.

Etkinliğin devamında pandemi döneminde genç kadınların yaşadıkları ve pandemi öncesinde halihazırda kadınların yaşadıkları sorunlara getirilmeyen çözümlerin bu dönemde sorunları daha da yıkıcı hale büründürdüğü konuşuldu. Kadınların pandemi dönemi olmasına rağmen alanlarda ve sosyal medyada bir araya gelip İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasının ertelenmesini sağladıkları, kadın üniversitelerinin kurulmasına engel oldukları gibi kazanımların üzerinde duruldu. Ayrıca kadın dayanışmasının büyütülmesi ve bulunulan alanların güçlendirilmesi gerektiği vurgusu yapıldı.

Etkinlik müzik dinletisi ile sonlandırıldı.


ZONGULDAK
ÇAYCUMA


Fotoğraf: Evrensel

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle Çaycuma Cumhuriyet Meydanında basın açıklaması yapıldı.

Eğitim Sen Çaycuma Temsilciliğinin çağrısıyla yapılan basın açıklamasına Eğitim Sen üyelerinin yanı sıra çok sayıda kadın katıldı.

Basın açıklamasını Eğitim Sen üyesi Nihan İlhan Akyüz okudu.

“Kadını eşit ve özgür birey olarak gören yasal dönüşümler ve uygulamaların bir an önce başlatılması, eşitlikçi, demokratik, laik, yönetim biçimlerinin hayata geçmesi, kadın bedeni üzerindeki tüm söz ve karar haklarının kadına ait olduğunun kabul edilmesi ve siyasi iktidarların kadının bedeninden elini çekmesi” gerektiğini savunan Akyüz, tüm kadınları bir arada olmaya, haklarına ve yaşamlarına birlikte sahip çıkmaya çağırdı. 

İlgili haberler
8 Mart: Hesabımızı yaptık, hesabını soracağız!

Bu 8 Mart’ta ortak taleplerimizle bulunduğumuz her yerde haklarımız ve hayatımız için buluşuyoruz.

8 Mart: Her ‘tarih’in bir tarihi vardır!

8 Mart’ı 8 Mart yapan tarihi, emekçi kadınların mücadelesinin tüm dünya kadınlarına mirasını, bu kök...

İl il 8 Mart 2021 buluşmaları

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde kadınlar ülkenin dört bir yanında, pandemiye, artan baskılara,...