‘Bize virüsmüşüz gibi davranılıyor’
Hastanelerde alınan önlemlerde bile ayrımcılık söz konusu olduğunu belirtiyor sağlık çalışanı kadınlar. Başhekimlik katlarına alınan önlemlerin diğer servislerde alınmadığını söylüyor.

Koronavirüs vakası Türkiye’de de her geçen gün artıyor. Yüzde 60’a yakını kadınlardan oluşan sağlık emekçileri, oda ve sendikaları aracılığıyla malzeme eksikliklerinin giderilmesi, yaygın test yapılması, salgınla ilgili şeffaf olunmasıyla ilgili taleplerini açıklıyor. Ancak henüz bu taleplerin tam olarak gerçekleştiği söylenemez. Bu arada kadın sağlık çalışanları, ev içi yük ve hastanelerde artan iş yükü, virüse yakalanma, virüsü eve taşıma riski, eksik alınan önlemler gibi nedenlerle fazlasıyla kaygı yaşıyor. Ancak sorun bununla da bitmiyor, hastanelerde alınan önlemlerde bile ayrımcılık söz konusu olduğunu belirtiyor sağlık çalışanı kadınlar. Başhekimlik katlarına alınan önlemlerin diğer servisler de alınmadığını söylüyorlar. Yaşadıkları zorluk yüzünden izin almaya gittiklerinde karşılaştıkları tabloyu “bize virüsmüşüz gibi davranılıyor” diye anlatıyorlar. Sağlık emekçisi kadınların dertlerini kendilerinden dinleyelim…

BAŞHEKİMLİK KENDİNİ KORUMAYA ALDI
37 yaşında hasta bakıcı: Bence anne olan kadın işçiler çok zor durumda. Evde çocuğunu bırakıp gelen kadın, çocuğun psikolojisi bozulacak diye endişeli. Yeterli tedbir alınmadığı için hem kendinin hem de ailesinin yaşam güvencesi yok. Benim çalıştığım hastanede başhekimlik kendini korumaya almış: koridoru kapatmış. İzin istemeye giden kadınlara “Siz bu kapıdan içeri giremezsiniz” diyor. Bize virüsmüşüz gibi davranılıyor. En azından kadınlar, aile düzenlerini sağlayacak kadar izinli olabilse… Kadın her gün işe giderek endişesini yanında taşıyor, karar kara düşünüyor. İstifa etmek isteyen çok. Sağlıkçılar alkış tutularak uyutuluyor. Bu değil ki güvence. Sen sağlıkçının imkanlarını çoğaltacaksın ki kendini güvende hissetsin. Böyle devlet politikası olmaz. Daha çok şey var ama üzüntümden toparlayamıyorum. 

‘SATIŞLARI DÜKKANIN DIŞINDAN YAPIYORUZ’
50 yaşında medikal çalışanı: Ben medikal market sektöründe çalışıyorum. Bizim için hem riskli hem de kaygı verici. Bütün gün hastaneye gidip gelenlerle iletişim kuruyoruz. Her ne kadar eldiven, maske, koruyucu gözlük kullansak da bunun tam anlamıyla bir koruyucu niteliği yok. Dükkana hiç bir müşteri almayıp satışlarımızı kapının önünde belli bir mesafede yapmaya çalışıyoruz. Akşam eve geldiğimizde çocuklara, eşimize yaklaşmaya korkuyoruz. Gelen müşteriler de bizim kadar kaygılı olduklarını, maddi ve manevi açıdan zor günler yaşadıklarını aktarıyorlar. Ev işleri ve çocuk bakımı da daha çok kadınların sorumluluğunda olduğu için daha riskli. Ailelerin sıkıntı yaşamaması için ücretli izinler verilmeli. Çünkü bu durumdan en çok etkilenecek olanlar yine dar gelirli aileler.

BÜTÜN AİLE AYRI EVLERDE
60 yaşında emekli hemşire: Ben emekli bir hemşireyim. Kızım ve damadım doktor. Başka şehirde yaşıyorlar. Çok yoğun çalıştıklarını söyleyebilirim. 10 yaşında bir torunum var. Bazen ben gidiyordum yanlarına ama bu dönem riskli olduğu için gitmemi istemediler. İkisi de doktor olduğu için risk çok fazla torunumun onlarla aynı evde kalmaya devam etmesi de sıkıntılıydı. Bu nedenle torunum dayı ve yengesiyle birlikte benim evimde. Bütün aile ayrı ayrı evlerdeyiz. Bir araya gelemiyoruz. Kızım “ya bulaştırdıysam” diye kaygılanıyor… Sağlıkçıların hepsi böyle, hiç bakacak kimseleri olmayanlar var. Yeterli önlem alınıp alınmadığından emin değiliz. Süreç şeffaf işletilmiyor. Bu sürecin yaşanacağı biliniyordu, çok daha önceden önlemler alınmalı, hazırlıklar yapılmalıydı ancak “henüz biz de yok” diye geç kalındı birçok şeye, bu yüzden kadın sağlık çalışanları çok zor durumda…

‘YİNE EVE KAPANDIK’
55 yaşında memur: Korona salgını “ben geliyorum” diye bağıra bağıra geldi. Kadınlar olarak sosyalleşmeye çalışırken yine eve kapandık. Üzerimize etiketlenen ev işleri, mutfak işleri ile kendimizi bütünleşmiş bulduk. bireyselleşmekten kaynaklanan depresif haller üzerimize adım adım gelmekte...

İlgili haberler
Salgın bahane edilerek işten atıldı: Sadaka değil...

Bir yemek şirketinde çalışan 57 yaşındaki işçi kadın, salgın bahane edilerek işten atıldı.

Tek başına çocuğuna bakmak zorunda olan kadınlar n...

Salgın bahanesiyle işten atılan Jinda: ‘Çocuğuma yarın ne yedireceğim ya da bu banka borcunu nasıl ö...

İşçiler hayatta kalabilme derdinde, patronlar şov...

Metal fabrikasından koronavirüs notları: Sabahın köründe servis bekleyen yine biz işçiler oluyoruz....