Söyleyişiyle var olan kadın: Dengbêj Gazin
Van’ın ilk kadın dengbêji olarak bilinen Gazin’in de dediği gibi ‘Kadınlar söylemiş erkeklere mahal olmuş’ olsa da Gazin, bu durumu tersine çevirmek için çabalayan ve söyleyişiyle var olan bir kadındı

“Saf olanı terk edip tortuyu içtin

İnci gibi olan Kürt dilini seçtin

Özenle ele alıp düzen verdin”

Türkçeye çevrilen bir şiirinde Ehmedê Xani böyle der. Bir dilin inci olup olmadığını anlamak için içini açıp içinden çıkan daha küçük inci tanelerine bakmak gerekir. Kürt dilinin içini açtığınız zaman içinden Süphan Dağı’nın doruklarından Van Gölünün derinliklerine kadar uzanan, bazen içinizi acıdan delen bazen neşeden oynatan, savaşı, aşkı, toprağı ve bir halkın tarihini anlatan daha küçük bir inci çıkar. O inci Kürt kadınıyla erkeğinin birlikte var ettiği dengbêjlik kültürüdür. Ermeni kızı Gulê ile Evdale Zeynike’nin aşkını doğuran da aynı dengbêjliktir. Gulê, tarihin bize anlattığının tersine bir topluluğun içinde olmaktan utanmadan Evdal’ın söylediği stranlara cevabını yine stranla vermiştir.

Dengbêjler sesi ahenkle icra etmekten sorumludur. O ses, ses tellerinin arasında yankılana yankılana bazen kanlı bir savaşı, bazen vakitsiz ölen bir aile ferdini, bazen de düğünü kurulan güzel aşiret kızını anlatır. Ancak dengbêjlik kültürü kadın ve erkeğin ortak ürünü olarak doğup varlığını sürdürse de kılamları besteleyen genellikle kadınlar, kadınların bu bestelerine ses veren ise erkekler olmuştur. Kadınlar böyle bir inciye eşsizlik sağlarken sesleri kısılıp erkek dengbêjleri sessizce dinlemeleri istenmiştir. Fakat tarihte “Böyle gelmiş böyle gitmez!” diyerek toplumun kalıplaşmış doğrularını yıkan kadınlar, dengbêjler arasında da vardır. Eyşe Şan hayatı bir yana öldükten sonra bile yalnız bırakılmak pahasına kadife sesini özgür bırakmayı seçer. “Büyük aileye mensup bir kadın şarkı söyleyemez!” denilerek önüne set çekilen Meryem Xan da ataerkil geleneklere karşı çıkarak sesinin özgürlüğünü seçmiştir. Sesini tutsak etmemeyi seçip dengbêjlik kültürünün yaşamasına ön ayak olan başka bir kadın ise Raziye Kızıl yani Dengbêj Gazin’dir.

RAZİYE’DEN GAZİN’E BİR YOLCULUK

Dengbêj Gazin 1959 yılında Bitlis’in Tatvan ilçesine bağlı Ünsüz (Yaslıca) köyünde dünyaya gelir. Küçük yaşta sesini keşfeden Gazin, Erivan radyosu aracılığıyla Eyşe Şan’ı ve daha birçok dengbêji dinleyerek kendini geliştirir. Gazin, Eyşe Şan gibi yaşamı boyunca yalnızlığa itilmese de yaşadığı topraklarda kadın olmanın zorluklarıyla karşı karşıya kalır. Çocuk yaşta, on dört yaşında evlendirilir ve evlendirildikten sonra Van’da yaşamaya başlar. Karşılaştığı zorlukları da yalnızlığı da her seferinde yırtıp kalabalık olmayı başarır.

Dengbêjliğinin ilk zamanlarında köydeki düğünlerde söyleyişler yapan Gazin için dengbêjlik aile geleneğinden gelir. Örnek aldığı ilk dengbêjler amcası ve yengesi olur. Dengbêjlik, Gazin için aile geleneği olsa da ailesinin onun dengbêjliğini kabul etmesi yıllar alır. Gazin ilk albümünü çıkardığı zaman kimse bu sesin sahibinin Raziye Kızıl olduğu bilmez. Raziye de kasetçinin önünden geçerken kendi sesini duyduğunda sesine “Benim!” diyerek sahip çıkamaz. Fakat Gazin’in yıllar süren mücadelesi ve ısrarı sonucunda ailesi ve çevresi Raziye’nin Gazin kimliğini kabullenmek zorunda kalır.

Fotoğraf: Gamze Kızıl Borak-Arşivi (kızı)

GAZİN’İN DİĞER KADINLARA DOKUNUŞU…

Gazin elli sekiz yıllık yaşamına yalnızca dengbêjliği sığdırmaz, aynı zamanda bu kültürün kaybolmaması için 2010 yılında Van’da bir ilki gerçekleştirir ve Kadın Dengbêj Derneğini (Komala Jinen Dengbêj) kurar. Kurulan derneğin ilk konserini, Gazin ve beraberindeki dengbêj kadınlar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde verir. İlk açıldığında kadınlar derneğe gitmekten çekinir ancak zamanla dernek, üyelerinin def, saz, kaval ve gitar başta olmak üzere birçok enstrümanı öğrendiği bir yere dönüşür. Dernekte yalnızca enstrüman ve ses eğitimi dersleri değil Kürtçe, İngilizce ve Fransızca dillerinde kurslar da verilir. Üstelik derneğe gelen çocuklar için Çocuk Dengbêj Korosu Projesi hayata geçirilir. Dernekte eğitim alan öğrencilerden üniversiteyi kazanıp konservatuar okuyanlar bile vardır. Gazin, derneğe gelen kız öğrencilerine uzun hava stranlar okuyup, okutur ve böylece onların kendi seslerini tanıyıp özgür bırakmaları için bir öğretmen olur. Derneğe gelemeyen kadınların da köylerine giden Gazin, o kadınlarla stranlar okuyup hem onların seslerini hem de gittiği köylerde yaşanan olayları dinleyerek kayıt altına alır.

2011 yılında yaşanan Van depremi, Van’da yaşayan halk gibi derneğin de bazı zorluklar yaşamasına neden olur. Ancak Gazin başta olmak üzere derneğe sahip çıkan kadınlar sayesinde bu zorluklar aşılır. Çünkü kendi kültürünü yaşatmak büyük fedakarlıklar gerektirir. Gazin’in içten fedakârlığını hem onun öğrenciliğini yapan hem de dernekte ders veren bir kadın “Bu işi gönüllü yapıyordum ancak Gazin Hoca bazen paramın olmadığını düşünür ve cebime zorla para sıkıştırırdı” diyerek anlatıyor.

Van’ın ilk kadın dengbêji olarak bilinen Gazin’in de dediği gibi “kadınlar söylemiş erkeklere mahal olmuş”** olsa da Gazin, bu durumu tersine çevirmek için çabalayan ve söyleyişiyle var olan bir kadındır. Bugün ondan geriye on iki albümünün yanında kadınlara örnek olan cesaretli ve fedakârlık dolu bir yaşam hikayesi kalmıştır.

**”Kadınlar Söylemiş Erkeklere Mahal Olmuş” Çiçek Tahaoğlu/ Bianet

Fotoğraf: Gamze Kızıl Borak-Arşivi (kızı)

AĞLATAN ALBÜM
Yaşamı boyunca birbirinden kıymetli on iki albüm çıkaran Gazin’in en çok bilinen albümü, Ermeni sanatçı Aşık Leyli’yle birlikte çıkardığı Van’dan Yerevan’a (From Van To Yerevan) isimli Kürtçe ve Ermenice parçalardan oluşan albümdür. Gazin sesine sarıldıkça dünya onun içli sesini tanır. Fransa, Norveç, Almanya, Irak gibi ülkelerde konserler verir. Yurtdışı ziyaretlerinden basına en çok yansıyanı ise Kadın Ozanlar projesi kapsamında başkaca Kürt sanatçılarla beraber Ermenistan’ı ziyaretidir. İki kadim halkı bir araya getiren bu ziyarette yaşanan duygulu dakikalar bugün hala anlatılmaktadır. Ziyaret sırasında ev sahibi olan Ermeni sanatçılar hazırladıkları Kürtçe parçalarını söylerken Gazin’in bir köşede ağlamaya başladığını görürler ve Gazin neden ağladığını “Ermenilerin Anadolu’dan ve Van’dan bahsetmesi beni etkiledi” diyerek açıklar*.
*Hrant Dink Vakfı Van ve Çevresi Toplumsal, Kültürel ve Ekonomik Tarihi Paneli/ Marlene Schafers

Fotoğraf: MA

İlgili haberler
Dengbêj Gazin yüreğinde kalan kilamları seslendire...

Dengbêj Gazin, gençlere şöyle seslenmişti: "Gençlerimiz hem dengbêjliğe hem de kültürlerine sahip çı...

GÜNÜN DENGBEJİ: İlk kadın dengbêj derneğini kuran...

İlk kadın dengbêj derneğini kuran Raziye Kızıl yaşamını yitirdi. Kilamlara hayat veren kadın Raziye...

Kızıl Meydan’ın sosyalist dengbeji: Sûsika Simo

Ayağındaki prangaları kopardı, sesini tüm Sovyet ülkesine duyurdu, Lenin’e yazdığı kılamlarla anıldı...

Araştırmacı Zeynep Yaş: Dengbejlik kültürünün tari...

Şakarên Muzîka Kurdî ile kaybolmaya yüz tutmuş eserleri kitaplaştırarak, iki ciltlik bir çalışma yap...

Sesleri saklı tutulan dengbêj kadınlar

Ne kadar acıdır ki bir yerlerde tutulan gizli sesler var… Kimsenin duyamadığı o anlatılar var. Bir t...

GÜNÜN ÖNERİSİ: Tarihe adını kazıyan 4 dengbêj kadı...

Hikayeciliğin kadın halidir dengbêj kadınlar... İçli sesleri, derin duygularıyla strana hayat verir,...