Munzur Üniversitesi öğrencileri yoksulluk ve taciz kıskacında
Barınma sağlanmayıp sokağa terk edilen Munzur Üniversitesi öğrencileri, güvencesizliğe ve eğitim hakkını kullanamamaya itiliyor.

Çoğunlukla bölge illerinin tercih ettiği ve öğrencilerin neredeyse tamamının şehir dışından geldiği Munzur Üniversitesi öğrencileri, Dersim’e geldiklerinde hem barınma sorunu hem de üniversitenin olanaksızlıkları onları karşıladı.

Derslere giden öğrenciler okulun inşaat halinde olduğunu, dersler devam ederken hemen yanlarından gelen inşaat sesiyle derse devam etmenin mümkün olmadığını, okulda tek bir tabela dahi olmadığından kendi bölümlerini 1-2 saat sonra bulabildiklerini, virüse rağmen okulda büyük su sıkıntısı yaşandığını, sabun bulamadıklarını anlatıyorlar…

ÖĞRENCİLER SOKAĞA TERK EDİLDİ

Önceki süreçte, henüz tam düzenle derse başlanmamış olduğundan yurtlara asil öğrencilerin tamamı gelmemiş, yedek öğrenciler “misafir” adıyla yurtlara kabul edilmişti. Bu misafirlik ise kalmak için daha fazla ücret ödenen ve yurdun yemek hizmetinden faydalanılamayan bir statü. Yine de “sokakta kalmaktan iyidir” diyerek bu şekilde kalsalar da derslerin tamamen başlamasıyla asil öğrenciler yurtlara yerleşmeye başladıkça birer birer barınaksız kaldılar. Yurt görevlilerinin sert tavırlarını anlatan öğrenciler, “Asil öğrenciler geldikçe, ‘pılınızı pırtınızı toplayıp çıkın’ dediler” diyorlar. Çaresiz kalan öğrencilerden birkaçı 1-2 geceliğine yurtta kaçak kalmak durumunda kalmış. “Yatağını paylaşanlarla birlikte uyuduk ancak herkes yatağını paylaşmak istemiyor” diyorlar.

Tam anlamıyla yersiz yurtsuz kalan öğrenciler, Valiliğe yürüyerek dertlerini anlatmaya çalıştı ve bu sayede boş yatakları olan bir lise yurduna öğrencilerin bir kısmı yerleştirilebildi. Ancak orada ise başka sıkıntılar baş gösterdi. Neredeyse bir ev fiyatı kadar ücret ödenen yurtta, üniversite öğrencileri, lise öğrencilerinin en geç saat 19.00’da yurda dönmek gibi kurallarına göre yaşamak zorunda bırakıldı. Bir öğrenci “Neyse ki ablamın bir arkadaşı vardı, onun evine sığındım, yoksa ya sokakta yatacak ya da eve dönecektim” diyor. Bir oteli öğrencilere tesis ederek destek olmaya çalışan Belediyenin yardımı da çare olamıyor.

SOKAKTA TACİZ ZİNCİRİ

Bir kadın öğrenci anlatıyor: “Bu sene aslında ikinci senem fakat ilk sene online eğitim gördüğümüz için ne şehirde ne de okulda tanıdığım kimse yok. Yurtta misafir öğrenci olarak kalırken asil öğrencinin gelmesiyle yurttan çıkarıldık. Bir arkadaşımla birlikte çaresizce gün boyu ev aradık, ev sahiplerinin büyük kısmı öğrenciye ev vermek istemedi ancak esas sorun bu değildi. Bazıları açık açık ‘Eve erkek getirir bunlar’ dedi. Bize yapılan muameleyi söylemeye dilim varmıyor. Dahası, ortalama 2500-3500 TL ev kirası istediler. Öğrenciyiz biz, çoğumuzun ailesinin maddi olanağı sınırlı, bu fiyatları karşılamanın koşulu yok. Bizim durumumuzda olanların bir kısmı pes edip eşyalarını toplayıp şehirlerine döndüler, okullarını dondurmak zorunda kaldılar. Biz de aynı duruma düşme korkusuyla ailelerimize yaşadıklarımızdan hiç bahsetmedik bile. Bir günü böyle geçirdikten sonra gece yarısına kadar arkadaşımla çaresizce boş boş dolaştık sokaklarda. Önce bir araba takıldı peşimize, videomuzu çekti, bizi uzun süre takip etti ve sonra evine davet etti. Niyeti belliydi… Tam ondan kurtulduk derken başka iki araba çıktı karşımıza, o kadar sarhoşlardı ki arabalarını birbirlerine çarpıp eğleniyorlardı. Sonra yanımıza gelip ‘Biz uzman çavuşuz, gelin bizde kaldın’ dediler. Çok korktuk ama bir şekilde onlardan da kaçabildik. En sonunda bir polis arabasına denk geldik. Durumu anlattık. Bizi arabaya aldıktan sonra yaşadıklarımızı anlatınca ‘Siz de erkek olsaydınız böyle şeyler yapmaz mıydınız?’ diyerek erkekleri haklı çıkardılar. O geceyi bir şekilde geçirdik. Ertesi gün yine aynı… Bu sefer bir otobüs durağına sığındık. Orada sabahlayalım derken bir kişi sağ olsun bizi alıp götürüp dükkanında yatırdı. Sandalyelerin üzerinde sabahladık.”

Kadın öğrencilerin anlattıklarına göre, şehirdeki polis ve askerlerden açıkta kalan kadınlara çok sayıda teklif geliyormuş. Bu durumdan fazlasıyla rahatsızlar. Bir öğrenci ekliyor: “Sadece onlardan değil, sokakta geçirdiğimiz gece yerliler tarafından da taciz edildik. Dersim’de böyle şeyler yaşamayı beklemezdik.”

ÖĞRENCİYİZ BİZ FAZLASI DA HAKKIMIZ!

Yurtta kalan öğrencilerden biri de yurdun şehir merkezi dışında ıssız bir yerde olduğunu, ulaşımın çok büyük problem olduğunu ve hava karardıktan sonra oraya gitmenin cesaret istediğini anlatıyor.

Birkaç günde, bir ömre yetecek kadar şey yaşayan öğrenciler bir taraftan ekonomi diğer taraftan erkeklikle baş etmeye çalışıyorlar. “Beklentimizi yüksek tuttuk herhalde” diyen bir öğrenciye arkadaşı kızarak olması gerekeni ve aslında taleplerinin neler olduğunu dillendiriyor: “Ne yüksek beklentisi? Öğrenciyiz biz, sadece güvende olmak, sağlıklı bir yerde barınmak ve okulumuzu okumak istiyoruz! Fazlası da hakkımız!”

Tüm Türkiye’de baş gösteren barınma sorunu Dersim’de de farklı boyutlarıyla kadın öğrencilerin eğitim hakkını da hatta yaşam hakkını da riske atıyor. Öğrenci arkadaşımız haklı, ekonomik sorunlarla boğuşmadan, tercih yapmak zorunda kalmadan “güvende olmak, sağlıklı bir yerde barınmak ve okulumuzu okumak” hakkımız. Dersim Yenigün Kadın Dayanışma Derneği olarak tüm genç kadınları güvenceli barınma, parasız eğitim hakkı için yan yana gelmeye çağırıyoruz.

Fotoğraf: MA

İlgili haberler
Diyanet’in cesameti, kadınların hayatı, bizim seçe...

Sömürünün hükmü sürsün diye baskı arttıkça, yoksullar daha barınaksız, eğitimsiz, güvencesiz, gelece...

Eskişehir’den üniversite öğrencileri anlatıyor: Ok...

Tebrikler, üniversiteyi “öğrenci şehri” olarak bilinen Eskişehir’de kazandın! Peki ya nerede, nasıl...

‘Doğu’nun kadınlarının kaderini değiştiren devrim

Ekim Devrimi’nden bu yana 104 yıl geçti. Sadece Çarlık Rusyası’nda değil Doğu Cumhuriyetlerindeki ka...