Deprem koşullarında iki kat risk: Üreme sistemi enfeksiyonları
Depremzede kadınlar enfeksiyonu tetikleyen durumların tümüyle yaklaşık bir aydır karşı karşıyalar. O yüzden depremzede kadınlar arasında, kötü kokulu akıntı, kaşıntı gibi şikayetleri sık duyuyoruz.

Çadır kentlerin ya da kalacak yeri olmadığı için mecburen girilen evlerin arasında kadınların ağzından aynı cümleler yayılmaya başladı: “İdrar yaparken yanma hissediyorum. Çok fazla vajinal akıntım var. Vajinamda kaşıntı başladı…”

Üreme sistemi enfeksiyonları kadınların yaşamları boyunca en sık karşılaştığı sağlık sorunlarındandır. Bütünlüğünün çeşitli mikroorganizmalar ile bozulması sonucunda üreme sisteminde enfeksiyon ortaya çıkar. Hayati tehdit oluşturmasa da bu enfeksiyonlar kadınlar için günlük yaşamı zorlaştıran sorunlara neden olur. Üreme sistemi enfeksiyonları normal şartlarda kadınların sık karşılaştığı bir sorunken afetler sonrasında ortaya çıkan, uzun ve yoğun yaşanan stres, kötü çevre koşulları, beslenme bozukluğu, yetersiz hijyen gibi faktörler kadınların bu enfeksiyonla karşılaşma riskini artırır. Tüm risk faktörleri normal vajen florasının bozulmasına neden olur. Bu da kadınları enfeksiyona daha açık hale getirir.

NORMAL AKINTI NASIL OLUR?
Kadınların düzenli olarak vajinal akıntı olur. Bu akıntının özelliği ve miktarı kadınların psikolojik, fizyolojik ve patolojik durumuna göre değişiklik gösterebilir. Normal bir vajinal akıntı kokusuz, renksiz, kansız ve asidiktir. Akıntının rengi beyazdır ve genellikle külotta sarı bazen de soluk kahverengi leke bırakır. Normal vajinal akıntı kaşıntıya ya da tahrişe neden olmaz. Ayrıca sürekli ped koymayı gerektirmez. Ancak menstruasyon öncesinde ya da gebelik sırasında bu akıntının miktarı artabilir. Yine ilk adetten önce ve menopozu takiben vajinal akıntı miktarı fazlalaşabilir.
ANORMAL VAJİNAL AKINTI NASIL OLUR?
Üreme sistemi enfeksiyonu geçirip geçirmediğimize dair bize en açık bilgiyi veren vajinal akıntıdır. Vajinal akıntının rengi, kokusu, miktarı yukarıda saydıklarımızdan farklıysa örneğin rengi yeşilimsi-sarı, kokusu kötüyse, vulvada tahrişe neden oluyorsa veya kaşıntı varsa bunlar bize enfeksiyonu düşündürmelidir. Kadınların yaşamları boyunca sık karşılaştığı vajinal enfeksiyonlarda akıntı bol miktarda, anormal renkte ve anormal kokudadır.
BELİRTİLERİ NELERDİR?

Vajinal enfeksiyonlara neden olan birden fazla etken olduğu için belirtiler de değişiklik gösterir.

• Kandida albikansın neden olduğu enfeksiyonlarda akıntı beyaz süt kesiğine benzer ve peynirimsi görüntüdedir. Kadınlar kaşıntıdan şikayetçi olurlar.

• Trikomonas vajinalisin neden olduğu enfeksiyonlarda ise akıntının rengi sarımtrak yeşilimsidir. Akıntı köpüklü, kötü kokulu ve bol miktardadır. Vajendeki kırmızı noktalı çilek manzarası enfeksiyon kaynağını ayırt etmemizde bize yardımcı olur.

• Nonspesifik vajinalis olarak tanımladığımız gardnerella vajinalis ya da hemafilus vajinalis gibi organizmalarla enfekte olan vajende akıntı grimsi, beyaz, homojen, az miktardadır ve balık gibi kötü kokar.

RAHİM AĞZI İLTİHAPLARI

Vajinal akıntının başka bir nedeni servisitistir. Genel anlamı ile servisit rahim ağzı dokusunun iltihabıdır. Serviks yani rahim ağzı anatomik yapısı nedeniyle alt genital organları üst genital organlardan ayıran kapı konumundadır ve bu konumu onu enfeksiyonlara açık hale getirir. Ayrıca doğum ve düşük gibi cerrahi işlemler nedeniyle de enfeksiyonlar açısından tehdit altındadır. Rahim ağzında sarı, mukusa benzer akıntı vardır. Ancak bazı enfeksiyonlarda akıntı tek başına gösterge olmaz. bize yardımcı olmaz. Bakteriyel enfeksiyonlar ince bir akıntı yaratabilir ve kötü koku yoktur.

DÜZENLİ BESLENEMEMEK, STRES, KÖTÜ ÇEVRE KOŞULLARI…

Genetik, fizyolojik, sosyal ve çevresel faktörler enfeksiyonun gelişmesinde önemli etkenlerdir. Yeterli ve düzenli beslenememek vücutta protein-kalori yetmezliğine neden olur. Bu durumdaki kadınlarda enfeksiyon hızı yükselmektedir. Yoğun ve uzun yaşanan stresin de enfeksiyon hızını artırdığı bilinmektedir. Bunların yanında düşük sosyo-ekonomik statü, kötü çevre koşulları ile ilgili olarak da enfeksiyon hızı artar. Depremzede kadınlar bu enfeksiyonu tetikleyen durumların tümüyle yaklaşık bir aydır karşı karşıyalar. O yüzden depremzede kadınlar arasında, kötü kokulu akıntı, vajende kaşıntı gibi şikayetleri bu kadar sık duyuyoruz.

NELER YAPABİLİRSİNİZ
Başta depremzedeler olmak üzere tüm kadınlar korunmak için neler yapabilir, bakalım:
◾Vücutta en çok temizliğe ihtiyacı olan yer ellerimiz. Bu yüzden ellerin özellikle tuvalet sonrası su ve sabunla yıkanmasına özen göstermeliyiz.
◾Her tuvalet sonrası önce vulva sonra anal bölge temizlenecek şekilde önden arkaya doğru temizlenmeli ve kurulanmalıdır. Her tuvalet sonrası genital bölgenin yıkanması şart değildir. Ancak ıslak bırakılmaması önemlidir.
◾Genital bölgenin temizliğinde ıslak mendil kullanılmamalıdır. Alerjik reaksiyonlara neden olabilir.
◾İdrar yolu enfeksiyonuna neden olacağı için idrar uzun süre tutulmamalıdır.
◾ Normal şartlarda pedlerin günde en az 3-4 kez değiştirilmesi gerekmektedir. Pedler nedeniyle vulvanın sürekli ıslak kalması, kötü koşullar, stres, beslenme bozukluğu gibi etkenlerle birleşince vücut enfeksiyonlara açık hale gelir.

Bu öneriler kadınlar açısından normal şartlarda uygulanabilir önerilerken deprem bölgesinde yaşanan zorluklar nedeniyle oldukça zor uygulanabilir hale geldi. Pamuklu ve sıkmayan iç çamaşırı bir yana bazı kadınlar 10 gün boyunca iç çamaşırını değiştiremedi. Pedin sık değiştirilmesi şöyle dursun ilk günler pede ulaşamayan kadınlar arasında hasarlı binalara girmek zorunda kalanlar oldu. Su yokluğu hâlâ birçok bölgede en önemli sorunların başında geliyor. Tuvalet eksikliği de haftalar geçmesine rağmen çözülemedi. Tüm bunların yanında enfeksiyon geçiren kadınların sağlık hizmetlerine ulaşamaması sorunları katmerli hale getiriyor.

YETKİLİLER KADINLARIN İHTİYAÇLARINI KARŞILASIN!
Kadınların alacağı bireysel önlemlerden önce yetkililerin çözmesi gereken daha önemli sorunlar var. Bu sorunlar çözülmedikçe kadınlar sağlıklı bir ortama kavuşamayacak. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
◾Su sorunu kalıcı olarak çözülmelidir
◾Tuvalet eksiği olan yerlere yeterli miktarda seyyar tuvalet temin edilmelidir.
◾Afet bölgesinde yaşayan kadınların üzerinde fazladan yük haline gelen çamaşır yıkama sorununa karşı ortak çamaşırhaneler kurulmalıdır
◾Öncelikle kadınların ve çocukların sağlıklı beslenmesinin önündeki sorunlar çözüme kavuşturulmalıdır
◾Hijyen ürünlerine ulaşım daha kolay ve sürekli hale getirilmelidir
◾Enfeksiyonlar açısından en çok tehdit altında olan kadın ve çocuklar için sağlık hizmetlerine ve ilaca ulaşım daha kolay olmalıdır. Bunun için sağlık çadırlarının ve sahra hastanelerinin sayısı artırılmalı. Buralara iş yükü gözetilerek yeterli sayıda hekim ve sağlık çalışanı görevlendirilmeli, ekipman ve ilaç eksiği giderilmelidir.

Kaynaklar:

*Prof. Dr. Lale TAŞKIN, Doğum ve Kadın Sağlığı Hemşireliği.Ankara, 2012.
*TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu Ttwitter hesabı https://twitter.com/TTBKadin/status/1628341915711156226

Fotoğraf: Freepik