25 Kasım 2025 | Ege ve Akdeniz bölgesinde kadınlar şiddete karşı sokakta
Ege ve Akdeniz bölgesinde kadınlar, şiddetsiz bir yaşam talebiyle illerde ve ilçelerde, üniversitelerde sokakları dolduracak...
AYDIN

25 Kasım kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele gününde Aydın'da Taşköprü' de toplanarak yürüyüşe geçen kadınlar, kent meydanında basın açıklaması gerçekleştirdi.

Basın açıklamasını Aydın Kadın Dayanışması Platformu adına Gülcan Fehime Yılmaz okudu. Açıklamada iktidarın kadınları sürüklediği esnek ve güvencesiz çalışma koşullarına dikkat çekildi:  Siyasal iktidarın toplumu sermayenin ihtiyaçlarına göre dizayn eden ucuz ve güvencesiz işgücünü kalıcı hale getiren politikalarının en ağır sonuçlarından biriyle Dilovası'ndaki katliamla giriyoruz. İkisi çocuk yaşta olmak üzere 6 kadının hayatını kaybettiği bu katliamda yaşamını yitirenleri Saygıyla anıyor, ailelerine ve dostlarına sabır diliyoruz. Ne Kaza ne kader ne fıtrat tüm iş cinayetlerinde olduğu gibi Dilovası'na katliamı sorumlusu emekçilerin güvenli ve güvenceli yaşama hakkını hiçe sayan düzendir. Bizler bu çürümenin sürdürülmesine razı değiliz. Bu düzenin değişmesini iş cinayetlerine neden olan güvencesiz, kayıt dışı istihdamın son bulmasını ve tüm sorumluların hesap vermesini istiyoruz.

Açıklamada LGBTİ'lerin iktidar tarafından hedefe konulmasına karşı mücadele çağrısı yapıldı: Ayrıca kamuoyuna sızdırılan 11 yargı paketi farklı cinsel yönelimleri ve kimlikleri hedef alarak nefret suçlarını körükleyeceğini göstermektedir. Bununla birlikte Diyanet eliyle hazırlanan ve cuma hutbelerinde kadınların yaşam biçimlerini giyimlerini ve haklarını hedef alan açıklamanın okutulması, kadın düşmanlığının iktidara bağlı tüm kurumlar eliyle sistematik biçimde yürütüldüğünü ortaya koymaktadır.

Ekonomik ve sosyal güvenceden yoksun bırakılmayı, yoksullaşmayı güvencesiz - kayıt dışı çalıştırılarak sömürülmeyi, dünyanın bakımı da dahil tüm bakım yüklerini karşılıksız olarak yüklenmek zorunda görülmeyi şiddet tehdidi altında yaşamayı reddediyoruz. Her alanda mücadelemizi büyüterek iş yerlerinde, sokaklarda, yaşamlarımızda, emeğimize ve özgürlüğümüze yönelen her türlü şiddete karşı sözümüzü söylemeye devam edeceğiz.

Yürüyüş ve basın açıklaması sonrası oturma eylemi gerçekleştirdi.


DENİZLİ

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününde Denizli'de kadın örgütleri Gazi İlkokulundan Çınar Meydanına yürüdü. Yürüyüşe Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, Denizli Barosu Başkanı Av. Ufuk Kök, Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak ve çok sayıda kurum temsilcisi katıldı.

Çınar Meydanında yapılan basın açıklamasını Denizli Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Merve Öğüt okudu. Kadın cinayetlerinin bir "aile meselesi" olmadığını vurgulayan Öğüt şiddeti körükleyen sömürü düzeni ile eklemlenmiş erkek egemenliğinin sonucu olduğunu söyledi.

"Sorumlusu kapitalist düzen"

İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasını eleştirerek kolluk ve yargının sorumluluklarına dikkat çeken Öğüt "Erkeği ‘her an öfkeden gözü dönebilir, idare edilmesi gereken, otokontrolsüz, erkeklik gururu hassas ve iradesiz’ ön kabulü ile yaptığı yargılamada fail lehine cinsiyetçi indirim sebepleri türeten yargının cezasızlık ve şiddete cesaret politikalarıdır! Yıllardır süregelen cinsiyet eşitliğinden uzak ısrarcı politikalar, şiddet mağduru kırılgan gruplar yerine şiddet faili hükümlülere yönelen ‘şefkat dolu’ İnfaz Yasası düzenlemeleridir! Ev içi bakım emeği görünmez kılınan, “fıtrat” söylemleriyle kutsallaştırılan, ücretsiz işgücü olarak istismar edilen; iş yerinde değil sigortası, adı bile olmayan, kaydı bile düzgün tutulmayan, ölüme terk edilen kadınların faili; sömürüye dayalı ekonomik sistem, kadın emeğini ucuz, güvencesiz ve görünmez kılan bu düzendir" ifadelerini kullandı.

Psikolojik, dijital, işyerinde mobbing gibi şiddet türlerine değinen Öğüt "Bedenimiz, emeğimiz, kimliğimiz, var oluş seçimlerimiz bize aittir; bu hakları devreden, gasp eden, yok sayan hiçbir mekanizmaya boyun eğmiyoruz. Savaşlar patriarkal kapitalizmin en örgütlü hâlidir. Bugün dünyanın dört bir yanındaki savaşlarda başta kadınlar ve çocuklar şiddet mağdurlarıdır" dedi.

"Yas tutmak için değil şiddet iklimini dağıtmak için sokaktayız"

Denizli’de 20 gün önce evlendiği erkek tarafından tüfekle öldürülen Keziban Acar’ın, Boğaziçi Üniversitesinde 18 suç kaydı olan bir erkek tarafından katledilen Hilal Özdemir’in, eğitim gördüğü Erciyes Üniversitesinde boşandığı erkek tarafından öldürülen Meliha Keskin’in, şüpheli ölümü bir yıldır aydınlatılamayan Rojin Kabaiş’in, Kocaeli Dilovası’nda parfüm deposunda iş cinayetine kurban giden Esma Dikan, Hanım Gülek, Şengül Yılmaz, Nisa Taşdemir, Tuğba Taşdemir, Cansu Esatoğlu’nun, İkbal Uzuner’in, Ayşenur Halil’in ölümlerini hatırlatan Öğüt şöyle devam etti; "Erkek egemen kapitalizmin öldürdüğü bütün kadınların isimleri hafızamızda; öfkemiz bugünkü gibi diri. Biz artık yas tutmak için değil, kadınları öldüren şiddet iklimini dağıtmak için sokaktayız! Öfkemiz haklı, meşru ve örgütlüdür. Eşit, güvende, şiddetsiz yaşam hakkını türlü şekillerle gasp ettiğiniz; evlerde, üniversitelerde, yurtlarda, iş yerlerinde, sokaklarda koruyamadığınız, yaşam koşullarını sefalete çevirdiğiniz kadınların vermeyeceğinizi sandığınız hesaplarını tek tek soracağız! Gerçek eşitlik sağlanana kadar susmayacağız. İstanbul Sözleşmesini, 6284’ü uygulatacağız!"


EDREMİT

Edremit'te kadınlar "MESEM sömürüsüne, savaşa ve şiddete geçit yok" diyerek bir araya geldi.

Edremit Kadın Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde alanlardaydı. 2025 yılı bilançosunun ağır olduğunu belirten kadınlar, kadın cinayetlerinin, yoksulluğun ve çocuk işçi ölümlerinin politik tercihlerden kaynaklandığını vurguladı.

Açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesindeki MESEM uygulamalarına sert tepki gösterildi. Çocukların "staj" adı altında sermayenin kâr hırsına kurban edildiği belirtilen açıklamada, "Bu ölümler kaza değil, devlet eliyle yürütülen çocuk emeği sömürüsünün sonucudur. Ceyda gibi sisteme kurban edilen çocuklar, sermayenin sınırsız kâr iştahı uğruna can veriyor" denildi.

Edremit Kadın Platformu, yerel yönetimi de göreve çağırdı. Aylar önce Kadın Danışma Merkezi ve sığınma evi talebiyle topladıkları imzaları belediyeye teslim ettiklerini hatırlatan kadınlar, "Bugüne kadar yanıt alamadık. Kadınların yaşam hakkı için kaç imza gerekiyor? Kaç kadın daha öldürülmeli?" diyerek tepkilerini dile getirdi.

Rojin Kabaiş ve Gülistan Doku’nun isimlerinin anıldığı eylemde; cezasızlık politikaları, laiklik karşıtı uygulamalar ve savaş politikalarının kadınları hedef aldığı belirtildi. Kadınlar açıklamayı, "Eşitlik, özgürlük ve yaşam hakkı mücadelemizden vazgeçmiyoruz. Bir kişi daha eksilmeyeceğiz" sözleriyle noktaladı.


SÖKE

Söke Emek ve Demokrasi Güçleri, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Hükümet Meydanı’nda kitlesel bir eylem gerçekleştirdi. Eğitim Sen, Eğitim-İş, Tüm Emekliler Sendikası, Kadın Dayanışma Derneği, ADD, DİSK Tekstil, EMEP, CHP ve DEM Parti’nin oluşturduğu bileşenler, serbest kürsü konuşmalarının ardından yürüyüş düzenledi.

Yürüyüşe geçen kadınlar, sık sık "Jin Jiyan Azadî", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz", "Yaşasın kadın dayanışması" sloganları attı. Eylem, meydanda çekilen halaylarla son buldu.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül


GÖMEÇ

Gömeç Kadın Bileşenleri, saat 15.00'te Sadettin Baycan Parkı'ndan Cumhuriyet Meydanı'na kadar sloganlar, düdükler, erbaneler ve zılgıtlar eşliğinde yürüdü. Kadınlar, "Öldürülen kadınlar isyanımızdır", "AKP elini bedenimden çek" ve "Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz" sloganlarıyla yürüdü. Meydanda yapılan açıklamada; kadına ve çocuğa yönelik şiddete, doğa katliamlarına ve hukukta kadınlar aleyhine yapılmak istenen değişikliklere karşı tepki gösterildi. Barkovizyondan günün anlamıyla ilgili videoların gösterildiği etkinlik, bir arada mücadele eden kadınların halaylarıyla son buldu.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül/Ayşe Yılmaz


İZMİR
Dokuz Eylül Üniversitesinden genç kadınlar: Saldırılara karşı örgütlü mücadelemiz var

Fotoğraf: Bahar Emreoğlu/Ekmek ve Gül

İzmir’de Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencileri 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde basın açıklaması ve yürüyüş düzenledi. Öğrenciler DEÜ Merkez Yemekhane önünde “Şiddetsiz, sömürüsüz, savaşsız bir dünya için kadınlar mücadeleye” yazılı pankart arkasında bir araya geldi. 
Mirabel kardeşlerin diktatörlüğe karşı yürüttüğü mücadelenin mirasını bugün de sürdürdüklerini belirten açıklamada, “Bugün bu sorumlulukla buradayız. Bu ülkede kadınların yaşamını tehdit eden şey, AKP iktidarının şiddeti açıkça teşvik eden cezasızlık politikaları, kadınları ekonomik bağımlılığa ve güvencesizliğe mahkûm eden siyasal iktidar anlayışının her gün yeniden ürettiği düzendir” dendi. 

‘İktidar kadınları korumuyor’

AKP iktidarının kadınları korumadığı vurgulanan açıklamada, “İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, nafaka hakkına yönelik saldırılar, boşanma süreçlerinin zorlaştırılması, failler için verilen ceza indirimleri, soruşturmaların sistematik biçimde geciktirilmesi ve Aile 10 Yılı gibi projelerle kadınların toplumsal konumunu aile üzerinden yeniden tanımlama girişimi; bu hamlelerin hepsi aynı siyasetin parçasıdır. Bu politikalarla kadınların kamusal alandan dışlanması hedeflenmekte, ekonomik bağımlılıkları artmakta ve yaşamlarını tehdit eden saldırılar katlanarak sürmektedir” ifadelerini kullandı. 

Bu sürecin en somut örnekleri olarak şunlar sıralandı: “AKP iktidarı döneminde işlenen yüzlerce kadın cinayeti gibi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş’in ölümü gösterdi. Rojin kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunmuş ve ölümüne intihar süsü verilmişti. Bir yıl sonrasında ise kadınların ısrarlı mücadelesiyle bedeninde iki farklı erkek DNA'sının bulunduğu gerçeği ortaya çıktı. Benzer biçimde, Erciyes Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi’nde kampüs içerisinde iki kadın cinayetine şahit olduk. Bu olaylar münferit olaylar gibi gösterildi. Bu örnekler, dün de bugün de kadınların korunmasını siyasal öncelik haline getirmeyen bir iktidarın beslediği şiddetin bir sonucudur.”

Fotoğraf: Bahar Emreoğlu/Ekmek ve Gül

‘Mücadele bireysel değil toplumsal bir zorunluluk’

25 Kasım’ın kadınlar için önemli bir gün olduğunu ifade eden açıklada, “Mirabel kardeşler bize, baskı düzenlerinin ancak örgütlü mücadeleyle aşılabileceğini, halkın eşitlik ve özgürlük taleplerinin iktidarlar tarafından kendiliğinden karşılanmayacağını öğretmiştir. Bugün Türkiye’de yaşananlar, kadınların güvenli bir yaşam sürmesinin, birleşik ve örgütlü bir mücadele örmeden mümkün olmadığını göstermektedir” dendi. 

Kadınlar taleplerini örgütlü bir şekilde yükselttiğinde bir dönüşümün olabileceği vurgulanırken “Kadınların yaşamı siyasal iktidarın politikalarıyla tehdit ediliyorsa, mücadele yalnızca bireysel değil, toplumsal bir zorunluluktur. Kadına yönelik şiddeti, sömürüyü ve güvencesizliği üreten bu düzene karşı; Türkiye gençliğini eşitlik ve özgürlük mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz” dendi.
Basın açıklamasının ardından öğrenciler “Kadın yaşam özgürlük”, “Güvenli kampüs, güvenli yaşam”, “Kadın cinayetleri politiktir” sloganlarıyla Merkez Yemekhane önünden Yabancı Diller Yüksekokulu önüne yürüdü.

BURHANİYE

Balıkesir'in Burhaniye ilçesinde kadınlar Kütüphane önünde buluşarak Cumhuriyet Meydanı'na yürüdü. Cumhuriyet Meydanı'nda basın açıklaması yapan kadınlar, hak ve özgürlükleri için mücadelede ısrarcı olacaklarını söyledi. Açıklamayı, Dilek Avcı ve Pervin Çağlayan okudu. 

Açıklamada, kadınların şiddete korunması için temel taleplerinden biri olan sığınmaevlerine vurgu yapıldı, "Ne yazık ki Balıkesir'de sığınmaevi sayıları çok az. İl ve ilçelerde sadece bir sığınak ve üç Kadın Danışma merkezi bulunuyor" denildi. Dilovası'nda yaşanan iş cinayetini hatırlatan kadınlar, "Parfüm fabrikasında çalışan kadınlar ekonomik bağımsızlıklarını kazanabilmek istiyorlardı. Bunun için günde 10 saat ve sigortasız çalışmaya bile razı oldular. Ucuz işgücü olarak kadınların, kız çocuklarının çalıştırıldığı fabrikada can güvenliği bulunmadığından, kamu kurumları müfettiş gönderip denetim de yapmadığından patlama yaşandı iki kız çocuğu ve dört kadın işçi yaşamını yitirdi. Esma, Hanım, Şengül, Nisa, Tuğba, Cansu resmi rakamlarda yer almayan kadın işçiler arasındaydı. Görünmez kılınan kadın işgücünün içindeydiler. Türkiye'de ev dışında çalışan her 10 kadından 3'ü kayıt dışı istihdam ediliyor. Tarım işçisi kadınlara, ev işçisi kadınlara, esnek çalışanlara sosyal koruma sağlanmıyor" dedi.

İktidarın kadın düşmanı tutumunun karşısında durabilmenin yegane yolu olarak kadın dayanışmasını ve örgütlülüğü işaret eden kadınlar, "Yaşadığımız coğrafyada ekolojik yıkımlara karşı çıkan kadınların mücadele deneyimleri bize çok şey söylüyor. Kadınlar, doğaya, zeytinliklere, tarım alanlarına, suya sahip çıkarken, iktidarın her geçen gün biraz daha daralttığı yaşam alanlarını da savunuyorlar. Haklarımızdan, şiddetten uzak yaşama talebimizden, özgürlüklerimizden vazgeçmiyoruz" dedi.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

MUĞLA

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde kadınlar, Muğla Büyükşehir Belediyesinin çağrısıyla saat 13.00'de eş zamanlı olarak Muğla il ve ilçelerinde “yalnız değilsin” temasıyla alanlara çıktılar.

Fotoğraflar: Evrensel


Editörden