Van’dan bir ses yükseliyor: Susmak yok!
Van’dan 4 kadın sesleniyor bize. Bu 4 kadın memleketin halini de kadınların direncini de ortaya seriyor.
Van’da yaşayan 4 kadını buluşturan bu sayfa, memleketin halini de kadınların direncini de ortaya seriyor. Yaşadığımız şiddet ve baskı bizi kendi kaderimizi kendimiz yazmaktan alıkoyamayacak!
ÜNİVERSİTEDE TACİZE UĞRADIM, SUSMADIM!
Merhaba, ben Belçim.
22 yaşında, üniversite öğrencisiyim. Üniversitemde tacize uğradım. Geçen sene sistemsel bir hata yüzünden bursum kesilmişti, bunun düzeltilmesi için gerekli yerleri aradım, bir sürü telefon görüşmesi yaptım. Evrakları çıkartmak için üniversitemizin öğrenci işlerine gittim, rektörlük onaylı bir belge için orada çalışan orta yaşlı meymenetsiz erkek bir memurla görüştüm. Oldukça ilgili davrandı, sanki benim değil de onun bursu kesilmişti. Fazladan belgeler verdi, ben demeden o kurumlarla iletişime geçti. Bir belgenin geç çıkacağını, bir iki saat sonra gelmemi söyledi. Ben de kendi fakülteme döndüm. Dersim bittiği zaman öğrenci işlerine gidecektim ki bilmediğim bir numara beni aradı, öğrenci işlerindeki o adammış. Daha telefon numaramı nereden bulduğunu düşünemeden,“Fakültenizin önündeyim, size evraklarınızı getirdim” deyip kapattı. Kızmıştım, korkmuştum da. Yanıma sınıftan bir erkek arkadaşımı alıp kapıya çıktım, evrakları alıp hiçbir şey demeden ayrıldık. Akşam aynı kişiden mesajlar aldım. Benimle görüşmek istiyordu. Yemek yemeğe, kahve içmeye çağırıyordu ve istersem başka bir sürü şey yapabileceğimizden bahsediyordu. Bir memur, bir okul çalışanı öğrencilerinden birine sarkıntı oluyordu. Beni taciz ediyordu. Ertesi gün konuyu arkadaşlarımla paylaştım, herkes bana üstelememi, kurcalarsam bunun daha kötü olacağını söyledi. Halbuki bir kadının en çok bağırması gereken yerde neden susması istenir ki? Aslında susulduğunda hep daha kötüsü olur. Ben de çok korkmuştum ama yine de susmadım. Bana attığı mesajları çıkartıp bölüm hocamızla koştum, beni dinledi, başka yerleri aradı. O adam gelip benden defalarca özür diledi. Hakkında işlem başlatılıp idari soruşturma açıldı. Çok daha fazlası olsun isterdim.
Aslında bu tacizleri o kadar normalleştirmişiz ki, haklı olduğumuzda bile bizden susmamızı istiyorlar. Zaten her şey “Ben sadece tanışmak istemiştim” demekle başlamıyor mu? Ben istemiyorum yahu! İstemediğimiz hiçbir şeyi yapmak zorunda değiliz ve en çok da istemediğimiz zaman sesimizi çıkartmalıyız. İnatla susmayın…
Belçim Parlak- Van
ACİLDE BİR “EVLİ ÇOCUK”!
“Bizi rezil etme!” Ağabeyi hastaneye geldiğinde kardeşine bir “Geçmiş olsun” bile demeden önce söylediği ilk sözdü bu. Kime rezil olacaktı? Niye rezil olacaktı? Çocuk yaşta evlendirilmiş ve evlendiği kişinin ailesi tarafından şiddet görüp hastaneye başvurmuş bu çocuk mu rezil olacaktı? Hastama elimden geldiğince yardım etmeye çalışırken, acil koşullarında belki de riskli sayılabilecek bir biçimde hasta yakınlarını hastanın yanına almamıştım. Onun için bir şeyler yapabileceğime gerçekten inanıyordum. Ya da ailesinin kızlarına destek olup karşı taraftan şikayetçi olabileceğine inanıyordum. Ama gördüm ki “Kocasıydı yapardı, kayınvalidesiydi yapardı, bir kereden bir şey olmazdı; yeter ki rezil olmasınlardı!” Evet, nihayetinde şikâyetçi olmadılar, zira bir kadının yaşamı-bir insanın yaşamı-kocasının, ailesinin toplum içindeki müthiş önemli yerlerinden daha mühim olamazdı(!) Bu çocuk acilde yaşadığım vakalardan yalnızca biri. Bir şeyler yapmalı ve bunu hep beraber yapmalı. Gizli tutmadan, suçluları serbestçe haykırarak, rezil olacak birileri varsa bunun mağdur değil suçlu kişi olduğunu bilerek… Susmadan ve sabırla…Merve / Van’dan bir sağlık çalışanı
BEN KENDİ KADERİMİ YAŞAYACAĞIM!
Halk arasında “Kızlar annelerinin kaderini yaşar” derler. Bu cümleyi her duyduğumda bir tuhaf hissederim. Gerçekten annemin bahtı bana çeyiz midir? Bunu bilemem ama ben kendi kaderimi yaşamak isterim. Size neden güçlü bir kadın olmak istediğimi bir hikayeyle anlatmak istiyorum. Bir zamanlar çok varlıklı bir ailenin 8 erkek çocuğu varmış. (Ailenin içi buram buram erkeklik kokuyor.) Bu çocuklardan ikincisinin evlenme çağı geldiğinde amca kızıyla evlendirmişler (Tabii sosyal statünün değişmesi ve gücün katlanması için evlilik şart!) 4 çocukları olmuş. Köy köy gezip koyun ticareti yapan bu adam, bir gün gittiği bir köyde bir kadını başlık parası ve birkaç koyuna satın almış. Bu kadın bir kış günü hiç istemediği ve kendisinden 14 yaş büyük bir adamla gelinlik bile giymeden taşradan büyük şehre kuma getirilmiş. (Ortada tek mutlu erkektir, çünkü bu ataerkil toplumda o artık daha haşmetli görülür.) Bu adam ilk eşinden 8, ikinci eşinden 5, toplamda 13 çocuğuyla kendi kurduğu adaletsiz adalet sisteminde yaşamış, yaşatmış.
Ben bu hikayedeki kumanın ortanca çocuğuyum. Bir kadın olarak annemin kaderini yaşamak istemem ama birçok kadına bu yaşatılıyor hâlâ. Eğer benim kaderim buysa ben o kaderi değiştireceğim. Alınıp satılan bir meta değiliz. Üremede bir araç değiliz. İkinci sınıf bir varlık hiç değiliz.
Yektin Tatar / Van
NE KORKTUNUZ BE KADINLARDAN!
Ben de size Van’da yapamadığımız 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü etkinliğimizden bahsedeyim. Her ilde Ekmek ve Gül okurlarının yaptığı gibi kadınlarla bir araya geleceğimiz, sorunlarımızdan ve haklarımızdan bahsedip, “Ne yapabiliriz?” sorusuna cevap arayacağımız bir 25 Kasım etkinliği yapmak istemiştik. Alt tarafı bir sinevizyon izleyip, söyleşecektik. Üstelik etkinliğe gelen kadınlar için küçük hediyeler bile hazırlamıştık. Boyutları 5-6 cm arasında değişen cam flakonlara deniz kumu koyup, flakonların ağzını kırmızı kumaş parçalarıyla kapattık ve ardından her flakonun üstüne öldürülen bir kadının adını iliştirdik. Ama bizim bu minik hediyelerimiz ve sohbetimiz tehlike oluşturmuş olacak ki etkinlik mekânına bizden önce sivil polisler yerleşmişti! Önce mekân sahibini daha sonra bizi tehditkâr bir üslupla ayaküstü sorguya çektiler. Yetmedi, mekânın bulunduğu sokakta dakikalar geçtikçe polis sayısı artırıldı. Velhasıl gözlerindeki kadın düşmanı bakışlarla etkinliğimize engel olmuş oldular ama sadece o günlüğüne…Sağlık emekçisi bir kadın / Van
İlgili haberler
Menopozu yaşayan bilir, bir de gereken desteği ala...
Menopoz belirtileri başladığında tüm kadınlar eğitim, danışmanlık ve destek almalılar. Bunların üstü...
‘İnsanın yeşil parka alası geliyor’
Şimdilik dört işim, günlük giderlerim ve 10 bin TL borcum var. Kendimi bir parodi dizisinde hissediy...
Bakırköy Belediyesi işçileri ücrette eşitlik istiy...
Kimse çalışma koşullarından memnun değil. Daha iyisini vadeden bir belediye de yok, belediyeye karşı...
Önceki haber
Sıradaki haber
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.