4 aylık hamileyim. Hem devlet hem de özel hastaneye gittim bu süreçte. Devlet hastanelerinde bebek ve anne sağlığı takibi çok sınırlı kalıyor. Bir kadın doğum doktorunun yanına 5 tane hasta almaya çalışılarak muayene yapılıyor. Hamileliğin ile ilgili bilgi almanın bu haliyle ne kadar zor olduğunu söylemek güç değil. İlk etapta bebeğin kalp atışı sağlıklı mı değil mi diye bakılıyor. Annenin şikayetleri, yaşadığı sağlık problemleri kısa süre vaktimizin olduğu muayene odasında söylenemiyor. Tüm bu zorlukları yaşarken özel hastane tercihi bir zorunluluğa dönüşüyor.

Özel hastanede muayene ve kan tahlillerine 10 bin lira para vermek zorunda kaldık. 10-15 dakika boyunca doktor senin ve bebeğin için bu süreçte yaşanacaklar hakkında en ince ayrıntısına kadar bilgi veriyor. Ultrason farkı bile söz konusu. Devlet hastanesinde ultrason odasına gidip sıra beklerken özel hastanede saatin geldiğinde hem muayene hem ultrasonla bütün soru işaretlerine cevap buluyorsun. Yaşadığım süreci devlet hastanelerini kötülemek, özel hastanelere güzelleme yapmak için yazmıyorum. Ne yazık ki kamu hastanelerinde gerekli bilgileri, yönlendirmeleri hasta yoğunluğundan edinemiyoruz. Bunun başlıca sorumlusu ne hastalar ne de sağlık çalışanları. Tabi özel hastaneye de paran varsa gidebilirsin. Doğum paketi sorduğumuzda yaklaşık 40 bin lira olduğunu söylediler. Yılbaşından sonra bu fiyatların değişebileceğini de, paket dışı doktorumuzla doğuma gitmek istiyorsak da bunun 50 bin lirayı geçeceğini söylediler.

Memlekette yaşanan son birkaç haftalık gelişmeler karşısında sağlık sistemine hiç güven kalmadı. Sadece insan yetiştirmekle kalmıyoruz onu tüm bu korku ve kaygıyla yetiştirirken her şeyden ve hatta kendimizden de korumaya çalışıyoruz. Cumhurbaşkanı “3 değil, 5 çocuk doğurun” derken o çocuğun yaşaması, sağlığı, korunması, barınması, açlığı, eğitimine dair hiçbir sorumluluk almadan sadece “Doğurun kardeşim” diyor. Peki devlet bir çocuğun dünyaya gelmesinden itibaren yaşam hakkını nasıl garantiye alacak? Para hırsıyla bebek çetelerinin, sağlıkta özelleştirmenin önünü açanlar hesap verecek mi? Sağlık Bakanı dahil sağlığın ticarileşmesinin önüne engeli kim koyacak? Çeteler sağlıkta, eğitimde, silahta, inşaatta ve sokaklarda hayatımızın her alanına yayılmışken yaşamaya ve yaşatmaya çalışıyoruz. Sadece fabrikada çalıştığımız patrona karşı bir mücadele değil, hayatımızı saran tüm iğrençlikler için mücadeleyi büyütmenin amaçları her geçen gün artıyor. Örgütlüysek biz fazlayız, değilsek bizi yenecek kanal ne yazık ki çok fazla.

Görsel: Canva Pro kolaj