Biz bu devranı değiştirebiliriz
8 Mart’tan ne çok şey istiyoruz aslında. Ama bugünlerde en çok istediğimiz şey umut. Savaş, şiddet, baskı kaderimiz değil. Tek ihtiyacımız inanmaktan, umut etmekten geçiyor.

8 Mart’ın yaklaştığı şu günlerde biz kadınların söyleyecek sözü ve birçok talebi var. Tacizin ve tecavüzün, çocuk istismarının, kadınların katledilmesinin son bulması, OHAL‘in kaldırılması, insanca bir yaşam ve insanca çalışma koşulları, işyerleri ve mahallelerimizde ücretsiz ve kolay ulaşabileceğimiz kreşler, 8 Mart’ın ücretli izin sayılması,... Eşit, özgür, savaşsız, barış içinde yaşadığımız bir dünya istiyoruz. Bu talepler için mücadele ederken çevremizdeki kadınlara da soruyoruz: Siz ne istiyorsunuz?

Uludağ Üniversitesinden genç kadınlar, “Biz zaten gelecek kaygısıyla, taciz, şiddet, mobbing ve tecavüz tehditleri altında yaşamımızı sürdürmeye çalışırken, ülkemizin bir de savaşa girmesi kaygılarımızı daha da artırıyor. Yaşadığımız ülkenin öncelikle kendi iç sorunlarını çözmesini istiyoruz. Her gün haberlerde kadın ve çocuklara yönelik taciz ve tecavüz haberlerini görmek istemiyoruz. Genç kadınlar olarak özgür, eşit ve barış içinde yaşadığımız, yarına dair endişelerimizin olmadığı bir yaşam için; parasız, bilimsel, demokratik eğitim talebimizle 8 Mart’ta alanda olacağız” diyor.

GÖZYAŞINA BOĞULMAMIŞ BİR İNSANLIK
İşçi Kerime ise yüzyıllar boyu insanlığın toprak için birbirini öldürdüğünü söylüyor. “Ne kazanmış oluyoruz peki ölümlerden başka?” diye soran Zahide devam ediyor: “Babasız çocuklar, dul kalmış kadınlar, evladını kaybetmiş analar. Acı içinde kıvranan halklar. Kan ve gözyaşı... Ben bir anneyim. Oğlumu askere gönderdiğimde korktum, onu kaybetmekten. ‘Aman oğlum kimseyle siyasi, dini tartışmalara girme’ diyorum. Birileri neyin peşinde bu dünyada, insanları birbiriyle savaştırıp öldürtüyorlar. Ortadoğu’yu mahvettiler, denizlerde boğulan insanlar... Bir reklam filmi vardı. Asker kadın çocuğuna sarılıp, ‘Dünyanın öbür ucuna gidip döneceğim’ diyordu. Onu internette değiştirip ‘Dünyanın öbür ucuna gidip başka çocukları öldürüp döneceğim yavrum’ yazmışlar. Savaş gerçeğinin böylesi korkunç bir şey olduğunu düşündürdü bu bana. Benim 8 Mart’tan talebim gözyaşına boğulmamış bir insanlık.”

KADERİMİZ BU DEĞİL
“Savaş; açlık, korku, travma, yastan çıkamama hali... Savaşta anneler-babalar çocuklarını toprağa verir. Resimlerde savaş hep karanlık simsiyah anlatılır. Savaşlarda hiç kazanan olmamış, hep yoksul halk kaybetmiştir” diye söze giriyor Eğitimci Derya. 8 Mart sabahı inancını yeniden yeniden büyüterek, umudunu çoğaltarak, sesini kat kat artırarak sokağa çıkacağını söylüyor. Şiddetin olmayacağı, çocukların güle oynaya büyüyeceği, kadınların yüzlerinin güleceği ve hayatın her alanında kendini eşit bileceği bir dünya istiyor ve ekliyor: “Kaderimiz bu değil ve biz bu devranı değiştirebiliriz.”

İlgili haberler
Bunca kötülüğe inat, daha çok yan yana geleceğiz

8 Mart’ın yaklaştığı şu günlerde bizler sesimizi daha da yükselterek, daha çok bir araya geleceğiz v...

Sincanlı kadınlar nasıl bir dünya istiyor?

Kadınlara bir dert sor bin ‘ah’ işit! Kadınlara “Nasıl bir dünyada yaşamak istersiniz?” sorusunu sor...

Bornovalı kadınlar türkülerle umudu büyütüyor

Bornova Ekmek ve Gül Grubundan kadınlar savaşsız, özgür ve eşit yarınlar için birlikte mücadele etme...