Sözde eğitim gerçekte kölelik: MESEM
Bir defasında mutfağı temizlerken fazla kimyasal soluduğum için zehirlendim. İş kazası sebebiyle bile hastaneye gittiğimde sağlık sigortam sistemde gözükmüyordu.

Ben 18 yaşındayım. 3 yıldır MESEM'de pastacılık öğrencisiyim, çeşitli restoran ve işletmelerde çalıştım. Bu yazıda size MESEM tecrübemi anlatmak istiyorum. Meslek lisesinden MESEM’e geçme sebebim ailemden harçlık almakta güçlük çekmemdi. Verilen harçlığın bile lafı ediliyordu. İhtiyaçlarımı karşılayamıyordum. Bir yandan da ileride bir işim olsun, elimde belge olsun diye MESEM’e geçtim. Ancak geçerken bu program hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyordum.

SÖZLEŞMENİN BİR KARŞILIĞI YOK

İşe girerken verilen sözleşme kağıdında okul günü olarak çarşamba; hafta sonu tatil, resmi tatillerde çalışma zorunluluğu olmadığı, haftada 4 gün, günde 8 saat mesai olduğu yazıyordu. Resmi tatillerde işe gidersek asgari ücret üzerinden fazla mesai alacağımız yazıyordu. Ancak çalıştığım ilk iki işletmede hem staj günlerinde fazla çalışıyor hem de resmi tatillerde de ücretsiz çalışıyordum. Okula gidip normal günlerde fazla mesai yaptığımızı, resmi tatillerde ücretsiz çalıştırıldığımızı söylediğimizde "İşletme ile aranızı bozmayın, ne derlerse yapın" diye bir cevap aldık. Bu sözleşmenin bir karşılığı olduğunu düşünmüyorum.

SÖZDE SAĞLIK SİGORTASI

Sözde MESEM'li gençlere sağlık sigortası yapılıyor ama kaç defa hastaneye gittim, sigortam çıkmadı. Bir defasında mutfağı temizlerken fazla kimyasal soluduğum için zehirlendim. İş kazası sebebiyle bile hastaneye gittiğimde sağlık sigortam sistemde gözükmüyordu. İşletmelerde benim gibi MESEM’li arkadaşlarım kaç defa iş kazası geçirdi. Örneğin bulaşıkhanede ayağı logar kapağına giren bir arkadaşım var. Ayağı kırıldı ancak hastanede iş yeri sahibi kendi başları yanmasın diye arkadaşıma yalan söyletti, “Yolda yürürken düştüm” diye. Birçok işletmede bu tarz uygulamalarla iş kazalarının sorumluluğunu üstlenmiyorlar. Denetim asla yok. Bir yıl çalıştığım yer sadece bir defa denetlendi. Onda da iş yerinin önceden haberi vardı. İş yeri de denetimden önce bize her yeri temizletti. Her gün temizlik yapılsa buna gerek kalmazdı. Daha sık denetim olması ve denetim yapılacağı zaman iş yerinin haberi olmaması gerekiyor.

ZORUNLU MESAİLERİN KARŞILIĞI 5 BİN 100 LİRA

MESEM’li gençler olarak haftada bir gün okula gidiyoruz, çoğu kişi para kazanmak zorunda olduğu için hafta sonları da işe gidip ek mesai ücreti alıyor. Bunlardan biri de bendim bir zamanlar. Yılbaşında sabah 6.30’da gidip gece 10’da işten çıktığımızı biliyorum. “Servis ayarlarız, iş yerinden biri bırakır” deyip bizi mesaiye zorluyorlardı.

Çalıştığım ikinci işletmede 2-3 ay çalıştıktan sonra usta işi bıraktı. Dükkan sahipleri de “Sen mutfakta işi öğrendin” deyip yeni usta almadılar. Bari stajyer alın yardımcı olması için desem de kimseyi almadılar. “Biz sana yardım ederiz” dediler ama etmediler. Mutfağı temizlememe vakit kalsın diye mesai bitimine 30 dakika kala siparişleri kapatmalarını istedim defalarca. İnatla kapatmıyorlardı ve ben sürekli fazla mesai yapmak zorunda kalıyordum. Otobüsüm de saat başı geçtiği için kaçırıyordum, eve gidiş yolum bir saat uzuyordu. Bazen sabah 10’da gidip akşam 21.30 gibi çıkıyordum bazen de “Sabah işimiz” var deyip erken çağırıyorlardı. Otobüs saatlerim de uygun olmuyordu, ıssız ara sokaklardan evime yürüyerek dönmek zorunda kalıyordum. Bazen de taksi ile gidip gelip taksi parası veriyordum. Rutin 11-12 saat çalışıyordum. Böyle geçen aylarda -son ay hariç- stajyer parası olarak 5 bin 100 lira veriyorlardı sadece. Son ayda da asgari ücret aldım.

AYRIMCILIK İŞ YERİNDE DE SÜRÜYOR

İlk çalıştığım iş yerinde sürekli saygısızlıklar oluyordu. İzin almam gerektiğinde tüm ustalardan ayrı ayrı izin almam gerekiyordu. “Sen kızsın” diyerek iş yerinde beni hor görüyorlar. Dahil olmak istediğimiz bir iş olduğunda “Siz kızsınız bir şey bilmiyorsunuz” diyerek dahil etmiyorlar. “Sizin lafın dinlenmez” diyorlar. Toplumda kadınlara nasıl bakılıyor ise iş yerinde de aynısı ile karşılaşıyoruz. Ayak işlerine veriliyoruz. Nerede ayak işi varsa siz çıraksınız diyerek o işe yolluyorlar. İş öğrenmek için MESEM’e geçtik ama iş öğrenemiyoruz. Mesela, benim en büyük kaygım bu. Ben mezun olduğumda pasta ustası belgesi alacağım. İş başvurusu yaptığımda bana “Ne yapmayı biliyorsun” diye soracaklar ama ben hiçbir şey bilmiyor olacağım.

HAREMLİK SELAMLIK LİSE

Okulda doğru düzgün ders yok. Hocalar gelip bazen yoklama alıyor. Gitmek istediğimizde erken yolluyorlar. "Kimseye gözükmeden git" diyorlar. Bizim okulumuz kız meslek lisesi ancak MESEM’de erkek öğrenciler de olduğu için MESEM programını teneffüse çıkartmıyorlar. Örgün eğitimden gelen kadınlarla erkek öğrencileri karşılaştırmamak için. Ders de olmadığı için sıkılıyoruz. Kaç tane atölyemiz var ama “Atölyelerde örgün eğitimdekiler var, sizi atölyeye götüremeyiz” deniyor. Bir kere bile atölyeye gidip kurabiye yaptığımızı hatırlamıyorum. Ön kapıdan girip çıkmamız bile yasak, okulun arka bahçesinden dolanmamız gerekiyor. Örgün eğitimde arkadaşlarımız olsa bile konuşmamız yasaklanıyor. Sadece din dersi işliyor bazen din hocası.

Geçen sayıdaki MESEM'li arkadaşımın mektubunu okudum. Ben de kendimi enayi gibi hissediyorum. İnsanlar hiç değilse ellerinde bir meslek olsun diye MESEM’e geçiyor ama bir şey öğrendiğimiz yok. Aldığımız ustalık belgesi de para ile satılıyor.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül