GÜNÜN KİTABI: Kahraman Doktor İhtiyar Acuzeye Karşı
Kahraman Doktor İhtiyar Acuzeye Karşı cinsellik, doğum, hamilelik, düşük gibi deneyimlerin sadece biyolojik bedenle ilişkili olmadığını, son derece politik konular olduğunu bir kere daha hatırlatıyor.

Gülhan Erkaya Balsoy’un Tanzimat döneminin başlangıcından 20. yüzyıl başlarına değin Osmanlı devletinin nüfus politikalarını sorunsallaştırdığı “Kahraman Doktor İhtiyar Acuzeye Karşı: Geç Osmanlı Doğum Politikaları” adlı kitap oldukça titiz bir arşiv taramasına dayanıyor. Çalışmanın temel tezlerinden birisi, nüfus politikalarının nüfusun ne kadar büyük olacağından çok ‘nasıl’ bir nüfus olacağı ve daha önemlisi bu nüfusun ‘nasıl yönetileceği’yle ilgili olduğuna dair. Dahası bu çalışma, Osmanlı’nın nüfusu kontrol etmeye çalışan kadın odaklı politikalarının nasıl bir ‘makbul kadınlık’ üretmeye çalıştığını, bunun cinsellik, doğum, hamilelik, düşük gibi deneyimler etrafında nasıl örüldüğünü çarpıcı verilerle sunmakta.

Çalışma, kadın bedeninin "neye hizmet etmesi" ve "nasıl sergilenmesi" gerektiği meselesinin, modernleşme niyetiyle kimi girişimlerde bulunan Osmanlı'da, hangi araçlar ve kararlarla çözülmeye çalışıldığını tartışıyor. Gülhan Erkaya Balsoy; bu tartışmayı, arşiv belgelerinin yanı sıra Osmanlı'da kadın doğumun kurucu "babası" Besim Ömer'in eserleri, 20. yüzyıl başında çoksatar olan ve kadınlara yönelik nasihatler içeren yayınlar ve kimi popüler edebî metinler üzerinden sürdürüyor.

Osmanlı'nın nüfusu kontrol etmeye çalışan kadın odaklı politikaları, bir yandan kadın bedenini denetim altına alıp siyasetin sahasına çekerken bir yandan da kadını ve kadın sorunlarını görünür kılıp üzerinde konuşulur hale getirmiştir. Devlet erki, Osmanlı nüfusunun artmasını -ama Müslümanlar lehine artmasını- isterken makbul kadını ve kadınlığı da tarif ediyordu. Makbul kadın vakti gelince hemen evlenmeli, çok çocuk doğurmalı, asla kürtaj yaptırmamalı ve kendisini doktorlara emanet etmelidir. Bu tarif, yaşadığımız dönemin siyasal diline ve amaçlarına ne kadar da denk düşüyor.

Günümüzde sürdürülen kürtaj tartışmalarının ve kadına/kadınlığa "had" bildiren sert erkek üslubunun kuruluşunu araştıran Kahraman Doktor İhtiyar Acuzeye Karşı, "cinsellik, doğum, hamilelik, düşük gibi deneyimlerin sadece biyolojik bedenle ilişkili olmadığını, son derece politik konular olduğunu bir kere daha hatırlatıyor.

İlgili haberler
GÜNÜN KİTABI: Bedenim Bana Ait

Cinsellikle ilgili sınır ihlalleri konusunda tavır belirlemek hiç de kolay değildir. Bu kitap, diyal...

GÜNÜN KİTABI: Bekaretin ‘El Değmemiş’ Tarihi

Yüzyıllardır aile, eğitim, tıp, yasa, din gibi ataerkil kurumlar tarafından bedenlerimiz üzerine inş...

GÜNÜN KİTABI: Soykırımdan Kurtulanlar / Halep Kurt...

Halep Kurtarma Evi’nde Ermeni soykırımı kurbanı kadın ve çocuklarının da ifadelerinin yer aldığı bir...