Güneşin alnında süpürgedeki annesinin yanında…
Temmuz ayı boyunca belediyenin İZELMAN kreşleri kapalı olduğundan küçük çocuğu olan ve bırakacak bir yeri olmayan kadınlar için daha zor bir ay olacak.

Bayrama bir gün kala ikramiyeler ödendiği için kızımla ne bir plan yapabildim ne de eve bir şey alabildim. Geçen bayramda da aynısı yaşandı, arife gününün son dakikasına kadar bir ödeme yapılmadığı için borçla harçla girmiştik bayrama. Bayramdan da yine borçla çıktık. Oysa yoksulluk sınırı üzerinde bir ücrete anlaşma sağlanabilseydi en azından bu bayram borç harç yapmadan kızımla yıllardır düşlediğimiz iki günlük tatili yapabilirdik, yine olmadı.

KREŞ KAPALI ÇOCUKLAR MESAİDE

Temmuz ayı boyunca belediyenin İZELMAN kreşleri kapalı olduğundan küçük çocuğu olan ve bırakacak bir yeri olmayan kadınlar için daha zor bir ay olacak. Kadınlar bir ay boyunca çocuklarıyla birlikte işe gelmek zorunda kalıyor. Daha önce çare olarak yaz okullarına çocuklarını yazdıran kadınlar, artan fiyatlardan dolayı bu sene çaresiz. Masa başı çalışan kadınlar için ofisin kapalı ortamı, çocuklar için görece bir korunaklık yaratıyor ancak açık alanda çalışan (süpürgede, temizlikte vb.) kadınların çocukları temmuz sıcağında güneşin altında anneleriyle beraber çalışarak günlerini geçiriyor.

Kreşlerin bir ay boyunca kapalı olması, zaten yeterli kreş kapasitesinin olmamasının yarattığı sorunu katlayarak artırıyor. Bunun çözüleceğine dair verilen sözler ise toplu iş sözleşme süreçlerinde vaat olmaktan çıkamıyor.

Toplu iş sözleşmesi demişken her yeni TİS işçilerin biriken sorunlarını çözmeyi, yeni maddelerle ihtiyaçların giderilmesini, insanca çalışabileceği/yaşayabileceği ücret ve koşulların oluşmasını hedeflemeli. Ancak ne yazık ki Türkiye’de bundan çok uzak bir pratik sergileniyor. İşçilerin talepleri bir yana sendika yönetimleri kendilerince belirledikleri maddeleri bir kazanımmış gibi sunuyor, bazen öyle belirsizliklerle çerçevelenmiş maddelerle karşılaşıyoruz ki bir hak kazanımı mı yoksa bir hak kaybı mı anlamak için haftalarca temsilcilerle tartışıyoruz. Bunun en son örneğini yeni TİS maddelerinden biriyle yaşadık.

TEŞVİK Mİ CEZA MI?

Maddeye göre bir işçi bir ay boyunca hiçbir izin kullanmazsa “işe devam teşviki” almaya hak kazanacak. Madde o kadar belirsiz tarif edilmiş ki bu izinsiz zamanlara “idari izinler” de dahil gibi görülmüş ve bu yüzden idari izin kullanan bazı işçilerden kesintiler yapılmış. İşveren ile günlerce yapılan görüşmeler sonucunda söz konusu kesintilerin iadesi sözü verilse de benzer bir kesintiyle karşılaşmak istemeyen işçiler idari izinlerini kullanmaktan kaçınıyor. Bu nedenle sendika yöneticilerine TİS süreçlerini şeffaf bir şekilde yönetmelerinin, her maddeyi tek tek tüm yönleriyle açıklamalarının işçiler açısından hayati sorumlulukları olduğunu hatırlatmak isterim.

MÜCADELE TARİHİNE SAHİP ÇIKILSIN
İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZENERJİ şirketinde çalışan 7 bini aşkın işçi arasında örgütlü olan DİSK/Genel-İş İzmir 2 No’lu Şube 4. Olağan Genel Kurulunu, 1 Nisan 2023’te gerçekleştirdi. Yeni yönetimin, sorunları çözmek için henüz kısa bir zamanı geçirdiğini kabul etmekle birlikte, şubenin yıllardır verdiği mücadele tarihinin mirasına sahip çıkacağını görmek isteriz. Aksine yapılan her söz ve pratik kendilerine yönelik güveni zedelerken, işçilerin bunca yıl ilmek ilmek ördüğü mücadele zeminini kaybetmesine yol açabilir. Bunun önlenmesi için yeni yönetimi ortak mücadele perspektifini kazanmaya davet ediyoruz.

Görsel: Freepik

İlgili haberler
Çalışan tüm annelere kreş imkanı tanınsın

Öteden beri zaten 150 kadın işçi çalıştıran işverenler kreş hizmeti vermek zorunda. E şimdi biz bu 1...

Çalışan kadınları düşünmeyen ‘kreş’ düzeni: Bakım...

‘Bakım yükünü bu kadar ağırlaştıran mekanizmalar yeniden düzenlenmeli. Kreşler artırılmalı, küçük ço...

Çareyi kızımı işe götürmekte buldum

Yaz döneminde çalışan anne olmak... Nasıl gelelim bu sorunun cevabına…