İşçiler sendikalarını sendika olmaya zorlamalı
İzmir’de sendikalı bir işyerinde çalışan tekstil işçisi kadın ağırlaşan yaşam koşullarına karşı öfkesini paylaşıyor. Bu öfkeden, işçilerin öfkesini görmezden gelen sendikalar da nasibini alıyor.

Merhaba sevincimizde ve sorunlarımızda ortaklaştığımız Ekmek ve Gül okurları. Ben Deriteks’in örgütlü olduğu bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. 30 yıllık işçiliğimin 20 yılında tekstil işçisi olarak çalıştım. Temmuz ayında asgari ücret açıklandığında işçilerde zam heyecanı ya da bir beklentisi yoktu. Çünkü herkes biliyor artık giderin gelirden daha yüksek olduğunu. Rakamın açıklandığı gün elinde üç kuruş parası olan varsa gidip kuru gıda alalım diye düşündü. Çünkü asgari ücrete zam geldiyse biliyoruz ki tüm ürünleri iki katını çıkarırlar. Asgari ücretin zamlandığı akşamı bir sürü şeye zam geldi, apartman aidatı bile 10 lira artırıldı. Çocuk okutuyorum bir de şehir dışında. Nasıl olacak bu işler?

KISA KISA DEĞİL, KESE KESE YAŞIYORUZ

Önceki yıllarda bu yıla nazaran alım gücümüz daha yüksekti. Pazardan haftalık ihtiyacımızı karşılayabiliyorduk ama şimdi 300 lira bile yetmiyor. Marketten bir çikolata bile alamayacak hale geldik, her şeyin hesabını yapmak durumundayız. Evin hesap kitap işlerini yapan kadınlar olarak bundan sonra daha ağır yükün altına girmiş olacağız. Artık bir şeylerden kısa kısa değil bir şeyleri kese kese yaşamaya çalışıyoruz! Paranın değersizliği ortada, elektrik, su her şeye gelen zamlar tamamen bitirdi bizi, biz daha asgari ücreti almadan o zaten eridi. Ücretlerin yoksulluk sınırının üzerine çıkarılması gerekiyor. Bununla birlikte bütün sendikaların birleşip işçileri harekete geçirmeli, ellerini taşının altına sokmalı. İş yerlerinde bir hareketlilik olması gerekiyor. Ancak bu hareketlilik sadece sendikaların isteğine bırakılamaz. İşçiler örgütlenip sendikalarını zorlamalı, yoksa sendikalar yıllardır sustuğu gibi susmaya devam eder.

ETF TEKSTİL İŞÇİLERİNİN DİRENİŞİ ÖĞRETİYOR
Tekstil işçileri sürekli fabrika değiştiriyor. Kalifiye makineciler dışında kalifiye işçi gerektirecek iş olmadığından patronlar çok kolay gözden çıkartıyor işçileri. Bunun olmaması için de sendikalara ne kadar tepki göstersek de sendikalarda örgütlenmek gerekiyor. Yoksa tekstil işinde çalışan birçok işçi haklarını, kıdemini işverenlere bırakıp gidiyorlar. Ancak bugün çok dikkat çekici bir deneyim yaşıyor ETF Tekstil işçileri. Patron haklarına göz dikiyor, hükümet yapılanları görmezden geliyor ancak işçiler birliklerini kuruyor, kendilerini fabrikaya kapatıyor, haklarını talep etmekten vazgeçmiyor. ETF Tekstil işçilerini görünce sendikaların kafalarını kuma gömdüğü bir dönemde işçilerin mücadele etmesi hoşuma gidiyor. 3 senedir pandemi süreci içerisindeyiz, ekonomi çökmüş, çalışma koşulları ağırlaşmış, her gün hak gasbı ile uyanıyoruz, sendikalar ortada yok. Sendikaları mücadele örgütüne dönüştürmek için kadın işçiler olarak önder pozisyonda olmamız gerekiyor.