Yadigar Sokak’ın atölyelerinde anneler, kaldırımlarında çocuklar…
İstanbul’da Zafer Mahallesi’nin arka sokakları bina altlarına sıralanmış atölyelerle, bu atölyeler de parça başına çalışan mahalleli kadınlarla dolu. Atölye önleri de çocuklarla…

Gündüz saatlerinde Şirinevler otobüs durağından 98B ya da 31 numaralı otobüslere binip Yıldırım Beyazıt Caddesi durağında inerseniz durağın hemen alt kısmında bulunan sokakların her birinde atölyelerin önünde oyun oynayan çocuklar çarpar gözünüze. Öyle bir iki çocuk da değil, onlarca… O sokaklardan biri de Yadigar Sokak. Bu sokakta yaşayan kadınlar için hem evlerinin hem de çalıştıkları atölyenin sokağı. Hem de “açık hava kreşi.” Açık hava kreşi dediğimize bakmayın, lafın gelişi o. Anneleri çalışırken, arada sırada makineden başını kaldırıp görebilsin, çay sigara molasında çıkıp kontrol edebilsin, çocuğun bir ihtiyacı olursa atölyeye girip söyleyebilsin diye işe giderlerken çocukları da atölyenin olduğu bu sokakta eğliyorlar.

ANNELER İŞE, BEBEKLER AKRABALARA, ÇOCUKLAR SOKAĞA…

Yadigar Sokak’ın güvenilir, sessiz sakin bir sokak olmadığından dem vuruyor atölyedeki kadınlar. Her gece farklı bir olay yaşanıyor, kimi zaman bir kadın eşinden şiddet görüyor, kimi zaman ise uyuşturucu satıcılarının sokakta kol gezdiğinden bahsediyorlar. Atölye yakınlarında güvenli bir park da yok. Bu yüzden atölyede çalışan kadınların çocukları eğer yaşları evde bakım gerektirecek kadar küçükse Esenyurt ya da Bağcılar gibi semtlerde yaşayan akrabalarının yanına gönderiliyor. Böylelikle parça başı iş yapan anneleri bir ya da iki hafta atölyede çalışıp para kazanıyorlar. Kadınların evde bakıcı tutacak ya da çocukları ücretli kreşlere gönderecek durumları yok.

‘ARABA GELİYOR, KENARA…’

İlkokul ya da ortaokul çağlarındaki çocuklar atölye önünde futbol, yakar top oynuyorlar. Bu oyunlarda devre arası yok, mola da yok. Çünkü arabaların ha bire sokağa girmesi yüzünden oyunlar sürekli bölünüyor. Her iki-üç dakikada bir aynı ses yükseliyor çocuklardan; “Araba geliyor! Kenara…” Çocuklar annelerinin uzaktaki parka göndermemesinden şikayetçi. Atölyedeki kadınlarsa “Şimdi okullar da kapalı çocuklar evde sıkılıyor, dışarı çıkmak istiyor. Çocuklar gözümüzün önünde olsun istiyoruz. Komşular da şikayetçi, arabalarına top geliyor diye geçen gün polise şikâyet ettiler. Ne yapalım, nerede oynatalım çocukları?”

HİÇBİR ŞEYSİZ MAHALLE!

Mahallede çocuklar için “sokak”tan başka hiçbir şey yok; tipik bir yoksul mahallenin kültür-sanat aktivitelerinden, spor alanından, kurstan uzak çıplak hali Zafer Mahallesi. Sokak sakinlerinden Emine veryansın ediyor bu duruma, “Aslında çocuklarımız mesela bir ücretsiz tiyatro kursuna gitse, hazırladıkları oyunu mahalle sakinlerine cüzi bir ücret karşılığında gösterse, hem çeşitli masraflar karşılanabilir hem de hep beraber bir şey yapmış olurlar. Muhtara söylesek o hiçbir şey yapmaz, bir sonraki seçimlerde adaylığımı koyacağım” diyor gülerek.
“Hiç değilse okul vardı eskiden…” Bu cümle, okulların yoksul çocuklar için sadece eğitim değil, güvensiz sokaklardan korunmak, sosyalleşmek, eğitimli bir gözün üstlerinde olması anlamına da geldiğini apaçık gösteriyor. Şimdi pandemi dolayısıyla uzaktan eğitim var. Var da memleketin pek çok yoksul mahallesindeki gibi Yadigar Sokak’ta da yok aslında. Bu sokakta oturan ailelerin çocuklarının büyük çoğunluğu EBA’ya ekipman ve internet yetersizliklerinden dolayı giremiyor. Derslere giremeyen çocuklar hem eğitimden uzak kalıyor, hem de evde sıkıldıkları için dışarıda oynamak istiyorlar. Sokak sakinlerinden biri şöyle diyor, “Eğer on bin lira borcum olmasaydı bilgisayar alacaktım. Ama alamıyorum, her ay bin liram borçlara gidiyor. Parça başı çalışıyorum, ne kadar kazanıyorum ki zaten…” Ekipman ve internet eksikliği yaşayan aileler okula bu durumu bildirdiklerini ancak herhangi bir dönüş almadıklarını anlatıyorlar. Yani, çocuklar için bütün yollar sokağa çıkmış...

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Güzeltepeli kadınlar mahallede kreş istiyor

Eyüp Güzeltepe’de yaşayan kadınlar, mahallede hiç kreş olmamasından şikayetçi. Kadınlar çocuklarını...

Kreş hakkı ve Anayasa değişikliği

Patronların kreş açma zorunluluğu kağıt üstünde. Gözümüzün arkada kalmayacağı kreşler ateş pahası.

İş mi çocuk mu ikilemine çözüm: Ücretsiz, nitelik...

Biz, ‘İş mi çocuk mu’ ikileminden kurtulup işe gitmek, çocuklarımızı da ücretsiz, nitelikli, güvenli...