Koca koca bütçelerden kadınlara kırıntılar
Satı, Leyla ve Aysun, İstanbul’un İkitelli bölgesinde yaşayan ve Türkiye’deki pek çok kadın gibi bu sorunlarla başa çıkmaya çalışan kadınlar. Ne olsaydı yaşamları daha iyi olurdu?

Günaşırı gelen zamlarla, artan şiddetle, binbir türlü olanaksızlıkla ve tüm bu sorunlarla yalnız bırakılmakla kadınların boğazı sıkıldıkça sıkılıyor. Peki ya kadınların karşı karşıya kaldığı sorunların çözümü için ayrılan bütçe ne kadar? Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2022 bütçesi kadın başına 22 lira. Satı, Leyla ve Aysun, İstanbul’un İkitelli bölgesinde yaşayan ve Türkiye’deki pek çok kadın gibi bu sorunlarla başa çıkmaya çalışan kadınlar. Ne olsaydı yaşamları daha iyi olurdu? Devlet bütçesi kadınlara nasıl harcansaydı hayatları daha çok kolaylaşırdı onu anlatıyorlar…

Satı, ilkokula giderken başlamış işçiliğe. Çalışmaya başladığından bugüne değişmediğini gördüğü bir şey var: “Geçim çok kolay ama işçiye değil patrona kolay.” Hakkını aramak ise Satı için hep zor olmuş, hep çok emek vermiş ama hiç hakkını alabildiğini düşünmemiş. Marketlerdeki, pazarlardaki fiyat etiketlerinin günden güne değiştiği bugünlerde Satı sadece ayda bir gidebiliyormuş pazara. “Asansörü olmayan 5 katlı bir iş yerinde temizlik ve çay işlerine bakıyorum. Aldığım ücret 3 bin 200 lira. 5 yıldır bu iş yerinde çalışıyorum. O kadar uzun saatler çalışıyorum ki. 5 katı günde kaç defa inip çıktığımın haddi hesabı yok. Dayanamayıp defalarca çıkışımı verdim. Kabul edilmedi. Ben de hep geri adım atmak zorunda kaldım. Kira, faturalar hepsi benim elime bakıyor. Çok büyük beklentilerimiz yok ama en azından bir kuru ekmek, bir tencere çorba kaynaması gerekiyor. Kimileri çok rahat söylüyor para biriktiriyorum diye. Ben biriktiremiyorum yıllardır çalıştığım halde, 1 liram bile yok kenarda.”

Satı kendinin 50 katı maaş alanlara öfkeli ve güveni de yok: “Ben seçimle değişeceğini inanmıyorum. Biz sandıkları açmadan ekranlarda sandık sonuçları açıklanıyor. Cumhurbaşkanı geçinemediği için maaşını 100 milyar yaptı. Bizim 3 bin 200 lira ile geçinmemizi bekliyor. Gelsin 6 ay geçinmeye çalışsın bakalım.”

‘GEÇİNEMİYORUZ, NİYE SOKAĞA ÇIKMIYORLAR?’

Satı’nın tepkisi sadece iktidara değil aynı zamanda muhalefete de: “Gelen hükümetlerin hangisi işçiyi emekçiyi düşündü ki. Seçim süreçlerinde vaatlerde bulunuyorlar. Ama gerçekte hiçbirini yerine getiren yok. Seçimle hiçbir şey değişmedi değişmez de. Kılıçdaroğlu Adalet Mitingi’ne başladığında hepimiz sokaktaydık. Şimdi biz geçinemiyoruz. Neden hâlâ sokağa çıkamadılar? Eğer gerçekten halkın partileri iseler bugün halk için sokağa çıkacaklar. O zaman bakın zamlar geri alınıyor mu alınmıyor mu? Özelleştirilen fabrikalarımız yeniden devletin bünyesine geçirilirse 10 yıla bak bakalım ekonomi düzelecek mi düzelmeyecek mi?”

‘CUMHURBAŞKANI ‘HERKESİN KAPISINDA ARABA VAR’ DERKEN…

Üniversite mezunu, iki çocuk annesi Leyla da kardeşi Canan olmasa çocuklarının aç kalacağını söylüyor. Ee çocuklarını bırakabileceği bir yer de yok ki çalışsın?

Büyük bütçelerden ise kendilerine kırıntı düşmeyeceğinden emin Leyla: “Bu hükümetten hiçbir şey beklemiyoruz. Zenginler daha zengin oldu. Biz yoksullar daha da yoksullaştık. En ucuz marketlere gidiyorum. İnternetten kataloglara bakıyorum. Nerede ucuzsa oradan almaya çalışıyoruz. Bazen katalogdan bakıyorum, markete gidiyorum fiyat değişmiş.”

Bu hayat böyle gitmez ama… “Tek adam olduğu sürece daha kötü olur. Ama ülkedeki farklı partilerle kurulan hükümet olursa değişir. Çocuklarımın karnının doyurmaya ve geleceğe ihtiyacım var. Cumhurbaşkanı çıkmış diyor ki herkesin kapısının önünde araba var. Hani nerede? Biz karnımızı doyuramıyoruz!”

Kadınlara ayrılan bütçe çok az. Leyla bu durumu şöyle yorumluyor: “Hükümet kadınlardan yana dursa kadınlar bu kadar çok öldürülmez. Kadınlar bir geliri olmadığı için, çocuklarını bırakabilecek yer bulamadığı için şiddete boyun eğip yaşamaya devam ediyor. Bu erkeklere güç veriyor.”

Neler yapılabilir mesela? “Mahallemize bir kadın sığınma evi yapılabilir. Çocuklara gündüz gece açık olacak bakımevleri yapılabilir. Bakımevleri olsa kadın çalışabilir ve şiddet gördüğü yere mahkûm kalmaz. Genelde geçim derdi de şiddeti doğuruyor. Tek bir kişi çalışarak yaşamak mümkün değil. İşin içinden çıkamadığı zamanlarda şiddete başvuruluyor. Ama çocuk bakımevleri olsa eşlerin ikisi de çalışsa bir nebze de olsa geçim kolaylaşır. Şiddet de azalır. Kadının kendini güçsüz hissetmesinin önüne geçilir.

‘UYGULANAN POLİTİKALAR DEĞİŞMELİ’
Aysun’un evine ise iki maaş girmesine rağmen yine de geçinemiyorlar: “Bundan 10 yıl önce eşimin aldığı para ile hem geçiniyorduk hem de para biriktirebiliyorduk. Şimdi iki kişi çalışıyoruz yine de yetiştiremiyoruz. Sadece mutfak, faturalar ve kredi ödeyebiliyoruz.” Aysun’a göre koca koca bütçelerde kadınlar yine en az değer gören kesim: “Bir kadın şiddete maruz kaldığında başvurabileceği bir devlet kurumu bile yok mahallelerimizde. Olan tek yer mahalle karakolu. O da bir şey yapmadan kadını şiddete gördüğü eve geri yolluyor.”
Bu gidişin nasıl değişeceğini de şöyle tarifliyor Aysun: “Ülkemizin ekonomik olarak toparlanması için siyasi parti değişse de toplam toparlanması zaman alır. Uygulanan politikaların değişmesi gerek.”

Görsel: Freepik 

İlgili haberler
HPV aşısı ücretsiz olmadığında neler mi yaşıyoruz?

Yanlış bilgi, ücretli olması, testlerin anonim yapılmaması kadınların HPV aşısı olmasının da önüne g...

Bir filmin düşündürdükleri: Grev

Filmi izledikten sonra bugün çalışma ve yaşam koşullarımıza baktığımda mücadeleden asla geri durmama...

Kurtulma imkânı olan hangi kadın katlanır şiddete?

Yaşadıklarım ağır ve yaşayacaklarım de öyle olacak gibi duruyor. Ama ben Ekmek ve Gül’ü takip ettiği...