İranlı kadınların koronaya ve devlete karşı mücadelesi
İran korona salgınının en çok can aldığı ülkelerden biri. İşsizliğin çığ gibi büyüdüğü ülkede kadın emekçiler açlıkla burun buruna. İranlı E. Ava, İranlı kadınların yaşama mücadelesini anlatıyor.

Kovid 19 salgını nedeniyle İran’da hayatını kaybedenlerin sayısı resmi verilere göre 5820 kişi olarak açıklanırken, birçok muhalif gazete bu sayının 8 binden fazla olduğunu açıklıyor. İran’da aylardır halkın salgınla mücadelesi devam ederken yine bu süreci en ağır şekilde yaşayanlar kadınlar oldu.  

2 ayı aşkın süredir devam eden salgınla mücadelede kadınlara yönelik şidettin artışı devlet tarafından değil de İran’da faaliyet gösteren kadın örgütleri tarafından açıklandı. Şiddet nedeniyle hayatını kaybeden kadınların yanı sıra sağlık hizmetlerinde çalışan kadınlar arasında da hayatını kaybedenlerin sayısı her gün artmakta. Dinlenmeden devam eden çalışma saatleri, önlemlerin temel seviyede bile sağlanamaması sağlık hizmetinde mücadele veren kadınların hayatına mal oluyor ve hayatını kaybedenler çoğunlukla 40 yaş altı kadınlar.

Geçtiğimiz günlerde Tahran Artesh Hastanesinde 28 yaşında bir hemşire olan Sara Azizi, çalışma baskısı ve kesintisiz hizmet sunma zorunluluğu nedeniyle beyin kanaması geçirerek hayatını kaybetti. Bu üzücü olay onlarca vakadan biri sadece. Bu ölümcül virüsün patlak vermesinden bu yana, İran rejimi bu krizi yönetmek için herhangi bir önlem almadı, aynı zamanda bu sorumluluğu her zaman hemşireler de dahil olmak üzere sağlık personeline bıraktı.

ENGELLİ OĞLUMDAN UTANMAKTAN NEFRET EDİYORUM

Resmi olmayan ve sigortasız işlerde çalışan kadınların yüzde 80’i , 12 saate varan uzun çalışma süreleri, düşük ücret ve iş güvenliği olmadan çalışma zorunda kalıyor. Yeraltı atölyelerinde, hizmet işlerinde, restoranlarda, tekstil atölyelerinde çalışanların çoğunluğu kadın işçiler ve neredeyse tamamı güvencesiz. Korona salgını sırasında binlerce kadın işini kaybetti. Bu kadınlar genellikle yoksul ve birçoğu aile gelirlerini tek başına sağlamakta olan kadınlar.

Diba, salgından önce bir düğün salonunda çalışıyordu, bacağında sorun var ve engelli oğluna tek başına bakmak zorunda. Bu süreci onunla konuştuğumuzda “İşsiz kaldım, oğlumun ilacını almaya dahi gücüm yetmiyor. Nöbet geçiriyor ve kötü bir ruh halinde. Koronadan nefret ediyorum çünkü borçtan ve işsiz kalmaktan, parasızlıktan nefret ediyorum, engelli oğlumdan utanmaktan nefret ediyorum. Burada tümüyle unutulmuş bir halk var” diyor.

ARTIK YEMEKLERİ EVE GÖTÜREMİYORUM, AÇIZ!

Sedigheh salgından önce yarı zamanlı olarak çok şık bir restoranda çalışıyordu ve bulaşık yıkıyordu. Sedigheh'in böbrek yetmezliği var, eşi seyyar satıcı ve neredeyse iki aydır işsiz. Sedigheh bu süreçle ilgili “Artık yiyeceklerimiz yok çünkü restoran kapalı ve müşterilerden arta kalan yemekleri eve götüremiyorum. Kocam iki aydır işsiz, hiç bir yardım almıyoruz. Bunu protesto etmek için kocam birkaç gün önce diğer satıcılarla Tahran Belediyesi önündeki protestoya katıldı, ancak belediye başkanı, sorunlarının belediyeyle ilgisi olmadığını söyledi. Seyyar satıcılar ve çocukları için yerine getirilmesi gereken temel ihtiyaçlar kimin görevi?” diye soruyor.


HEM ÇALIŞAMIYORUZ HEM HİÇBİR YARDIM ELİ YOK

Korona salgını sürecinde , memurlar ve ya beyaz yakalı çalışanların uzaktan çalışması mümkün fakat çoğu kadın olan kayıtsız çalışanlar için durum farklı. İran’da part time çalışan kadınların oranı yüzde 40 iken part time çalışan erkeklerin oranı yüzde 28, kadınların burun buruna olduğu işsizlik korkusu korona günlerinde daha vahim bir meseleye dönüştü.

Tahran sokaklarında çiçek satan bir kadın “İran'da, korona öncesi yaşam koşulları, refah ve sağlık sistemi kötüydü, bu sadece işsizler için değil, aynı zamanda resmi işçilerin ve ücretlilerin çoğunluğu için de geçerli. Korona ile işsizler ordusu çoğaldı. Hem çalışamıyoruz hem hiçbir yardım eli yok” diyor.

Tahran’da bir otobüs durağındaki yazılama: “Kadın mücadelesiyle sınıf mücadelesi birbirine düğümlenmiştir”

SORUMLULUK ALMASI GEREKEN BİZ DEĞİLİZ, DEVLET!

1 Mayıs’a yaklaşırken İran’ın genelinde işçilerin ve emekçilerin grevlerine ve protestolarına şahit oluyoruz. Sara kuaforde çalışan bir emekçi “Günlerdir kuaför kadınlar ve kuaförlerde çalışan kadınlar Tahran’da Belediye önünde protesto yapıyoruz, çünkü salonlar kapalı ve hepimiz işsiziz. Belediye işyerlerini kendi sorumluluğunuzla açabilirsiniz ama tüm sorumluluğu kabul eden bir belge imzalamanız lazım diye açıklama yaptı fakat kim tüm sorumluluğu alarak bunu yapar ki? Burada gerçek sorumluluğu alması gereken biz değiliz, devlet” diyor.

Kadın örgütleri İran’da ortak bir 1 Mayıs bildirisi yayınlayarak yasak olmasına rağmen tüm kadınları fabrikalarda, iş yerlerinde ve atölyelerde 1 Mayısı kutlamaya davet ettiler. Bu bildiriyi kadın öğrenciler de destekleyerek geçen sene 1 Mayıs’tan bu yana tutuklanan arkadaşlarının ve siyasi suçlardan tutuklu olan arkadaşlarının derhal serbest bırakılmalarını talep ettiler.


İlgili haberler
Kapitalizmin takkesi, kadınların mücadelesi

Kendiliğinden patlak veren eylemler salgın sonrası güçlenecek bir mücadele eğiliminin göstergesi. Dü...

Salgın hastalıklarla mücadelenin tarihsel deneyiml...

Ağır yoksulluk, savaş koşulları, kapitalist ülkelerin baskısının olduğu koşullarda dahi tarihe öneml...

ORTA ÇAĞDAN ÇIKAN DERS: Veba salgını ve cadı avlar...

Kara veba gibi çağın öne çıkan krizlerini oluşturan salgın hastalıkların cadılardan kaynaklandığı ön...