İstanbul’un Eyüp İlçesi Akşemsettin Mahallesinde yirmi beş yıldır adeta babadan oğula geçen muhtarlık için bu seçimde ilk kez bir de kadın aday girdi yarışa; Hülya Zabun. Bir kadın aday olarak çalışmasıyla da mahallenin gündemine oturan Hülya Zabun’la birlikte sürdürdüğümüz seçim çalışmaları boyunca mahallede kadınların yaşamlarını, sorunlarını, taleplerini dinledik.

Birçok kadın yaşamlarının çok büyük kısmını mahallede geçiriyor. Çalışan, çalışmayan tüm kadınlar yaşadığı mahalledeki sorunlardan çok etkileniyor.

Kapıları çaldığımızda kadınlara “Bir kadın muhtarınız olsa isteyeceğiniz ilk şey ne olurdu” diye soruyorduk. Pek çok yanıt geldi bu soruya, ama kadınlar çok nadir kendileriyle ilgili yanıtlar verdi. Şimdiye kadar kendilerine sorulmadığından kadınların bu soru karşısında kendilerini değerli hissettiği hemen anlaşılıyordu. Yüz yüze geldiğimiz kadınlarla “Neden bir kadın muhtar olmalı” diye tartışmalar yaptık. Çok çeşitli yanıtlar aldık, herkes kendince bir sebep söyledi.

Yaşamın birçok alanında olduğu gibi siyasette de görmezden gelinen, sesi duyulmayan kadınlar, karşılarında dinleyen, dertlerini, taleplerini soran bir kadın aday gördüklerine mutluydu.
Kadınlar sadece evdeki, yakın çevredeki erkek egemenliğe değil, oy verdiği halde kendi derdini dinlemeyen iktidar partisine de, desteklediği siyasi partiye de tepkiliydi. Seçim çalışmamız boyunca bunun yansımasını sıkça gördük.

Özellikle muhtarlığın yıllardır babadan oğula geçtiği mahallede kadınlar artık bu gidişata dur demek istediklerini anlattılar. Bu değişimle birlikte, kadınlar belki ilk kez mahallede söz sahibi olma, mahallenin yönetimine katılma fikrine sahip çıktı ve bu fikri denemek istedi.

‘BENİM OYUM SANA’

Bir gün sokakta karşılaştığımız bir kadın bizi görünce yanımıza geldi, “Annem sizi destekleyecek” dedi. Evine gittik, annesiyle sohbet etmeye. Annesi de “Kadın olduğun için benim oyum sana” dedi.

Kapısını çaldığımız başka bir evde bir çift “Biz geçen seçim diğer adaya oy verdik, şimdi neden size oy verelim” diye sordu. Zabun, 60 bin nüfuslu mahallede muhtarın her kesime eşit davranmadığını, örneğin sosyal yardımları ihtiyaç sahiplerine değil, yandaşlarına dağıttığını, mahallenin ihtiyaçlarını hiç göz önünde bulundurmadığını anlatınca hak veren çift Zabun’a destek sözü verdi.

TEHDİTLERİN KARŞISINDA DURAN KADIN ADAY

Bu desteklerin ötesinde seçim çalışmalarımız boyunca kadın muhtar adayı Hülya Zabun’un karşılaştığı sorunlar da çok oldu. Bu seçimde aday olan eski muhtarın oğlunun baskı ve tehditleri karşısında Hülya Zabun elbette geri adım atmadı. Ama rakip muhtar adayının sokak ortasında Zabun’a bağırıp tehditler savurmasına tanık olduk. Bir kadına yenilmemek için üzerinde baskı kurmaya çalıştığını hissettiğimiz birçok oyunuyla karşılaştık rakip adayın. Buna rağmen kahvelerde, yöre derneklerinde kadın aday Zabun destek buldu. Babadan oğula geçen muhtarlığa son vermek isteyen mahalleli Zabun’a destek verdi.

KADINLARIN SABAH 9 AKŞAM 9 SEÇİM MESAİSİ
Bu destekler sadece oy ile de sınırlı kalmadı. Hülya Zabun’un seçim çalışmasına katılanlar da yine çoğunlukla kendisini destekleyen kadınlar ve gençler oldu. Onlarca kadın sabahın 9’undan akşamın 9’una kadar Zabun’la birlikte sokaklarda, evlerdeydi. Kapı kapı beraberce dolaşarak kadınları dinledik, planlarımızı anlattık. Evlerde buluştuğumuz kadınların kimi işsizlikten dert yanarken kimi sokakların güvensizliğini anlattı, çocukları engelli olan anne devletten yeterli desteği alamadığını söylerken, çalışan kadınlar geç saatte eve dönüşlerin zorluğunu anlattı... Sosyal yardımların yetersizliği ve dağıtımlarda yapılan kayırmacılık hemen her evde çıktı karşımıza. Gelecek kaygısı, şiddet, baskı, ekonomik kriz hemen her kadının dikkat çektiği ortak noktalar oldu.

KADINLAR KAZANDI

İşte tüm bu dolu dolu seçim sürecinin sonunda 11 bin 157 bin oy aldık. Seçimler 572 farkla eski muhtar kazandı. Bu oy oranının hem mahallemiz, hem de kadınlar için önemli bir kazanım olduğunu düşünüyoruz. İlk kez tek başına aday olmuş bir kadının cesareti ve ona bu cesareti veren, omuz omuza değiştirmek isteyen kadınların kazanımı. Kısa bir sürede örülen bu dayanışma ve güven duygusunun verdiği cesaretle “Birlikte neler yapabiliriz”, “Birlikte nasıl yönetebiliriz” sorusuna yanıt bulmaya ve bunun için mücadele etmeye devam edeceğiz.